İlk aşıyı, parayı bastıran alacak
Koronavirüs aşısının üretimi için yarış sürüyor. Hastalığa karşı tedavi geliştiren firmaları da çok ciddi kâr bekliyor. Ancak aşı ve tedaviye dünyadaki herkes erişebilecek mi? Başarılı ilk aşıdan öncelikle zengin ülkeler yararlanacak.
03.05.2020 17:05:00





YENİ MESAJ / DETAY HABER
İlaç üreticileri koronavirüs aşısının tüm hastalar için erişebilir olacağının teminatını verse de bazı firmalar bu çağrının arkasında durma konusunda gönülsüz. Etkili bir tedavi geliştirilebilmesi için verilen zaman aşağı yukarı 18 ay. Kimi bilim insanları, insanların yüz maskesi takmayı bıraktığı ve vaka sayılarını artık umursamamaya başladığı günler için daha pozitif yaklaşımlar sergilese de kimisi de aşı geliştirmek için gereken sürenin daha uzun olacağı kanaatinde. Ancak şu soru, hem dünyadaki ilaç endüstrisi hem de siyasetçiler için önemli bir ikilem yaratmaya başladı bile: Aşı bulunduğunda ilk hangi ülkelere servis edilecek? Alman sağlık uzmanı Illona Kickbusch, "Şimdilik, aşının adil bir şekilde paylaşımı için uluslararası olarak belirlenmiş bir kural yok" dedi.
Parayı veren ilk aşıyı alacak
Almanya'daki Duisburg-Essen Üniversitesi'nden Sağlık Yönetimi Profesörü Jürgen Wasem, bir ilacın araştırma ve geliştirme aşamalarının piyasa faktörleri tarafından belirlendiğine dikkat çekerek, "Bu durum Batı Avrupa, Japonya ve ABD'nin önce temin etme riskini ortaya çıkarıyor, çünkü buradaki hastalar aşı ve tedavi için en yüksek fiyatı ödeyebilecek durumda. Dünyanın dört bir yanındaki ilaç piyasalarında bu problem sürüyor" şeklinde konuştu.
İlaç şirketleri lekeli
Dünya nüfusunun tamamı için erişilebilir ilaç geliştirme hususunda ilaç endüstrisinin imajı epey lekeli. Bazı ilaçların tedarik sıkıntısının, genellikle büyük ilaç üreticilerinin fiyatlandırma politikaları sonucunda meydana geldiği söyleyen Wasem, "Bunu kanıtlamak çoğu zaman zor. Şu an gördüğümüz şey, çok sayıda birbiriyle rekabet eden inisiyatif ve bunların bir kısmı sonunda başarılı olacak. Aşı geliştirme oldukça maliyetli ve risklerle dolu" dedi. Bazı şirketlerin tedariki düşük göstererek ilacın piyasa değerini yüksek tutturabildiğini söyleyen Wasem, bazı tedavilerde ise sırf "reklam teşviki olmadığı için" geliştirme aşamasına hiç gelinmediğini ifade etti.
İsviçre'deki Küresel ve Kalkınma Çalışması Yüksek Enstitüsü'nde kamu sağlığı eğitimi veren Illona Kickbusch de aynı görüşte ve örnek olarak da bazı Afrika ülkelerinde hâlâ yaygın olan Ebola virüsü tedavisini gösteriyor. Kickbush, "Ebola konusunda, aşının geliştirilme aşamasına dair ön araştırma yapılmıştı ancak daha ileriye gidilmedi zira kazanacak yeterli para yoktu" dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, geliştirilecek COVID-19 tedavisinin 'kamu yararına' ve herkes için erişilebilir olması zorunluluğuna dikkat çekti. Yine Almanya Başbakanı Angela Merkel de uluslararası müzakereyle küresel bir anlaşma yaratılabileceği ümidinde.
80 şirket çalışıyor
Mevcut durumda, koronavirüs salgınına karşı verilen küresel mücadelede umutlar büyük oranda dört büyük aşı geliştiricisinin ve ayrıca çok sayıda küçük biyoteknoloji firmasının omuzlarına yüklenmiş durumda. Hepsini alt alta koyduğumuzda 80 farklı aşı projesi geliştirildiğini görüyoruz ve bunların bir kısmı ortaklaşa çalışmalar da yürütüyorlar. Alman Biontech firması, örneğin, ABD menşeli eczacılık firması Pfizer ile bir ekip kurdu. Bu yıl içinde 10'dan fazla COVID-19 tedavisinin klinik deneylere başlanması planlanıyor ve bunların arasında en umut vaat edici olanlar şu an Çin, ABD ve Almanya'da yapılacak olanlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.