İmam Ali'nin, Ömer b. Ebi Seleme'ye yazdığı mektup
Bahreyn valisi olan Ömer b. Ebi Seleme el-Mahzumi'yi azledip yerine Nu'man b. Aclan ez-Zureki'yi tayin edince Ömer b. Ebi Seleme'ye yazdığı mektup
11.07.2025 00:32:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Bahreyn valisi olan Ömer b. Ebi Seleme el-Mahzumi'yi azledip yerine Nu'man b. Aclan ez-Zureki'yi tayin edince Ömer b. Ebi Seleme'ye yazdığı mektup
Numan b. Aclan ez-Zuraki'yi, Bahreyn'e tayin ettim, seni de kötüleyip suçlamadan azlettim. Yöneticiliği güzelce eda edip emaneti yerine getirdin.
O halde bana karşı zanna düşmeyip seni kınamamı da beklemeden ve töhmet altında bırakılıp suçluluk hissine kapılmadan yanıma gel.
Çünkü Şam zalimleri üzerine hareket etmek istiyorum, yanımda bulunman beni sevindirir. İnşallah sen düşmana karşı savaşta bana yardım edecek, dinin direğini ayakta tutacak kimselerdensin.
Erdeşir-i Hurre (Firuzabad) valisi olan Maskala b. Hubeyre-i Şeybani'ye H. 38. yılda yazdığı mektup
"Bazı işlerini bana haber verdiler; eğer yaptıysan Allah'ın gazabına uğradın, imamını da kızdırdın demektir.
Müslümanların ok atarak, at koşturarak elde ettikleri, elde ederken uğrunda kanlarını döktükleri, canlarını verdikleri ganimetleri kavminden istediğin kimselere paylaştırmışsın.
Tohumu yarana, mahlûkatı yaratana andolsun ki, eğer bu doğruysa, gerçekten benim yanımda çok aşağılık ve itibar açısından da çok değersiz biri olursun.
Rabbinin hakkını aşağılama, küçük görme ve dinini mahvederek dünyanı düzeltme. Yoksa işlediklerinden en çok hüsrana uğrayanlardan olursun.
Haberin olsun ki, senin yanında bulunan Müslümanların da, benim yanımda bulunanların da ganimette hakları eşittir, onlar haklarını almak için bana gelir ve razı olarak giderler.
İmam Ali (a.s), Muaviye'nin Ziyad İbn-i Ebihi'yi kendisine kardeş ilan ettiği haberini alınca bu mektubu hicri 39. yılında Ziyad'a yazmıştır.
"Muaviye'nin; aklını çelmek seni zelil kılıp hataya düşürmek, kılıcını köreltmek için sana mektup yazdığını öğrendim. Ondan sakın! O, şeytanın ta kendisidir! İnsana önünden, arkasından, sağından, solundan gelir ve böylece onu gafil avlamak ve olgunlaşmamış aklını çelerek kapmak ister.
Ebu Süfyan'ın Ömer b. el-Hattab zamanında nefsine uyarak, şeytanın aldatmasına kapılarak söylediği bir sözle soy ispat edilmez, mirasa da hak kazandırmaz.
Böyle bir sözle kendini bir soya bağlayanın durumu, o develerin içinde su içmeye çalışan ve diğer develer tarafından fark edilince kovulan yabancı deveye benzet ve aynı zamanda hareket eden bineğe asılan mataranın durumuna benzer ki, devamlı sallanır durur.
Ziyad, bu mektubu okuduktan sonra, "Kâbe'nin Rabbine andolsun, bu böyledir" dedi. Lakin, Muaviye iddiasında ısrar edip çağırınca uymazlık etmedi. Nehc'ül Belaga Mektuplar 42-44
Numan b. Aclan ez-Zuraki'yi, Bahreyn'e tayin ettim, seni de kötüleyip suçlamadan azlettim. Yöneticiliği güzelce eda edip emaneti yerine getirdin.
O halde bana karşı zanna düşmeyip seni kınamamı da beklemeden ve töhmet altında bırakılıp suçluluk hissine kapılmadan yanıma gel.
Çünkü Şam zalimleri üzerine hareket etmek istiyorum, yanımda bulunman beni sevindirir. İnşallah sen düşmana karşı savaşta bana yardım edecek, dinin direğini ayakta tutacak kimselerdensin.
Erdeşir-i Hurre (Firuzabad) valisi olan Maskala b. Hubeyre-i Şeybani'ye H. 38. yılda yazdığı mektup
"Bazı işlerini bana haber verdiler; eğer yaptıysan Allah'ın gazabına uğradın, imamını da kızdırdın demektir.
Müslümanların ok atarak, at koşturarak elde ettikleri, elde ederken uğrunda kanlarını döktükleri, canlarını verdikleri ganimetleri kavminden istediğin kimselere paylaştırmışsın.
Tohumu yarana, mahlûkatı yaratana andolsun ki, eğer bu doğruysa, gerçekten benim yanımda çok aşağılık ve itibar açısından da çok değersiz biri olursun.
Rabbinin hakkını aşağılama, küçük görme ve dinini mahvederek dünyanı düzeltme. Yoksa işlediklerinden en çok hüsrana uğrayanlardan olursun.
Haberin olsun ki, senin yanında bulunan Müslümanların da, benim yanımda bulunanların da ganimette hakları eşittir, onlar haklarını almak için bana gelir ve razı olarak giderler.
İmam Ali (a.s), Muaviye'nin Ziyad İbn-i Ebihi'yi kendisine kardeş ilan ettiği haberini alınca bu mektubu hicri 39. yılında Ziyad'a yazmıştır.
"Muaviye'nin; aklını çelmek seni zelil kılıp hataya düşürmek, kılıcını köreltmek için sana mektup yazdığını öğrendim. Ondan sakın! O, şeytanın ta kendisidir! İnsana önünden, arkasından, sağından, solundan gelir ve böylece onu gafil avlamak ve olgunlaşmamış aklını çelerek kapmak ister.
Ebu Süfyan'ın Ömer b. el-Hattab zamanında nefsine uyarak, şeytanın aldatmasına kapılarak söylediği bir sözle soy ispat edilmez, mirasa da hak kazandırmaz.
Böyle bir sözle kendini bir soya bağlayanın durumu, o develerin içinde su içmeye çalışan ve diğer develer tarafından fark edilince kovulan yabancı deveye benzet ve aynı zamanda hareket eden bineğe asılan mataranın durumuna benzer ki, devamlı sallanır durur.
Ziyad, bu mektubu okuduktan sonra, "Kâbe'nin Rabbine andolsun, bu böyledir" dedi. Lakin, Muaviye iddiasında ısrar edip çağırınca uymazlık etmedi. Nehc'ül Belaga Mektuplar 42-44
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.