logo
16 MAYIS 2024

'İnsanca yaşamak...'

01.02.2006 00:00:00
Hamas liderlerinden Mahmud Zahhar, Amerikan CBS televizyonuna verdiği demeçte 'insanca yaşayabilmemiz için bize bir şans tanıyın' demiş.Zahhar, 'ABD'nin bir düşman ülke olmadığını ve Başkan Bush'un bölgedeki barışın anahtarına sahip olduğuna' dikkat çekerek 'İsrail ile uzun vadede bir ateşkes ve barış anlaşması imzalamaya hazır olduklarını'' söyledi.. Zahhar bunu söylerken İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz, 'Hamas liderlerini öldürebileceklerini' söylüyordu.Başbakan Vekili Olmert ise Filistin yönetimi adına havaalanı ve limanlardan topladıkları vergileri Hamas'ın kuracağı yeni hükümete vermeyeceklerini açıklıyordu.İsrail'i ziyaret eden Almanya Başbakanı Merkel ise Filistin halkının ezici bir çoğunlukla seçtiği Hamas liderleri ile görüşmeyeceğini söyledi. Washington ve Avrupa başkentleri işgal altındaki Filistin halkına sağladıkları yardımları kesme tehdidinde bulundu.Görüldüğü gibi herkes Hamas'a karşı...İçeride yani işgal altındaki Filistin topraklarında ise durum da pek kolay gözükmüyor.Yaser Arafat'ın işgal altındaki Filistin topraklarına dönüşüne izin verildiği 1994 yılından bu yana Filistin halkını yöneten El-Fetih grubu elindeki iktidarı kolay kolay Hamas'a devretmeyecektir. İsrail, ABD ve AB ülkeleri böyle bir gerginliği kışkırtacaktır. Amaç Filistinlileri birbirine kırdırmak.Böyle bir durum Filistin halkının direniş gücünü zayıflatacağı için İsrail'in işine yarayacaktır. İsrail'de ise radikaller güçlenecek ve barış çok daha uzak bir amaç olarak kalacaktır.Oysa tüm bunların önü kesilebilir...Önemli olan Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi 'önyargılardan kurtulmaktır.'Hamas'tan radikalizm ve silahlı eylemlerden vazgeçmesini isteyenler biraz da İsrail'e dönüp 'kardeşim sen de 38 yıldır işgal altında tuttuğun Filistin topraklarından çekil' deseler her şey çok daha kolay olacak.Eğer İsrail işgal altında tuttuğu Filistin topraklarından çekilir ve bu topraklarda kurulacak Bağımsız Filistin Devleti ile sınırlarına uluslararası barış gücünün yerleşmesine izin verirse o zaman Hamas'ın silahlı eylemine hedef olacak İsrailliler olmayacak.Böyle bir durumda Hamas; silahlı bir örgüt değil Filistin halkını temsil eden bir hükümet olarak İsrail'e karşı herhangi bir silahlı eylemde bulunursa o zaman başta BM olmak üzere tüm dünya ülkeleri Filistinlilerin üzerine çullanacaktır. Kurulacak bir Filistin devletine maddi ve manevi yardımda bulunacak Batı ise 3.5 milyonun yaşayacağı bu küçücük devlette (6 bin 500 kilometrekare) radikal söylemlerin önünü de kesmiş olur.Unutmamak gerekir ki Hamas'ın yükselişinin iki temel nedeni vardı:1- 40 yıldır El-Fetih'in başını çektiği silahlı ve politik mücadelenin sonuçsuz kalması.2- 40 yıldır bu direnişin başını çeken El-Fetih yönetimi içindeki yolsuzluklar...3- Tabii bunlara bir de ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerinin sonuçlarını ekleyebilirsiniz.Dolayısıyla direnişin gerekçesi olan işgal sona erdiğinde ve yolsuzlukların sonucu olan yoksulluklara çare bulunduğunda Hamas süreç içinde radikal söylem ve politikalarından vazgeçecektir. Önemli olan Hamas'a ve Hamas yönetimine köstek değil destek olmaktır.İşte bu nedenle Başbakan Erdoğan'a ve AK Parti yöneticilerine büyük görevler düşmaktedir. İsral'e 'çekil' deme cesaretini gösteren Erdoğan, politik deneyimini Hamas liderlerine anlatmalı ve onlardan 'reel politika'nın gereğini yapmalarını isteyebilir.Erdoğan, AK Parti yönetimi ve genel olarak Türkiye'nin bölgedeki saygınlığı böyle bir misyonun başarısını sağlayacaktır.Sayın Başbakan, Hamas liderleri Şeyh Ahmed Yasin ve Abdülaziz Rantisi, Mart 2004'te öldürüldüğünde İsrail devlet ve hükümetini terörist ilan ederek tüm Filistin ve Müslümanların gönlünü kazanmıştı..'Türkiye'deki laik, demokratik ve ılımlı İslamı' ve 'AK Parti deneyimini' bölge ülkelerine pazarlamak isteyen ABD ve AB ülkeleri, Erdoğan'ın bu çabasına destek vermelidir. Yani İsrail'e baskı yaparak 38 yıldır işgal altında tuttuğu Filistin topraklarından çekilmesini sağlamalıdırlar...İnanın bana böyle bir çekilme yalnız Filistin değil bölgedeki tüm sorunların çözümünü sağlayacaktır. Tabi ABD ve Batı böyle bir çözümü istiyorsa!Hüsnü Mahalli / Akşam
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'
Irak'taki üs bölgesine saldırı hazırlığı yapıyorlardı
MİT'ten yine nokta operasyon
Değişim dronla havadan da görüntülendi
Hatay'da denizin rengi değişti
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'
Irak'taki üs bölgesine saldırı hazırlığı yapıyorlardı
MİT'ten yine nokta operasyon
Değişim dronla havadan da görüntülendi
Hatay'da denizin rengi değişti

