Bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyâmete!
30 yıldır bölücü terörle uğraşıyoruz.
2002'de sıfırlanmış halde devralınan terör, 14 yıllık AKP Hükumetleri sayesinde, "Paralel Devlet" konumuna geldi, getirildi!
Ülkemizin bir bölgesinde; Gündüz Devlet Güçleri, gece PKK teröristleri hakim! Üç aydır yüzlerce PKK'lı itlaf edilmesine ve bitti denilmesine rağmen hâlâ bölgeden Şehitler geliyor!
Gündüz Güvenlik Güçleri ile çay içen, sohbet eden esnaf kişiler, gece puşi takıp, etek giyinip teröristleşiyorlar! Güvenlik Güçleri'nce itlaf edilen terörist leşleri arasında bu kahpeler görüldükçe -artık- şaşırmıyoruz!
14 yıldır; "Yeniden Osmanlı" hayaliyle yayık gibi sallanıp çalkalanan; "Yeni Türkiye" uygulamasıyla anaların ağlamasını, her gün üçer-beşer-onar Şehit cenazesini, gecekondulara Şehit Baba Evi diye Bayrak asılmasını kanıksayarak "istikrarlı bir huzursuzluk" yakaladık!
Beş ayda üç kere Devletin kalbi Başkentimizde bomba patlatıldı!
Başkentimize yapılan bu üç saldırıda verdiğimiz 168 can kaybı ile dünya sıralamasında Bağdat'tan sonra ikinci sıradayız!
Ringde başını koruyamayan zayıf, aciz, acemi boksör gibi çeneden üç yumruk almış; AB'li ABD'li Haçlı Masa Hakemleri puanları ve İsrailli Ring Hakemi'nin nakavt ilanı için sekize kadar saymasını bekliyoruz!
İçeride asayiş yok:
Kırsalda ve özellikle de metropol denilen büyük şehirlerde vatandaşın can ve mal güvenliği yok!
Turizm işletmeciliği dibe vurmuş! Turistik bölgelerimiz denilen yeryüzü cennet köşelerindeki 4-5 yıldızlı otellerin % 85'i satılığa çıkarılmış!
Üç vilayetimiz ve on iki ilçemizde sıcak savaş var!
Büyük şehirlerde; Suriyeli kaçkınlar'la Güneydoğu'lu kaçkınlar iç-içeler! Aynı coğrafya ve aynı etnik kökenden oldukları için kaçkınları vatandaşın ayırt edebilmesi mümkün değil!
Dışarıda; sadece asker ihraç eden itibarsız bir ülkeyiz!
ABD'nin askeri gücü gibi olan ve davranan NATO'nun sevk idaresinde Haçlı ile birlikte Müslüman komşu ülkelere operasyonda kullanılan "Müslüman Haçlı Kuvvetleri(!)" görünümünde, acayip bir haldeyiz!
Tarih yapan kadim Türk Milleti; Osmanlı dönemindeki; "etrâk-ı bî-idrâk/idraksiz Türkler" tanımını, "Yeniden Osmanlı" hayalindeki "Yeni Türkiye"de yeniden kazandı!
14 yılda; 'Stratejik Derinlik" adlı Eş-Başbakan Kısa Adam'ın stratejileri ile "Komşularla Sıfır Sorun" iddiasıyla komşularımıza "Sırf Sorun" olduk ve Uzun Adam'ın övünerek söylediği; "Değerli Yalnızlık"a mahkûmuz!
Tarihten biliyoruz ki; ülkeler ve milletler arasında kalıcı dostluk ve düşmanlıklar olmaz! Güncel birliktelik ve hasımlıklarla ülke çıkarları gözetilir! Ülkeler arası menfaat ilişkileri de akıl ve mantık gereği yakın komşu ilişkileriyle belirlenir!
* * *
Kıssa niyetine bir hatıra:
Elazığ'ın meşhur "Yol Yemez Nazmi Dayı"sı vardı, Allah rahmet eylesin. Gakkoşlar, Yol Yemez'in nüfusunun kalabalık olduğunu ve kimsenin yanında da çalışamadığını ve Devletin babaca Yol Yemez'e el atmasını isterler. Konu ilgili Bakan'a iletilir.
Bakan talimatıyla Yol Yemez'e, "Usta Öğretici" kadrosu için bir sınava karar verilir ve Yol Yemez, yazılı imtihanı kazanıp mülakata çağrılır. İmtihan Komisyonu, Yol Yemez'e kolaylık olsun diye kolay sorular sorarlar:
- Türkiye Cumhuriyetini, kim kurdu?
- Atatürk gurdu, Babam..
- Türkiye'nin başkenti, neredir?
