İncille dolu ATM'ler

"Bizim kimseden korkumuz yok" diyerek zehir saçmaya devam eden misyonerler, akla hayale gelmeyecek düşünceleri pervasızca hayata geçirmeye devam ediyor. 'www.yenimesaj.com.tr'ye 2 gün önce gelen bir e-mail buna en güzel örnek..."Önceki gece, Erzurum'un en merkezi yerlerinden birisi olan Gürcükapı Caddesi'ndeki Vakıfbank merkez şubesinin ATM'lerinin bulunduğu kabinli odaya, akşamın geç saatlerinde giren kızım ile eşim, ATM makinesinin hemen yanında kırmızı renkli bir İncil'in güya unutulmuş (!) olduğunu görüyorlar ve alıp eve getiriyorlar. Bence bu olay Erzurum'da da bu gibi faaliyetlerin rahatlıkla yapılabileceğine dair açık bir delildir."Bazıları hala birilerini koruyarak "yok kardeşim hanimiş misyoner" dese de, adamlar sümen altından yaptığı çalışmalara tam gaz devam ediyor.  Gündemdeler mi?Hayır!İstedikleri de bu zaten.Sohbetlerinde incilden pasajlar okuyan, soruduğunuzda da "Müslümanların yararı içinse neden okumayalım" diyecek kadar imanını farklı rıhtımlara bağlama cüretini gösterebilen "din yumuşatıcıları"nın yanısıra, turist misali alenen incil dağıtan yabancı uyruklu kişilerin dağıttıkları incil sayısı emniyet kayıtlarına göre tam 6 milyon. Tabi ki bu sadece tesbit edilebilen.Yerli taşeronların, sohbetlerinde dağıttıkları da hariç.Gazetelere haber olmuş, yerlere serpiştirilen, aralarına konan dolarlarla sokak ortasında alenen dağıtılan, isteğiniz dışında adresinize gönderilenler ve son olarak ATM'lere bırakılıp unutulmuş süsü verilen incilleri de düşünürseniz, hesap bayağı kabarıyor. Olayların akabinde, Hıristiyan olmuş 40 bin genç, herhalde "bir de bu dini deneyelim!" diye Müslümanlıktan çıkmadı. Ya da sayıları 38 bine ulaşmış kilise evler "bu cuma da kiliseye gidelim!" diyenlere itafen açılmadı. Tabi ki bu kadar faaliyetin bir altyapısı ve tabi ki bu çalışmaların bir veya birden çok destekçisi var.Kur'an kurslarının önünün tıkandığı bir ülkede adımbaşı kilise evi açılmasının elbette ki bir anlamı olsa gerek.Vergisini topladığı hiçbir işyeri tabelasını es geçmeyen, ev ev kaçak elektrik kontrolü yapan, icraya gelirken "hiçbir zaman" adres şaşırmayan devlet, nasıl oluyor da sayısı dillere pelesenk olmuş ve hiçbir kayda tabi olmayan kilise evleri göremiyor ya da görmemezlikten geliyor.Yoksa bu kadar olay AB'nin hükümet kanalıyla bize layık gördüğü bir nevi diyet mi!"7341 kuran kursundan 3 bininin kapalı olduğu ülkemizde sadece 1 kuran kursunun bulunduğu Tunceli'de, 2 kursun bulunduğu Iğdır'da, 5 ve 6 kuran kursunun bulunduğu Hakkari ve Ağrı'da onlarca kilise ve kilise evinin mevcut bulunması, nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde size de biraz tuhaf gelmiyor mu?""Bakımsızlıktan ve ödenek yetersizliğinden harabeye dönmüş kuran kurslarımız vatandaşın eline bakarken, belediyelerin durmadan restore edecek bir kilise araması sizce bir garabet değil mi?""Siz hiç her fırsatta bize özgürlük dersi vermeye kalkan batılı ülkelerin sınırları içerisinde, onların ibadethanelerinden fazla cami olan bir şehre ya da bir kasabaya rastladınız mı?"Tabi ki rastlayamazsınız.Başka bir misal verirsek; "Siz hiç Amsterdam'da sokak ortasında Kur'an dağıtan bir Müslüman gördünüz ya da duydunuz mu?" Bir başka ve son soru: "Siz hiç İstanbul'un nüfus olarak en kalabalık ilçelerinden Bakırköy, Kadıköy, Taksim ya da Ortaköy'de incilin dağıtılmadığı herhangi bir sokak gördünüz mü?"