"Eğer siz, hakkıyla Allah'a tevekkül etseydiniz, sabahleyin aç gidip, akşamleyin tok olarak yuvalarına dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de muhakkak rızıklandırırdı" hâdisinden hareketle her yeni güne umutlu başlayanlardanım.
Kuşlar içinde karganın en erken uyanan olduğu rivâyet edilir. Kargalı bir kıssamız var, bu yüzden kuşlarla başladık...
Kıssa bu ya: Sabaha karşı karga, garip bir tıkırtıyla uyanır! Vakit erken ortalık alaca karanlık bile değildir. Tıkırtı, karganın yuvasının hemen altındaki mağaranın önünden gelmektedir. Karga, dikkatle bakar ve gördüğüne şaşırır! Tavşan, mağaranın hemen girişine bir daktilo koymuş ve çatur-çutur bir şeyler yazmaktadır. Gün yavaş yavaş ışırken az ilerdeki tümsekden bir tilki de duyduğu sese kulaklanır. Sabah sabah gördüğü tavşan, iştahını kabartır! Hevesle yavaşça yaklaşır ve kendini gören tavşanın kaçmaması ile hayrete düşer! İyice yaklaşarak:
- Tavşan! Ne yapıyorsun? Diye sorar. Tavşan, aynı saymazlığına devamla;
- Tavşanların tilki avlama metodunu yazıyorum! Çocuklara lazım olur! Diyerek takır-tukuruna devam eder. Tilki bu sefer hiddetle;
- Bre salak! Böyle bir şey duyulmuş mudur? Tavşan tilkiyi nasıl avlarmış?
Tavşan, aymaz-saymaz edasına devamla;
- Öööf! Çok konuşma! Erkeksen mağaraya gel, gör! Diyerek mağaraya girer! Tilki de artık kaçma şansı kalmadığını düşünerek hevesle tavşanın peşinden...
Karga, merakla izlemektedir. Mağaradan kısa bir boğuşma sesi duyulur ve az sonra tavşan, üzerini çırparak çıkar, daktilonun başına geçer!.. Karga meraktan çatlayacak haldedir.
Bu sefer tümseğin ardından bir çakal görünür. Çakal da sabah sabah tavşanı görünce heveslenir ve sinerek yaklaşmaya başlar! Tavşan, çakalı görünce de istifini bozmaz! Çakal ve karga hayretler içindedirler! Çakal yanaşır ve takır-tukura devâm eden tavşana;
- Ne yapıyorsun tavşan? diye sorar. Aynı aymazlık ve saymazlıkla;
- Tavşanların çakal avlama yollarını yazıyorum! Çocuklara lazım olur! Cevabı, çakalı da öfkelendirir:
- Ulak salak mısın, deli misin? Hiç öyle bir şey olabilir mi?
- Ooof! Diye homurdanır tavşan;
- Erkeksen mağaraya gel, gör! Der ve döner mağaraya, çakal da tavşana haddini bildirmek ve karnını doyurmak hevesi ile peşinden...
Bu sefer mağaradan daha şiddetli boğuşma sesleri duyulur! Karga iyice dalın ucuna gelmiş ve merakla beklemektedir. Biraz sonra sesler kesilir, mağaradan tozlar içinden, üzerini çırparak, düzenleyerek tavşan çıkar ve daktilonun başına geçer!
Karga dayanamaz! Sessizce mağaraya süzülür! Gözleri mağaranın loşluğuna alışınca, bir kenarda tilkinin, diğer bir kenarda çakalın postunu görür! Daha dikkatle bakınca; mağaranın dibinde yan yatıp yalanarak pençelerini temizleyen aslanı görür!...
Kıssa bu! Şimdi hisse:
Ulusları toplayıp budunlaştıran, yani halkları kaynaştırıp milletleştiren Türk Milletinin vatanında; patriot füzeli yabancı askerler ve kapılarında BOP Eş Başkanı unvanlı bir stenograf!...
"Siyâset Develeri" kıssamızı da hatırlatarak; insanlık tarihinin en kadim avcılarının Türk Milleti olduğunu, Allah'ın Arslanı Hz. Hamza’nın (r.a.) da aslan avcısı olduğunu; aslan avcılığının İslam öncesi ve sonrası Türk Milletinin en sevdiği avlardan olduğunu biliyoruz. Artık bir Millî Avcının dağlarımızda mağaralara sinmiş yabancı vahşî yırtıcıların tamamını avlamasının şart olduğunu görüyoruz! Çünkü av mevsimi!
Haçlı gölgesine sığındığı için gölgesi olmayan BOP Eş Başkanı ve o gölgesizin gölgesine sığınan yarasaların tamamı, ava giderken avlanmak üzere olduklarını bilmiyorlar!
