2026 Bütçe görüşmelerinde İYİ Parti Ekonomi ve Kalkınma Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta, bebek katilinin, TBMM'de okunan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a 2 kez hitap edilen mektubu gündem etti. Ortalık karıştı. Numan Bey salona terk etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
AK Parti Komisyon Başkanı Mehmet Muş
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik
AK Parti Grup Başkanvekili Abdullah Güler
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ
AK Parti E. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanvekili Doğan Aydal
Erhan Usta'nın sözlerine tepki gösterdiler. Hem de üst seviyeden.
Beklerdim ki!
Bir vatandaş olarak beklerdim ki beni-bizi temsil edenler:
ABD Dışişleri Bakanı, '5 dakika Başkanla görüşmek için kapımızda bekliyorlar' dedi.
ABD'nin Ankara Elçisi 'meşruiyet istiyorlar, verelim' dedi.
Aynı şahıs, Hatay'ı Suriye toprağı gösteren harita önünde poz verdi.
Aynı şahıs, 'PKK/YPG terör örgütü değil, müttefikimizdir' dedi.
Bebek katili, Kandil, DEM, Ahmet Türk, 'Suriye ve Fırat'ın doğusu kırmızıçizgimizdir' dedi.
TBMM'den Kürdistan bayrağı açıldı.
TBMM'de Milli kahramanlarımızdan Talat Paşa'ya 'katil' denildi.
TBMM'de devletimize, milletimize, Atatürk'e, Türk ordusuna hakaret edildi.
Diyarbakır sokaklarında binlerce kişi aynı hakaretleri koru halinde dile getirdi.
Yukarıdaki isimler ve daha fazlasında tepki gelmedi.
Demek ki söz konusu şahıslar olunca gerisi teferruat oluyor.
Oysa bize 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır', diye öğretilmişti.
Numan Beyin tepkisi
2009'da: "Bu açılım, emperyalist güçlerin böl-parçala-yönet stratejisinin bir parçasıdır. PKK gibi terör örgütleri üzerinden yürütülen bu oyunlar, Osmanlı'nın yıkılışındaki taktiklerin tekrarıdır. Milli birliğimizi bozacak her türlü bölücü harekete karşıyız; ümmet birliğini savunuyoruz'.
2010'da: 'PKK terör örgütü, emperyalist güçlerin taşeronluğunu yapmaktadır. İngiliz istihbaratının tarih boyunca yaptığı gibi, bugün de ABD ve İsrail destekli bölücü hareketler üzerinden Türkiye'yi zayıflatmaya çalışıyorlar. Bu alçak saldırılar, milli iradeye karşıdır ve lanetliyoruz '.
Bu sözlerin sözlerinin sahibi ve ikinci açılım süreci yani Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Başkanı Numan Kurtulmuş şu tepkiyi verdi:
"Sayın Usta, bu ifadeleriniz ağır hakarettir, hadsizliktir, terbiyesizliktir. Ben, PKK sempatizanı değilim, PKK sevdalısı değilim.
Ben bu vatana, bu millete sevdalıyım. Bu tür ithamlar kabul edilemez. Komisyon Başkanı'ndan bu ifadelerin tutanaklardan çıkarılmasını ve gerekli işlemin yapılmasını talep ediyorum…
Ben, yedi ceddi ortada olan bir adamım, bugünün adamı da değilim. Siyasi fikirleri ve siyasi mücadelesi hepiniz tarafından malum olan birisiyim.
Bu söylenen söz beni rencide etmenin çok ötesinde, çok ağır bir hakaret olarak kabul ediyorum. Ağır ve yaralayıcı söz kapsamının çok üstünde bir hadsizliktir.
Bu arkadaşımız bu salonda, bu söylediği sözlerden vazgeçtiğini açıkça ortaya koymalıdır."
Peki, Erhan Usta ne dedi?
"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 2026 yılı bütçesini konuşuyoruz. Ama bu bütçenin en büyük kalemlerinden biri yine terörle mücadele başlığı altında. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı, Sayın İçişleri Bakanı burada. Size bir soru:
Terörle mücadele ederken, terörist başıyla mektup teatisi mi yapıyoruz? Bu 'Terörsüz Türkiye' diye bir süreç başlatıldı. Bu süreçte: PKK'nın siyasi uzantılarıyla görüşmeler yapılıyor.
Abdullah Öcalan'ın mektubu TBMM kürsüsünde okutuluyor.
DEM Parti'ye rol veriliyor.
TBMM Başkanı bu sürecin mimarı gibi hareket ediyor.
