İmam Hadi, Vasık’ın ölümünü haber veriyor
Hizmetçi Hayran’dan şöyle rivâyet edilmiştir: “Medine’de Ebû’l-Hasan’ın yanına gittim. Bana dedi ki: ‘Vasık’la ilgili ne gibi haberlerin var?’
20.05.2024 17:36:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hizmetçi Hayran'dan şöyle rivâyet edilmiştir: "Medine'de Ebû'l-Hasan'ın yanına gittim. Bana dedi ki: 'Vasık'la ilgili ne gibi haberlerin var?'
Dedim ki: 'Sana kurban olayım, ben ondan ayrılıp buraya geldiğimde sağlıklıydı. En son onu gören insanlardan biriyim ben. Ondan on gün önce ayrıldım.'
Bunun üzerine bana dedi ki: 'Ama Medineliler onun öldüğünü söylüyorlar.'
Bana, 'Medinelilerle' dediğinde kendisini kastettiğini anladım.
Sonra şöyle dedi: 'Ca'fer (Mütevekkil'i kastediyor) ne yaptı?'
Ben şöyle dedim: 'Ben geldiğimde hapisteydi. Ve durumu en kötü insanlardan biriydi.'
İmam dedi ki:'Şu ânda emir sahibidir. İbn Zeyyat ne yaptı?'
Dedim ki: 'Sana kurban olayım, insanlar onun yanındadır ve her yerde onun emri geçiyor.'
Dedi ki: 'O şu ânda insanların en bedbahtdır.'
Sonra bir süre sustu, ardından bana şöyle dedi: 'Allah'ın kaderinin ve hükümlerinin geçerli olması kaçınılmazdır. Ey Hayran! Vasık öldü, Müevekkil Ca'fer tahta oturdu ve İbn Zeyyat da öldürüldü.'
Dedim ki: 'Bunlar ne zaman oldu?'
'Senin Bağdat'tan ayrılmandan altı gün sonra' buyurdu."
MÜTEVEKKİL
Mütevekkil'in adı Ca'fer b. Mu'tasım b. Reşid'dir. Annesi Şuca adlı ümmülveled bir câriyedir. Kur'an'ın mahlûkluğu meselesiyle ilgili sürece son verdi.
234 yılında bu sürecin sonlandırıldığına dâir emirleri ülkenin her tarafına gönderdi. Muhaddisleri Samarra'ya topladı.
Onlara büyük meblağlı bağışlarda bulundu. Allah'ın sıfatları ve rüyet (Allah'ın âhirette görülmesi konusu) ile ilgili hadisler rivâyet etmelerini emretti.
Mütevekkil ile ilgili kaynaklar şunları yazar: "Zevk ve şaraba düşkündü." "Kendisini eğlendiren dört bin câriyesi vardı."
Ali b. Cehm diyor ki: "Mütevekkil Mu'tezz'in annesi Kabiha'ya âşıktı. Aslında kadın ümmüveled idi. Bu kadına olan aşkından dolayı oğlu Mu'tezz'i diğer oğlu Muntasır'ın önüne geçirmek istedi.
Hâlbuki daha önce onu veliaht ilan etmiş, bu hususta biat almıştı. Muntasır'dan veliahtlıktan ayrılmasını istedi. O ise bunu yapmadı. Bu yüzden onu meclislerine çağırır, aşağılar, tehditler savurur, söver ve başına bir şey getireceğini söyler dururdu."
Mütevekkil çok müsrifti. Beytülmali kendisine medhiye yazan şairlere harcardı. Onun hakkında, "Bugüne kadar hiçbir halife bir şaire Mütevekkil'den daha fazla para vermiş değildir" denmiştir.
Merdan b. Ebû'l-Cenub onun hakkında şunları söyler: "Avuçlarının bana yönelik cömertliğini kıs, fazla verme. Çünkü azıp zorbalaşmaktan korkarım."
Mütevekkil ona şu karşılığı vermiştir: "Cömertliğimin içinde boğuluncaya kadar kısmayacağım."
"Bir kaside için yüz bin dinar vermişti bu şaire."
Mütevekkil şair Buhterî'ye şöyle dediğini söylerler; "Benim ve Feth b. Hakan hakkında bir şiir yaz. Çünkü ben yaşadıkça onun da benimle beraber yaşamasını istiyorum. Onu yitirmek istemiyorum. Ondan ayrılmak da istemiyorum. O da beni yitirmesin. Bu anlamda bir şiir yaz."
Bunun üzerine Buhterî şu beyitleri söyledi: "Ey efendim! Nasıl bana verdiğin sözden döndün?
Sözünü tutmada ağır davrandın.
Günler bana göstermesin senin kayboluşunu ey Feth!
Yaşadığın sürece sen de benim kayboluşumu görme
En büyük felaket benden önce ölmendir.