- Angara'dır babam...
- Türkiye'nin komşuları hangi ülkelerdir? Sorusunda Yol Yemez takılır. Uzun uzun düşünür ve komşuluğun ilişkilerle tarif edildiğinden hareketle kendinden emin pozlarla saymaya başlar:
- Alamanya, Hollanda, İsviçreee... Diye daha devam edecekken, komisyondan bazıları yardımcı olmak düşüncesiyle:
- Öyle değil Nazmi Dayı; hani kapı komşularımız var; Yunanistan, Bulgaristan, Ermenistan falan? diye hatırlatma yapmak isterler. Nazmi Dayı öfkelenir:
- Vay ele gomşunun anasını, arvadını... Diye basar kalayı.
* * *
Dün denize döktüğümüz ve bugün açlıkla boğuşan, iflas etmiş Yunanistan'la; dünyada toplam nüfusları 4-5 milyon olan kadim kalleş Ermenistan'la, bin yıldan fazladır komşumuz İran'la, her biri en az 300 yıl teb'amız olmuş Irak'la, Suriye ile Mısır'la, Libya ile yani bütün komşularımızla düşmanız!
Birleşmiş Milletler denilen Haçlı Birliği'nde daimi üye ve veto hakkına sahip beş ülke de silah üretip satan ülkeler!
Özellikle Müslüman ülkelerdeki iç savaşlarda; kaçanların da, kovalayanların da ellerinde bu ülkelerin yapıp sattıkları silahlar var!
Bu anormal gerçek, bizim için de aynı; PKK'nın da, PYD'nin de, PEJAK'ın da, IŞİD'in de ellerinde, BM Daimi üyesi bu beş ülkenin yapıp sattığı silahlar var!
Bu beş ülkenin ortak projesi olan; "İçinde Türkiye'nin de olduğu 22 Müslüman ülkenin yönetim ve sınırlarının değişmesi" olarak açıklanan Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nde Eş-başkan olan ve bu göreviyle övünen birinin, 12 yıl Başbakanlığını, iki yıldır da Cumhurbaşkanlığı'nı yaşıyoruz ve bu da yetmez gibi; kan gölüne dönen ülkemizde, "Huzur ve İstikrar(!)"ın devamı için ille de; "Başkanlık da Başkanlık" talebi!
Allah müstehakını versin...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
30 yıldır bölücü terörle uğraşıyoruz.
2002'de sıfırlanmış halde devralınan terör, 14 yıllık AKP Hükumetleri sayesinde, "Paralel Devlet" konumuna geldi, getirildi!
Ülkemizin bir bölgesinde; Gündüz Devlet Güçleri, gece PKK teröristleri hakim! Üç aydır yüzlerce PKK'lı itlaf edilmesine ve bitti denilmesine rağmen hâlâ bölgeden Şehitler geliyor!
Gündüz Güvenlik Güçleri ile çay içen, sohbet eden esnaf kişiler, gece puşi takıp, etek giyinip teröristleşiyorlar! Güvenlik Güçleri'nce itlaf edilen terörist leşleri arasında bu kahpeler görüldükçe -artık- şaşırmıyoruz!
14 yıldır; "Yeniden Osmanlı" hayaliyle yayık gibi sallanıp çalkalanan; "Yeni Türkiye" uygulamasıyla anaların ağlamasını, her gün üçer-beşer-onar Şehit cenazesini, gecekondulara Şehit Baba Evi diye Bayrak asılmasını kanıksayarak "istikrarlı bir huzursuzluk" yakaladık!
Beş ayda üç kere Devletin kalbi Başkentimizde bomba patlatıldı!
Başkentimize yapılan bu üç saldırıda verdiğimiz 168 can kaybı ile dünya sıralamasında Bağdat'tan sonra ikinci sıradayız!
Ringde başını koruyamayan zayıf, aciz, acemi boksör gibi çeneden üç yumruk almış; AB'li ABD'li Haçlı Masa Hakemleri puanları ve İsrailli Ring Hakemi'nin nakavt ilanı için sekize kadar saymasını bekliyoruz!
İçeride asayiş yok:
Kırsalda ve özellikle de metropol denilen büyük şehirlerde vatandaşın can ve mal güvenliği yok!
Turizm işletmeciliği dibe vurmuş! Turistik bölgelerimiz denilen yeryüzü cennet köşelerindeki 4-5 yıldızlı otellerin % 85'i satılığa çıkarılmış!
Üç vilayetimiz ve on iki ilçemizde sıcak savaş var!