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'

BİK Analitik’in kalitesi TSE tarafından tescillendi

İnternet haber sitelerinin ziyaretçi trafiklerini ölçümleyen BİK Analitik, TSE'nin test süreçlerini başarıyla geçerek TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesini almaya hak kazandı.
16.05.2024 13:07:00 / Güncelleme: 16.05.2024 13:09:59
BÜLTEN
BİK Analitik’in kalitesi TSE tarafından tescillendi
BİK Analitik’in kalitesi TSE tarafından tescillendi
Basın İlan Kurumu'nun görev alanında bulunan resmi ilan yayımıyla alakalı internet haber sitelerinin ziyaretçi trafiklerini ölçümleyen BİK Analitik'in, TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesi için Türk Standartları Enstitüsü'ne (TSE) yapılan başvuru sonuçlandı.

BİK Analitik, yazılım paketlerinin kalite gereksinimlerini, bu paketlerin test dokümanlarının ne tür özelliklere sahip olması gerektiğini ve yazılım paketlerinin uyumluluk değerlendirmeleri için gerekli talimatları açıklayan uluslararası bir standart olan TS ISO/IEC 25051 belgesini alarak kalitesini tescillemiş oldu.

BİK Analitik test süreçlerini başarıyla geçti

TS ISO/IEC 25051 standardı belgesi için 23 Kasım 2023 tarihinde TSE'ye başvuru yapıldı. Başvurunun ardından Kurum üst yönetimi ve ilgili müdürlükler uyum süreci ve denetleme ile ilgili hazırlık sürecini tamamladı.

Belgelendirmenin ilk aşaması olan test sürecinde istenilen belgeler ve test senaryoları hazırlandı. BİK Analitik uygulamasının fonksiyonel test senaryoları 20 Şubat 2024 tarihinde TSE'ye gönderildi ve olumlu sonuç alındı.

Belgelendirme denetimi olumlu sonuçlandı

İkinci aşama olarak 26 Nisan 2024 tarihinde Kurumumuz Genel Müdürlüğü'nde TSE uzmanları tarafından yapılan belgelendirme denetimi de olumlu sonuçlanınca evraklar TSE komitesine sunuldu.

