Prof. Dr. Haydar Baş'ın İcmal Dergisi Ekim 2013 tarihli yazısıdır.
İnsanın yaratılış hikmeti
Ruh nedir? Neyi arıyor? Gayesi nedir? sorularına değinecek olursak deriz ki: İşin merkezi ruhtur. Hz. Adem'in yaratılışından bahisle Rabbimiz, "Ona kendi ruhumdan üfledim" buyuruyor.
Bu ayet-i kerimede görülüyor ki; insandaki ruh dediğimiz cevher nefha-i İlahidir. Yani insandaki benlik gelişigüzel bir benlik değildir.
Hasletlerini Cenab-ı Hakk'tan alan, Allah'a ait olan bir benliktir. Bunu siz isteseniz de yok edemezsiniz. O, Allah'tan gelmiştir. İnsanın bu tarafı, bu cevheri önünde yine insana mâni olan haller var.
"Ruh-i hayvan" dedik ya; bir taraf insanı, Allah'a yüceltirken, diğer taraf da beşeriyete, hayvaniyete doğru iter.
Tabii burada çeşitli nükteler, hikmetler var. Zira insanoğlunun sadece Allah'a yücelen bir tarafı olmuş olsaydı, insan denen varlığa gerek olmaması lazımdı. O zaman melek olurdu. Halbuki melek var. Aynı vazifeyi gören bir başka varlık daha niye olsun?
Bir başka cihetle sadece ahlak-ı zemime tarafı ile de yükümlü bulunmuş olsaydı ona da gerek yoktu. O tarafta da hayvan var.
O halde diyoruz ki; nsanoğlu ne hayvan, ne de melektir. İkisinin arası, ortası bir varlıktır. Onu melekleştiren hasletler de onda mevcut, hayvanlaştıran hasletler de mevcut.
İşte terbiye dediğimiz şey o hayvanî tarafı Rahmanı tarafa tebdil ettirme cehdidir, gayretidir. Bu mücahededir. Bunu, insan hayatına geçirerek o makam, o rütbe daha doğrusu o sıfat ve o hal sahibi olması lazımdır. Ahlaklı insan, erdemli insan, kâmil insan denilen de işte bu insandır.
İnsanoğlu tabiat sahnesine geldiği andan bu tarafa ve hatta kıyamete kadar işte onu erdemli, kâmil hale getirmekle mükelleftir. Onun da en önemli özelliği kulluktur.
Cenab-ı Hak da ayet-i kerimede, "İnsanları ve cinleri ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım" (Zariyat, 56) buyuruyor.
Yani insanın dünyaya geliş maksadı; Allah'ı bilmek, Allah'ı tanımak, ubudiyettir.
Nitekim Allah'ı tanımanın, kul olmanın maksadını da ayet-i kerime şöyle tavsif ediyor: "O (Allah), hanginizin daha güzel iş (amel) yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı." (Mülk, 2).
Yani insanoğlu adeta bir yarış halindedir. Bir imtihan, bir deneme içindedir. Allah böyle murad etti. Biz "niye bunu murad etti?" demekle değil, denileni yapmakla mükellefiz.
Duamız odur ki; Cenab-ı Hak cümlemize bu incelikleri kavrayıp hayatımıza geçirmeyi nasip eylesin. Nefsini terbiye eden kullarından eylesin."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Madenler millete aittir / 24.05.2025
- Sosyal devlet olmak zorundayız / 23.05.2025
- Sosyal adaleti sağlamak şarttır / 22.05.2025
- İdarecide olması gereken vasıflar / 21.05.2025
- Tam bağımsızlığın esasları / 20.05.2025
- Tam bağımsızlığın ilk adımı / 19.05.2025
- Tarih tekerrür mü ediyor? / 18.05.2025
- Türklerin İslam’la şereflenmesi Ehl-i Beyt iledir / 17.05.2025
- Milli Ekonomi Modeli'ne sahip çıkmak / 16.05.2025
- Milli Ekonomi Modeli’nde devletin gelir kalemleri / 15.05.2025
- Sosyal devlet olmak zorundayız / 23.05.2025
- Sosyal adaleti sağlamak şarttır / 22.05.2025
- İdarecide olması gereken vasıflar / 21.05.2025
- Tam bağımsızlığın esasları / 20.05.2025
- Tam bağımsızlığın ilk adımı / 19.05.2025
- Tarih tekerrür mü ediyor? / 18.05.2025
- Türklerin İslam’la şereflenmesi Ehl-i Beyt iledir / 17.05.2025
- Milli Ekonomi Modeli'ne sahip çıkmak / 16.05.2025
- Milli Ekonomi Modeli’nde devletin gelir kalemleri / 15.05.2025