Bu komisyonu ne esinlenerek kurdunuz? Öyle ya burası bir hukuk devleti ise normal şartlarda bu yetkiyi bir yerden alıyor olmanız lazım.
Şimdi Anayasa'ya bakıyorum ben, Anayasa size böyle bir görev vermiyor. İç tüzükte herhangi bir hüküm yok…
Şimdi dediğim gibi dolayısıyla bir hukuk devletiysek bir meşruiyetin olması lazım. Bu görevi size kim verdi? Bunu bize net olarak söylemeniz lazım…
Sayın Numan Kurtulmuş, Siz TBMM Başkanı olarak bu sürece öncülük ediyorsunuz. Sizin bir PKK sevdanız olduğunu biz anladık. Ama benim anlamadığım şey: Abdullah Öcalan'ın Numan Kurtulmuş sevdası nereden geliyor? Mektubunda 'Numan Bey' diye hitap ediyor. Bu neyin sevdası?
Bu neyin iş birliği? Bu millet bunu merak ediyor.
PKK ile bu kadar içli dışlı olmanın sebebi nedir? Terörle mücadele edeceğiz diye yola çıkıp, terörist başıyla mektuplaşmanın anlamı nedir?
Sayın Kurtulmuş, Siz TBMM'nin namusunu temsil ediyorsunuz. Ama bu süreçte PKK'nın propaganda aracı gibi hareket ediyorsunuz.
Bu bütçede terörle mücadele için ayrılan paralar, Terörist başının mektubunu okutmak için mi harcanıyor?
Bu millet şehit kanıyla kazandığı zaferi, PKK ile pazarlık masasında heba mı ediyor?
Sayın Bakanlar, Bu bütçeyi onaylarken, PKK sevdalılarının elini mi sıkacağız?
Terörist başının mektubunu mu alkışlayacağız? Bu utanç verici bir süreçtir.
İYİ Parti olarak bu sürece asla ortak olmayacağız. Terörle mücadele ancak ve ancak silahla, kararlılıkla, milli iradeyle olur.
PKK ile görüşerek, Öcalan'la mektuplaşarak değil. Sayın Başkan, Bu bütçeye 'evet' dersek, PKK'ya 'hoş geldin' demiş oluruz. Bu bütçeye 'hayır' diyoruz. Çünkü bu bütçe, terörle mücadele bütçesi değil, Terörle uzlaşma bütçesidir. Teşekkür ediyorum."
Bebek katilinin mektubu
"Değerli Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
Sayın Numan Bey, 1000 yılı aşan Türk-Kürt ittifakı, kapitalist modernitenin dayattığı tek-tipçi ulus-devlet anlayışı ile bozulmak istenmiştir.
PKK, Kürt gerçekliğinin inkârı ve özgürlüklere getirilen yasaklar çerçevesinde doğdu. Reel sosyalizmin çöküşü ve ülkemizdeki kimlik inkârının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK'nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır.
Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın iradesi ve diğer partilerin olumlu yaklaşımlarıyla oluşan iklimde, silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet gibi, PKK kongresini toplayarak devlet ve toplumla bütünleşme kararını almalıdır.
Tüm gruplar silah bırakmalı, PKK kendini feshetmelidir.
Sayın Numan Bey, TBMM'nin kurucu ruhu, 1921 Anayasası'nın yerel yönetimlere geniş yetkiler veren maddeleri bugün de yol göstericidir. Demokratik toplumun inşası için: Kimliklere saygı,
Özgür ifade,
Yerel demokratik özerklik,
Hukuki güvenceler şarttır.
Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Bu çağrı, Terörsüz Türkiye vizyonunun somut adımıdır.
TBMM'yi, hükümeti ve tüm siyasi partileri bu tarihi fırsatı değerlendirmeye davet ediyorum. Barış hemen şimdi! Saygılarımla, Abdullah Öcalan İmralı F Tipi Cezaevi, 28 Ekim 2025
Tepki kime olmalı?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
AK Parti Komisyon Başkanı Mehmet Muş
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik
AK Parti Grup Başkanvekili Abdullah Güler
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ
AK Parti E. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanvekili Doğan Aydal
Erhan Usta'nın sözlerine tepki gösterdiler. Hem de üst seviyeden.
Beklerdim ki!
Bir vatandaş olarak beklerdim ki beni-bizi temsil edenler:
ABD Dışişleri Bakanı, '5 dakika Başkanla görüşmek için kapımızda bekliyorlar' dedi.
