Ekonomi politikaları için önemli olan, toplumun bütün fertlerine iş ve aş imkanı sağlamaktır. Belli bir geliri olmayan, işi olmayan bireyler için enflasyonun düşmesi de, kamu bütçesinin fazlalık vermesi de bir şey ifade etmez.
İktisat politikalarında ilk hedef olması gereken işsizlikle mücadele, son yıllarda birinci hedef olmaktan çıkmış onun yerine öncelikli hedef olarak artık enflasyon seçilmiştir. Gelişmiş olduğu ifade edilen ülkelerdeki işsizlik oranları nerede ise % 10 seviyesini geçmektedir. Yine bu ülkelerde işçi ücretlerinin, asgari geçim sınırında konumlandığını görüyoruz. Gelişmiş kabul edilen ülkelerin 2002- 2003- 2004 yıllarına ait işsizlik rakamlarına bakılınca bu dediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Artık % 5 düzeyindeki işsizlik oranları doğal işsizlik oranı olarak kabul görüyor. Bu düzeydeki işsizlik rakamlarının ekonomilerin doğal yapısının bir gereği olduğuna inanılıyor. Bir başka açıdan baktığımızda, kapitalist ekonomi modellerinin hiçbiri, toplumun tamamının refah düzeyini yükseltmeyi hedeflememiştir. O yüzden ne gelir dağılımındaki dengesizlik, ne de belli bir düzeye kadar olan (Kapitalist anlayışlarda işsizlik, çok yükselirse ekonominin genel yapısında büyük tahribatlar yapacağı için belli oranlardan sonrası tehdit olarak görülmektedir) işsizlik oranları bir problem olarak görülmemiştir. Hatta belli oranlardaki işsizlik, emek arz fazlası manasına geleceği için işçi ücretlerinin düşmesi üretim maliyetlerinin ucuzlamasına sebep olacağına inanıldığı için desteklenmektedir. Maliyet enflasyonun en önemli kaleminin işçi ücretlerindeki artış olduğu görüşü de zaten bu anlayışın bir sonucudur. Gerçi enflasyon bahsinde bunun böyle olmadığını geniş olarak anlattık ancak kısaca değinmek gerekirse asıl maliyetleri yukarıya çeken üretim unsurları hammadde girdilerinde, istihdam vergilerinde ve enerji maliyetlerinde meydana gelen artıştır. Toplam maliyetler içerisinde genellikle işçi ücretleri çok fazla bir oran işgal etmemektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Valery Vorotin Ukrayna Devlet İdarecilik AkademisiDünya tarihine geçecek bir kongreBugün Bakü'de gerçekleşmekte olan bu olay, bu kongre Ukrayna Ekonomi Bilimi Topluluğu'nda büyük merak uyandırdı. Pek çok sayıda ekonomi bilim adamı burada olabilirdi. Ama maalesef Pazar Günü Ukrayna'da Parlamento Seçimleri olacağından onların hepsi buraya gelemedi. Bugün burada alternatifi olmayan bir Model'in incelemesini yapıyoruz, hatta uluslarüstü bir yapının sağlam bir şekilde oluşmasına şahit oluyoruz.Ve ileride sadece ulusal devletlerin değil, belki bütün dünya ekonomisinin de böyle bir çalışma sayesinde, böyle bir kitap sayesinde gelişebileceğini şimdiden görebilmekteyiz.Bugün burada yapacaklarımız, bu konferansın sonucunda devletlerin ekonomilerinin bundan sonraki gelişmelerine, Sovyetler sonrası kıtadaki devletlerin ekonomisinin ileride nasıl gelişeceğine ve pazar ekonomisinin farklı aşamalarındaki ülkelerin ekonomilerinin nasıl gelişeceğine cevap bulmaktır. Ben Prof. Dr. Haydar Baş'ı bütün kalbimle tebrik ederim, organizatörlere şükranlarımı sunarım. Çünkü bu olay dünya ölçeğindeki büyük bir olay ve bu olay sadece Azerbaycan ve Türkiye'nin değil, dünya ekonomisindeki devletlerin de tarihine geçecek.