Türk töresinde de, İslam ahlâkında da ürkütüp uçurmadan ava ok atmak, mermi atmak yoktur! Helâl olan av ve avcılık vardır! Kaçma şansı tanınmadan, aman verilmeden vurulan av, helâl değildir! Bu yüzden haber ve aman veriyoruz!
Bliyoruz ki bir ellerinde "iman-metre", diğer ellerinde "takvâ-metre", milleti Allah ile aldatanlara karşı, Allah Dostları Cihâdı başlatmış ve defalarca uyarmıştır!
2. Kuva-yı Millîye Hareketi kadroları; "Ya Allah! Bismillah! Allahüekber!" tekbîr ve nidâlarıyla akın öncesi sürek avını başlatmıştır!
Hz. Peygamberin (s.a.v.); "Sizin en hayırlınız -kavminin zûlüm ve haksızlıklarını destekleme günahını işlemeden- kendi soyunu müdafaa eden kimsedir" (Ebu Davud, Sünen, IV, s. 331. no; 5120) hâdislerine; Hz. Ali’nin (r.a.), “Aslını inkâr eden haramzâdedir" öğütlerine rağmen Türk Milliyetçiliğini ayakları altına aldığını söyleme cür'etini gösteren, Haçlı gölgesindeki gölgesiz BOP Eş Başkanı ve şürekâsını uyarmak, Türk Milleti'nin töresindendir!
Bu Vatan ve bu Devlet, kolay ve ucuza elde edilmedi! Bu vatanda gözü olanlar, bedelini ödemeğe hazır olmalılar!
"Bu vatan, bizimdir; bizim kalacak!" inancı, Oğuz Kağan'ın "Türk yurdunda fakirlik suç sayılsın!" vasiyyeti, II. Kuva-yı Milliyeciler'in idealleridir!
Bu vatanın bütün ovaları-dağları, bütün mağaraları avlağımız, bütün vahşi hayvanlar da avlakdaki avlarımızdır.
El-Câhız; "Çevrenin insanlara tesiri hususunda Türk ülkelerinden daha kuvvetli tesir eden başka bir ülke duymadık. Onlar develerini, atlarını, hülasa orada yaşayan her canlıyı Türkleştirir ve Türk'e has bir şekle sokar" diyeli bin yıldan fazladır! Bilmeyenin cehâleti ve ayıbıdır vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Kuşlar içinde karganın en erken uyanan olduğu rivâyet edilir. Kargalı bir kıssamız var, bu yüzden kuşlarla başladık...
Kıssa bu ya: Sabaha karşı karga, garip bir tıkırtıyla uyanır! Vakit erken ortalık alaca karanlık bile değildir. Tıkırtı, karganın yuvasının hemen altındaki mağaranın önünden gelmektedir. Karga, dikkatle bakar ve gördüğüne şaşırır! Tavşan, mağaranın hemen girişine bir daktilo koymuş ve çatur-çutur bir şeyler yazmaktadır. Gün yavaş yavaş ışırken az ilerdeki tümsekden bir tilki de duyduğu sese kulaklanır. Sabah sabah gördüğü tavşan, iştahını kabartır! Hevesle yavaşça yaklaşır ve kendini gören tavşanın kaçmaması ile hayrete düşer! İyice yaklaşarak:
- Tavşan! Ne yapıyorsun? Diye sorar. Tavşan, aynı saymazlığına devamla;
- Tavşanların tilki avlama metodunu yazıyorum! Çocuklara lazım olur! Diyerek takır-tukuruna devam eder. Tilki bu sefer hiddetle;
- Bre salak! Böyle bir şey duyulmuş mudur? Tavşan tilkiyi nasıl avlarmış?
Tavşan, aymaz-saymaz edasına devamla;
- Öööf! Çok konuşma! Erkeksen mağaraya gel, gör! Diyerek mağaraya girer! Tilki de artık kaçma şansı kalmadığını düşünerek hevesle tavşanın peşinden...
Karga, merakla izlemektedir. Mağaradan kısa bir boğuşma sesi duyulur ve az sonra tavşan, üzerini çırparak çıkar, daktilonun başına geçer!.. Karga meraktan çatlayacak haldedir.
Bu sefer tümseğin ardından bir çakal görünür. Çakal da sabah sabah tavşanı görünce heveslenir ve sinerek yaklaşmaya başlar! Tavşan, çakalı görünce de istifini bozmaz! Çakal ve karga hayretler içindedirler! Çakal yanaşır ve takır-tukura devâm eden tavşana;
- Ne yapıyorsun tavşan? diye sorar. Aynı aymazlık ve saymazlıkla;
- Tavşanların çakal avlama yollarını yazıyorum! Çocuklara lazım olur! Cevabı, çakalı da öfkelendirir:
- Ulak salak mısın, deli misin? Hiç öyle bir şey olabilir mi?