ABD'nin Ankara Elçisi 'meşruiyet istiyorlar, verelim' dedi.
Aynı şahıs, Hatay'ı Suriye toprağı gösteren harita önünde poz verdi.
Aynı şahıs, 'PKK/YPG terör örgütü değil, müttefikimizdir' dedi.
Bebek katili, Kandil, DEM, Ahmet Türk, 'Suriye ve Fırat'ın doğusu kırmızıçizgimizdir' dedi.
TBMM'den Kürdistan bayrağı açıldı.
TBMM'de Milli kahramanlarımızdan Talat Paşa'ya 'katil' denildi.
TBMM'de devletimize, milletimize, Atatürk'e, Türk ordusuna hakaret edildi.
Diyarbakır sokaklarında binlerce kişi aynı hakaretleri koru halinde dile getirdi.
Yukarıdaki isimler ve daha fazlasında tepki gelmedi.
Demek ki söz konusu şahıslar olunca gerisi teferruat oluyor.
Oysa bize 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır', diye öğretilmişti.
Numan Beyin tepkisi
2009'da: "Bu açılım, emperyalist güçlerin böl-parçala-yönet stratejisinin bir parçasıdır. PKK gibi terör örgütleri üzerinden yürütülen bu oyunlar, Osmanlı'nın yıkılışındaki taktiklerin tekrarıdır. Milli birliğimizi bozacak her türlü bölücü harekete karşıyız; ümmet birliğini savunuyoruz'.
2010'da: 'PKK terör örgütü, emperyalist güçlerin taşeronluğunu yapmaktadır. İngiliz istihbaratının tarih boyunca yaptığı gibi, bugün de ABD ve İsrail destekli bölücü hareketler üzerinden Türkiye'yi zayıflatmaya çalışıyorlar. Bu alçak saldırılar, milli iradeye karşıdır ve lanetliyoruz '.
Bu sözlerin sözlerinin sahibi ve ikinci açılım süreci yani Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Başkanı Numan Kurtulmuş şu tepkiyi verdi:
"Sayın Usta, bu ifadeleriniz ağır hakarettir, hadsizliktir, terbiyesizliktir. Ben, PKK sempatizanı değilim, PKK sevdalısı değilim.
Ben bu vatana, bu millete sevdalıyım. Bu tür ithamlar kabul edilemez. Komisyon Başkanı'ndan bu ifadelerin tutanaklardan çıkarılmasını ve gerekli işlemin yapılmasını talep ediyorum…
Ben, yedi ceddi ortada olan bir adamım, bugünün adamı da değilim. Siyasi fikirleri ve siyasi mücadelesi hepiniz tarafından malum olan birisiyim.
Bu söylenen söz beni rencide etmenin çok ötesinde, çok ağır bir hakaret olarak kabul ediyorum. Ağır ve yaralayıcı söz kapsamının çok üstünde bir hadsizliktir.
Bu arkadaşımız bu salonda, bu söylediği sözlerden vazgeçtiğini açıkça ortaya koymalıdır."
Peki, Erhan Usta ne dedi?
"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 2026 yılı bütçesini konuşuyoruz. Ama bu bütçenin en büyük kalemlerinden biri yine terörle mücadele başlığı altında. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı, Sayın İçişleri Bakanı burada. Size bir soru:
Terörle mücadele ederken, terörist başıyla mektup teatisi mi yapıyoruz? Bu 'Terörsüz Türkiye' diye bir süreç başlatıldı. Bu süreçte: PKK'nın siyasi uzantılarıyla görüşmeler yapılıyor.
Abdullah Öcalan'ın mektubu TBMM kürsüsünde okutuluyor.
DEM Parti'ye rol veriliyor.
TBMM Başkanı bu sürecin mimarı gibi hareket ediyor.
Bu komisyonu ne esinlenerek kurdunuz? Öyle ya burası bir hukuk devleti ise normal şartlarda bu yetkiyi bir yerden alıyor olmanız lazım.
Şimdi Anayasa'ya bakıyorum ben, Anayasa size böyle bir görev vermiyor. İç tüzükte herhangi bir hüküm yok…
Şimdi dediğim gibi dolayısıyla bir hukuk devletiysek bir meşruiyetin olması lazım. Bu görevi size kim verdi? Bunu bize net olarak söylemeniz lazım…
Sayın Numan Kurtulmuş, Siz TBMM Başkanı olarak bu sürece öncülük ediyorsunuz. Sizin bir PKK sevdanız olduğunu biz anladık. Ama benim anlamadığım şey: Abdullah Öcalan'ın Numan Kurtulmuş sevdası nereden geliyor? Mektubunda 'Numan Bey' diye hitap ediyor. Bu neyin sevdası?