Büyük şehirlerde; Suriyeli kaçkınlar'la Güneydoğu'lu kaçkınlar iç-içeler! Aynı coğrafya ve aynı etnik kökenden oldukları için kaçkınları vatandaşın ayırt edebilmesi mümkün değil!
Dışarıda; sadece asker ihraç eden itibarsız bir ülkeyiz!
ABD'nin askeri gücü gibi olan ve davranan NATO'nun sevk idaresinde Haçlı ile birlikte Müslüman komşu ülkelere operasyonda kullanılan "Müslüman Haçlı Kuvvetleri(!)" görünümünde, acayip bir haldeyiz!
Tarih yapan kadim Türk Milleti; Osmanlı dönemindeki; "etrâk-ı bî-idrâk/idraksiz Türkler" tanımını, "Yeniden Osmanlı" hayalindeki "Yeni Türkiye"de yeniden kazandı!
14 yılda; 'Stratejik Derinlik" adlı Eş-Başbakan Kısa Adam'ın stratejileri ile "Komşularla Sıfır Sorun" iddiasıyla komşularımıza "Sırf Sorun" olduk ve Uzun Adam'ın övünerek söylediği; "Değerli Yalnızlık"a mahkûmuz!
Tarihten biliyoruz ki; ülkeler ve milletler arasında kalıcı dostluk ve düşmanlıklar olmaz! Güncel birliktelik ve hasımlıklarla ülke çıkarları gözetilir! Ülkeler arası menfaat ilişkileri de akıl ve mantık gereği yakın komşu ilişkileriyle belirlenir!
* * *
Kıssa niyetine bir hatıra:
Elazığ'ın meşhur "Yol Yemez Nazmi Dayı"sı vardı, Allah rahmet eylesin. Gakkoşlar, Yol Yemez'in nüfusunun kalabalık olduğunu ve kimsenin yanında da çalışamadığını ve Devletin babaca Yol Yemez'e el atmasını isterler. Konu ilgili Bakan'a iletilir.
Bakan talimatıyla Yol Yemez'e, "Usta Öğretici" kadrosu için bir sınava karar verilir ve Yol Yemez, yazılı imtihanı kazanıp mülakata çağrılır. İmtihan Komisyonu, Yol Yemez'e kolaylık olsun diye kolay sorular sorarlar:
- Türkiye Cumhuriyetini, kim kurdu?
- Atatürk gurdu, Babam..
- Türkiye'nin başkenti, neredir?
- Angara'dır babam...
- Türkiye'nin komşuları hangi ülkelerdir? Sorusunda Yol Yemez takılır. Uzun uzun düşünür ve komşuluğun ilişkilerle tarif edildiğinden hareketle kendinden emin pozlarla saymaya başlar:
- Alamanya, Hollanda, İsviçreee... Diye daha devam edecekken, komisyondan bazıları yardımcı olmak düşüncesiyle:
- Öyle değil Nazmi Dayı; hani kapı komşularımız var; Yunanistan, Bulgaristan, Ermenistan falan? diye hatırlatma yapmak isterler. Nazmi Dayı öfkelenir:
- Vay ele gomşunun anasını, arvadını... Diye basar kalayı.
* * *
Dün denize döktüğümüz ve bugün açlıkla boğuşan, iflas etmiş Yunanistan'la; dünyada toplam nüfusları 4-5 milyon olan kadim kalleş Ermenistan'la, bin yıldan fazladır komşumuz İran'la, her biri en az 300 yıl teb'amız olmuş Irak'la, Suriye ile Mısır'la, Libya ile yani bütün komşularımızla düşmanız!
Birleşmiş Milletler denilen Haçlı Birliği'nde daimi üye ve veto hakkına sahip beş ülke de silah üretip satan ülkeler!
Özellikle Müslüman ülkelerdeki iç savaşlarda; kaçanların da, kovalayanların da ellerinde bu ülkelerin yapıp sattıkları silahlar var!
Bu anormal gerçek, bizim için de aynı; PKK'nın da, PYD'nin de, PEJAK'ın da, IŞİD'in de ellerinde, BM Daimi üyesi bu beş ülkenin yapıp sattığı silahlar var!
Bu beş ülkenin ortak projesi olan; "İçinde Türkiye'nin de olduğu 22 Müslüman ülkenin yönetim ve sınırlarının değişmesi" olarak açıklanan Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nde Eş-başkan olan ve bu göreviyle övünen birinin, 12 yıl Başbakanlığını, iki yıldır da Cumhurbaşkanlığı'nı yaşıyoruz ve bu da yetmez gibi; kan gölüne dönen ülkemizde, "Huzur ve İstikrar(!)"ın devamı için ille de; "Başkanlık da Başkanlık" talebi!
Allah müstehakını versin...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017