- Ooof! Diye homurdanır tavşan;
- Erkeksen mağaraya gel, gör! Der ve döner mağaraya, çakal da tavşana haddini bildirmek ve karnını doyurmak hevesi ile peşinden...
Bu sefer mağaradan daha şiddetli boğuşma sesleri duyulur! Karga iyice dalın ucuna gelmiş ve merakla beklemektedir. Biraz sonra sesler kesilir, mağaradan tozlar içinden, üzerini çırparak, düzenleyerek tavşan çıkar ve daktilonun başına geçer!
Karga dayanamaz! Sessizce mağaraya süzülür! Gözleri mağaranın loşluğuna alışınca, bir kenarda tilkinin, diğer bir kenarda çakalın postunu görür! Daha dikkatle bakınca; mağaranın dibinde yan yatıp yalanarak pençelerini temizleyen aslanı görür!...
Kıssa bu! Şimdi hisse:
Ulusları toplayıp budunlaştıran, yani halkları kaynaştırıp milletleştiren Türk Milletinin vatanında; patriot füzeli yabancı askerler ve kapılarında BOP Eş Başkanı unvanlı bir stenograf!...
"Siyâset Develeri" kıssamızı da hatırlatarak; insanlık tarihinin en kadim avcılarının Türk Milleti olduğunu, Allah'ın Arslanı Hz. Hamza’nın (r.a.) da aslan avcısı olduğunu; aslan avcılığının İslam öncesi ve sonrası Türk Milletinin en sevdiği avlardan olduğunu biliyoruz. Artık bir Millî Avcının dağlarımızda mağaralara sinmiş yabancı vahşî yırtıcıların tamamını avlamasının şart olduğunu görüyoruz! Çünkü av mevsimi!
Haçlı gölgesine sığındığı için gölgesi olmayan BOP Eş Başkanı ve o gölgesizin gölgesine sığınan yarasaların tamamı, ava giderken avlanmak üzere olduklarını bilmiyorlar!
Türk töresinde de, İslam ahlâkında da ürkütüp uçurmadan ava ok atmak, mermi atmak yoktur! Helâl olan av ve avcılık vardır! Kaçma şansı tanınmadan, aman verilmeden vurulan av, helâl değildir! Bu yüzden haber ve aman veriyoruz!
Bliyoruz ki bir ellerinde "iman-metre", diğer ellerinde "takvâ-metre", milleti Allah ile aldatanlara karşı, Allah Dostları Cihâdı başlatmış ve defalarca uyarmıştır!
2. Kuva-yı Millîye Hareketi kadroları; "Ya Allah! Bismillah! Allahüekber!" tekbîr ve nidâlarıyla akın öncesi sürek avını başlatmıştır!
Hz. Peygamberin (s.a.v.); "Sizin en hayırlınız -kavminin zûlüm ve haksızlıklarını destekleme günahını işlemeden- kendi soyunu müdafaa eden kimsedir" (Ebu Davud, Sünen, IV, s. 331. no; 5120) hâdislerine; Hz. Ali’nin (r.a.), “Aslını inkâr eden haramzâdedir" öğütlerine rağmen Türk Milliyetçiliğini ayakları altına aldığını söyleme cür'etini gösteren, Haçlı gölgesindeki gölgesiz BOP Eş Başkanı ve şürekâsını uyarmak, Türk Milleti'nin töresindendir!
Bu Vatan ve bu Devlet, kolay ve ucuza elde edilmedi! Bu vatanda gözü olanlar, bedelini ödemeğe hazır olmalılar!
"Bu vatan, bizimdir; bizim kalacak!" inancı, Oğuz Kağan'ın "Türk yurdunda fakirlik suç sayılsın!" vasiyyeti, II. Kuva-yı Milliyeciler'in idealleridir!
Bu vatanın bütün ovaları-dağları, bütün mağaraları avlağımız, bütün vahşi hayvanlar da avlakdaki avlarımızdır.
El-Câhız; "Çevrenin insanlara tesiri hususunda Türk ülkelerinden daha kuvvetli tesir eden başka bir ülke duymadık. Onlar develerini, atlarını, hülasa orada yaşayan her canlıyı Türkleştirir ve Türk'e has bir şekle sokar" diyeli bin yıldan fazladır! Bilmeyenin cehâleti ve ayıbıdır vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017