Bu neyin iş birliği? Bu millet bunu merak ediyor.
PKK ile bu kadar içli dışlı olmanın sebebi nedir? Terörle mücadele edeceğiz diye yola çıkıp, terörist başıyla mektuplaşmanın anlamı nedir?
Sayın Kurtulmuş, Siz TBMM'nin namusunu temsil ediyorsunuz. Ama bu süreçte PKK'nın propaganda aracı gibi hareket ediyorsunuz.
Bu bütçede terörle mücadele için ayrılan paralar, Terörist başının mektubunu okutmak için mi harcanıyor?
Bu millet şehit kanıyla kazandığı zaferi, PKK ile pazarlık masasında heba mı ediyor?
Sayın Bakanlar, Bu bütçeyi onaylarken, PKK sevdalılarının elini mi sıkacağız?
Terörist başının mektubunu mu alkışlayacağız? Bu utanç verici bir süreçtir.
İYİ Parti olarak bu sürece asla ortak olmayacağız. Terörle mücadele ancak ve ancak silahla, kararlılıkla, milli iradeyle olur.
PKK ile görüşerek, Öcalan'la mektuplaşarak değil. Sayın Başkan, Bu bütçeye 'evet' dersek, PKK'ya 'hoş geldin' demiş oluruz. Bu bütçeye 'hayır' diyoruz. Çünkü bu bütçe, terörle mücadele bütçesi değil, Terörle uzlaşma bütçesidir. Teşekkür ediyorum."
Bebek katilinin mektubu
"Değerli Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
Sayın Numan Bey, 1000 yılı aşan Türk-Kürt ittifakı, kapitalist modernitenin dayattığı tek-tipçi ulus-devlet anlayışı ile bozulmak istenmiştir.
PKK, Kürt gerçekliğinin inkârı ve özgürlüklere getirilen yasaklar çerçevesinde doğdu. Reel sosyalizmin çöküşü ve ülkemizdeki kimlik inkârının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK'nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır.
Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın iradesi ve diğer partilerin olumlu yaklaşımlarıyla oluşan iklimde, silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet gibi, PKK kongresini toplayarak devlet ve toplumla bütünleşme kararını almalıdır.
Tüm gruplar silah bırakmalı, PKK kendini feshetmelidir.
Sayın Numan Bey, TBMM'nin kurucu ruhu, 1921 Anayasası'nın yerel yönetimlere geniş yetkiler veren maddeleri bugün de yol göstericidir. Demokratik toplumun inşası için: Kimliklere saygı,
Özgür ifade,
Yerel demokratik özerklik,
Hukuki güvenceler şarttır.
Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Bu çağrı, Terörsüz Türkiye vizyonunun somut adımıdır.
TBMM'yi, hükümeti ve tüm siyasi partileri bu tarihi fırsatı değerlendirmeye davet ediyorum. Barış hemen şimdi! Saygılarımla, Abdullah Öcalan İmralı F Tipi Cezaevi, 28 Ekim 2025
Tepki kime olmalı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bebek katiline övgü Erhan Usta’ya tepki / 03.11.2025
- Öldürmeyin, bedelini ödeyemezsiniz / 02.11.2025
- Siyasal casusluk / 01.11.2025
- Ülkemiz siyasetçilerinin tarih bilgisi yok mu? / 31.10.2025
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler / 26.10.2025
- Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı? / 25.10.2025
- Hamas kazandı mı, kaybettirdi mi, ne diyecek? / 24.10.2025
- Öldürmeyin, bedelini ödeyemezsiniz / 02.11.2025
- Siyasal casusluk / 01.11.2025
- Ülkemiz siyasetçilerinin tarih bilgisi yok mu? / 31.10.2025
- ‘Paranın dini olmaz’ dediler yolsuzlukları patlattılar / 30.10.2025
- Tek adam vesayetinin bittiği gün / 29.10.2025
- Suriye’de kim, kime entegre oluyor / 27.10.2025
- Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler / 26.10.2025
- Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı? / 25.10.2025
- Hamas kazandı mı, kaybettirdi mi, ne diyecek? / 24.10.2025

















































































