Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanının İstanbul'da yapmış olduğu koronavirüs değerlendirme toplantısına Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu davet etmemesi kamuoyunda çok tartışıldı ve tartışılmaya devam ediyor.
İstanbul için kritik olarak nitelendirilen böylesi bir toplantıya davet edilmeyen İmamoğlu, her şey bir kenara, yaklaşık bir ay önce yakın çalışma arkadaşı İSTAÇ Genel Müdürü bizim de hemşerimiz olan Mustafa Canlı'yı virüs yüzünden kaybetmiş bir başkandı. Acısı tazeydi.
Başarılı bir bürokratını virüsten kaybeden Belediye Başkanının ili için önemli bir toplantıya çağrılmaması haberini okuyunca yanımda bulunanlara "yazık oluyor" bu memlekete diye seslendim.
Sağlık Bakanı sıradan bir insan değil. 83 milyonun sağlığından sorumlu kişi. O halde milyonlarca oy almış ve seçilmiş bir yerel yöneticiyi hele ki Avrupa'da birçok ülke nüfusundan daha fazla nüfusa sahip kentin yerel yöneticisini yok sayamaz/saymamalı.
Bizler tarafsız gözle baktığımızda bunun yanlış olduğunu görüyoruz. Bu tür yaklaşımlar toplumun dokusunda ve sosyal fay hatlarında derin çatlaklar oluşturuyor.
Şöyle ki, Sayın Bakanın günlük vaka sayısı ile ilgili olarak yapmış olduğu paylaşımların altına yapılan olumsuz yorumları okudukça "eyvahhh" demekten kendimizi alamıyoruz. Bu işin partisi yok. Yorumlardan bir kaçını okuyunca daha fazla okumaya içim dayanmadı. Gelinen noktada böyle siyasetin "gözü kör olsun" diyesi geliyor insanın.
Aylardır ekranlardan "Bu virüsü, birlik beraberlik içerisinde topyekûn mücadele ile yeneceğiz" lafları havada kalıyor.
Her şeyden önce "pandemi" gibi ulusal bir konu siyasallaştırılmadan yönetilmeli. Sayın Bakanın kendi ifadesiyle "vaka sayısının %40'ı İstanbul'da görülüyor" dediği bir dönemde şehrin belediye başkanını dışlayarak verilen mücadele "sağlıklı" yürütülemez! Koronavirüsün rengi, siyasi düşüncesi, ırkı, kimliği yok. Bulaştığı kişiye hangi partidensin diye de sormuyor. O halde neden biz bu haldeyiz? Neyse..
İçinde bulunduğumuz hafta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Haftası. Milli bayramlarımızın en anlamlısı.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere bugün her alanda siyasi kamplara ve kutuplaşmalara şahit olduğumuz bir zamanda kutsal vatanı, ecdadımız birlik ve beraberlik ruhuyla düşmandan kurtararak bizlere miras bıraktı. Bunu bir kez daha vurgulayalım! Onların torunları olarak maalesef ulusal meselelerde dahi bir araya gelemiyoruz. Birlik olamıyoruz.
Oysaki ülkemizin dört bir yanı ateş çemberi. Leş kargaları gibi etrafımızda dönüp dolaşan emperyalist güçler en zayıf anımızda üzerimize çullanmak için fırsat kolluyorlar. Ancak bu şekilde davranma alışkanlığından vazgeçmek zorundayız. Yeni bir uzlaşı kültürüne ihtiyacımız var. Dün olduğu gibi bugün de düşmana karşı en büyük silahımız ve gücümüz birlik beraberliğimiz. Güçlendirilmesi gerekirken zayıflatılmaya çalışılıyor.
Bu ruhu güçlendirmek için devlet erkini elinde bulunduran yöneticilerin daha hassas ve dikkatli olması gerekiyor. Aksi halde bu ülkeye kötülük etmiş olurlar. Yazılarımızı takip eden okuyucularımız bilirler, vatanı imanımız kadar mukaddes, namusumuz kadar aziz bilenlerdeniz.
Bu duygularla her birimiz Anadolu kiliminin farklı desenleri ve renkleriyiz. Farklılığımız bizim zenginliğimiz. Aşağıda okuyacağınız şiiri, şair-yazar değerli dost Rahim Taş Beyin "Lafirent" isimli kitabından cennet vatanımızın ve Cumhuriyet Bayramımızın anlamına uygun olduğunu düşünerek paylaşıyorum.
Şiir Şiir Türkiye'm
Ankara'dır yurdun çarpan yüreği
Edirne bayraktır, Artvin direği
Zonguldak'ta sallar işçi küreği
Samsun'da başladı yolun Türkiye'm
İstanbul'un taşı toprağı altın
Dünyanın gözüdür Amasra Bartın
Kars var iken gelmez yerlere sırtın
Sakarya kanadın kolun Türkiye'm
(…)
Nasrettin, Pir Sultan, Yunus, Mevlana
Sevgiden, doğrudan hep haktan yana
Vatanı kurtardı çıktı cihana
Mustafa Kemal'dir Ulu'n Türkiye'm.
Rahim Bey'in gönül dünyasından süzülen duygularını kalemine mürekkep yaptığı bu anlamlı şiiri milli duygularımıza ve hislerimize tercüman olabilecek niteliktedir.
Bize tam bağımsız bir ülke ve Cumhuriyet bırakan ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyor, Cumhuriyet Bayramınızı en içten duygularımla kutluyorum.
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024