İktisat politikalarında ilk hedef olması gereken işsizlikle mücadele, son yıllarda birinci hedef olmaktan çıkmış onun yerine öncelikli hedef olarak artık enflasyon seçilmiştir. Gelişmiş olduğu ifade edilen ülkelerdeki işsizlik oranları nerede ise % 10 seviyesini geçmektedir. Yine bu ülkelerde işçi ücretlerinin, asgari geçim sınırında konumlandığını görüyoruz. Gelişmiş kabul edilen ülkelerin 2002- 2003- 2004 yıllarına ait işsizlik rakamlarına bakılınca bu dediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Artık % 5 düzeyindeki işsizlik oranları doğal işsizlik oranı olarak kabul görüyor. Bu düzeydeki işsizlik rakamlarının ekonomilerin doğal yapısının bir gereği olduğuna inanılıyor. Bir başka açıdan baktığımızda, kapitalist ekonomi modellerinin hiçbiri, toplumun tamamının refah düzeyini yükseltmeyi hedeflememiştir. O yüzden ne gelir dağılımındaki dengesizlik, ne de belli bir düzeye kadar olan (Kapitalist anlayışlarda işsizlik, çok yükselirse ekonominin genel yapısında büyük tahribatlar yapacağı için belli oranlardan sonrası tehdit olarak görülmektedir) işsizlik oranları bir problem olarak görülmemiştir. Hatta belli oranlardaki işsizlik, emek arz fazlası manasına geleceği için işçi ücretlerinin düşmesi üretim maliyetlerinin ucuzlamasına sebep olacağına inanıldığı için desteklenmektedir. Maliyet enflasyonun en önemli kaleminin işçi ücretlerindeki artış olduğu görüşü de zaten bu anlayışın bir sonucudur. Gerçi enflasyon bahsinde bunun böyle olmadığını geniş olarak anlattık ancak kısaca değinmek gerekirse asıl maliyetleri yukarıya çeken üretim unsurları hammadde girdilerinde, istihdam vergilerinde ve enerji maliyetlerinde meydana gelen artıştır. Toplam maliyetler içerisinde genellikle işçi ücretleri çok fazla bir oran işgal etmemektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Valery Vorotin Ukrayna Devlet İdarecilik AkademisiDünya tarihine geçecek bir kongreBugün Bakü'de gerçekleşmekte olan bu olay, bu kongre Ukrayna Ekonomi Bilimi Topluluğu'nda büyük merak uyandırdı. Pek çok sayıda ekonomi bilim adamı burada olabilirdi. Ama maalesef Pazar Günü Ukrayna'da Parlamento Seçimleri olacağından onların hepsi buraya gelemedi. Bugün burada alternatifi olmayan bir Model'in incelemesini yapıyoruz, hatta uluslarüstü bir yapının sağlam bir şekilde oluşmasına şahit oluyoruz.Ve ileride sadece ulusal devletlerin değil, belki bütün dünya ekonomisinin de böyle bir çalışma sayesinde, böyle bir kitap sayesinde gelişebileceğini şimdiden görebilmekteyiz.Bugün burada yapacaklarımız, bu konferansın sonucunda devletlerin ekonomilerinin bundan sonraki gelişmelerine, Sovyetler sonrası kıtadaki devletlerin ekonomisinin ileride nasıl gelişeceğine ve pazar ekonomisinin farklı aşamalarındaki ülkelerin ekonomilerinin nasıl gelişeceğine cevap bulmaktır. Ben Prof. Dr. Haydar Baş'ı bütün kalbimle tebrik ederim, organizatörlere şükranlarımı sunarım. Çünkü bu olay dünya ölçeğindeki büyük bir olay ve bu olay sadece Azerbaycan ve Türkiye'nin değil, dünya ekonomisindeki devletlerin de tarihine geçecek.