Benden sonra ölmen de bir felakettir.
Başkasıyla yakınlık kurmaktan sakın,
Çünkü ben yalnız seni arzu ediyorum."
Mütevekkil ve Feth 247 yılında bir mecliste beraber eğlenirken öldürüldüler." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Dedim ki: 'Sana kurban olayım, ben ondan ayrılıp buraya geldiğimde sağlıklıydı. En son onu gören insanlardan biriyim ben. Ondan on gün önce ayrıldım.'
Bunun üzerine bana dedi ki: 'Ama Medineliler onun öldüğünü söylüyorlar.'
Bana, 'Medinelilerle' dediğinde kendisini kastettiğini anladım.
Sonra şöyle dedi: 'Ca'fer (Mütevekkil'i kastediyor) ne yaptı?'
Ben şöyle dedim: 'Ben geldiğimde hapisteydi. Ve durumu en kötü insanlardan biriydi.'
İmam dedi ki:'Şu ânda emir sahibidir. İbn Zeyyat ne yaptı?'
Dedim ki: 'Sana kurban olayım, insanlar onun yanındadır ve her yerde onun emri geçiyor.'
Dedi ki: 'O şu ânda insanların en bedbahtdır.'
Sonra bir süre sustu, ardından bana şöyle dedi: 'Allah'ın kaderinin ve hükümlerinin geçerli olması kaçınılmazdır. Ey Hayran! Vasık öldü, Müevekkil Ca'fer tahta oturdu ve İbn Zeyyat da öldürüldü.'
Dedim ki: 'Bunlar ne zaman oldu?'
'Senin Bağdat'tan ayrılmandan altı gün sonra' buyurdu."
MÜTEVEKKİL
Mütevekkil'in adı Ca'fer b. Mu'tasım b. Reşid'dir. Annesi Şuca adlı ümmülveled bir câriyedir. Kur'an'ın mahlûkluğu meselesiyle ilgili sürece son verdi.
234 yılında bu sürecin sonlandırıldığına dâir emirleri ülkenin her tarafına gönderdi. Muhaddisleri Samarra'ya topladı.
Onlara büyük meblağlı bağışlarda bulundu. Allah'ın sıfatları ve rüyet (Allah'ın âhirette görülmesi konusu) ile ilgili hadisler rivâyet etmelerini emretti.
Mütevekkil ile ilgili kaynaklar şunları yazar: "Zevk ve şaraba düşkündü." "Kendisini eğlendiren dört bin câriyesi vardı."
Ali b. Cehm diyor ki: "Mütevekkil Mu'tezz'in annesi Kabiha'ya âşıktı. Aslında kadın ümmüveled idi. Bu kadına olan aşkından dolayı oğlu Mu'tezz'i diğer oğlu Muntasır'ın önüne geçirmek istedi.
Hâlbuki daha önce onu veliaht ilan etmiş, bu hususta biat almıştı. Muntasır'dan veliahtlıktan ayrılmasını istedi. O ise bunu yapmadı. Bu yüzden onu meclislerine çağırır, aşağılar, tehditler savurur, söver ve başına bir şey getireceğini söyler dururdu."
Mütevekkil çok müsrifti. Beytülmali kendisine medhiye yazan şairlere harcardı. Onun hakkında, "Bugüne kadar hiçbir halife bir şaire Mütevekkil'den daha fazla para vermiş değildir" denmiştir.
Merdan b. Ebû'l-Cenub onun hakkında şunları söyler: "Avuçlarının bana yönelik cömertliğini kıs, fazla verme. Çünkü azıp zorbalaşmaktan korkarım."
Mütevekkil ona şu karşılığı vermiştir: "Cömertliğimin içinde boğuluncaya kadar kısmayacağım."
"Bir kaside için yüz bin dinar vermişti bu şaire."
Mütevekkil şair Buhterî'ye şöyle dediğini söylerler; "Benim ve Feth b. Hakan hakkında bir şiir yaz. Çünkü ben yaşadıkça onun da benimle beraber yaşamasını istiyorum. Onu yitirmek istemiyorum. Ondan ayrılmak da istemiyorum. O da beni yitirmesin. Bu anlamda bir şiir yaz."
Bunun üzerine Buhterî şu beyitleri söyledi: "Ey efendim! Nasıl bana verdiğin sözden döndün?
Sözünü tutmada ağır davrandın.
Günler bana göstermesin senin kayboluşunu ey Feth!
Yaşadığın sürece sen de benim kayboluşumu görme
En büyük felaket benden önce ölmendir.
Benden sonra ölmen de bir felakettir.
Başkasıyla yakınlık kurmaktan sakın,
Çünkü ben yalnız seni arzu ediyorum."
Mütevekkil ve Feth 247 yılında bir mecliste beraber eğlenirken öldürüldüler." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.