TSE'nin 13 Mayıs 2024 tarihindeki komite toplantısında TS ISO/IEC 25051 standardı belgesini almaya hak kazanan BİK Analitik, 15 Mayıs 2024 tarihinde TSE'nin web sitesinde bulunan TSE Belgeli Firmalar Sorgulama alanında yerini aldı.

BİK Analitik yazılımı daha önce Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmişti.

"Paydaşlarımızın rızasını kazanmak için uğraşıyoruz"

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, BİK Analitik'in TS ISO/IEC 25051 standardı belgesi almasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Yola çıktığımız ilk günden itibaren kararlı, sabırlı ve bilinçli adımlarla ilerlemeyi şiar ediniyoruz. BİK Analitik, internet haber sitelerinin resmi ilan yayımlaması kadar önemli bir meseledir. Resmi ilan ve reklamların adil dağıtımının ve mesleki niteliklerin ölçümlenebilmesinin anahtarı bu yazılımdır. BİK Analitik'i değerli kılan tamamen yerli ve millî olması, Kurumumuza has; görevimize yönelik ölçümleme yapmasıdır. Mesleki anlamda işini iyi yapanla yapmayanı ayırırken BİK Analitik en büyük güvencemiz olacak. Sahada görevini layıkıyla yapan internet haber sitelerimizin, bir an önce harekete geçmemizi sabırsızlıkla beklediklerini biliyorum. Geçeceğiz, ancak acele edip hataya da mahal vermeyeceğiz. İlk olarak BİK Analitik markasını güvence altına aldık. Ardından BİK Analitik'in donanım, çalışma ve ölçümleme prensiplerine dair kalite belgesini aldık. Şimdi son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. En kısa sürede alanında yetkin uluslararası denetim firmasından dünyanın her yerinde geçerli bir rapor almak istiyoruz. Kurum olarak kendimize de BİK Analitik'e de çok güveniyoruz. Bu belgeleri ve raporları almaktaki amacımız asla birilerini ikna etmek değil bizimle yol yürüyen paydaşlarımızın rızasını kazanmaktır. TS ISO/IEC 25051 standardı belgesinin, Kurumumuz ve sektörümüze hayırlar getirmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.

Sinan Ateş cinayetindeki kritik araçların yeni görüntüleri ortaya çıktı

Sinan Ateş suikastında kritik rolleri olan isimlerin kullandıkları dört aracın Plaka Tanıma Sistemi tarafından tespit edilen yeni görüntülerine ulaşıldı.
16.05.2024 12:32:00 / Güncelleme: 16.05.2024 12:58:38
Haber Merkezi
Sinan Ateş cinayetindeki kritik araçların yeni görüntüleri ortaya çıktı
Sinan Ateş cinayetindeki kritik araçların yeni görüntüleri ortaya çıktı
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinden 16 ay sonra yazılan ancak yazılanlardan çok yazılmayanlar ile tartışılan iddianamenin yankıları sürüyor.

Son olarak cinayetin azmettiricisi olmakla suçlanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş ve cinayete yardımla suçlanan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel'in birlikte Ankara'dan İstanbul'a gittikleri 06 AT 5021 plakalı Audi marka çakarlı aracın görüntüsü ortaya çıkmıştı.

Fayn'ın ulaştığı yeni Plaka Tanıma Sistemi (PTS) görüntülerinde savcılığın soruşturmasında hem 06 AT 5021 plakalı aracı, hem de olayda parmağı olan isimlerin kullandıkları 06 BSG 411 plakalı Citroen marka, 34 NR 6144 plakalı BMW marka ve 34 CYR 469 plakalı Renault marka otomobillerin cinayet öncesi ve sonrasındaki hareketlerini adım adım izlediği anlaşılıyor.

Savcılığa göre araçtakiler Demirbaş ve Yüksel

06 AT 5021 plakalı Audi marka araçla başlayalım.

Bu aracın PTS kayıtlarına takılan en net görüntüsü cinayet gününe ait.

Yani 30 Aralık 2022 tarihinden.



Ankara Türkocağı Caddesi'nde PTS tarafından görüntülenen aracın ön koltuğunda iki kişi görülüyor.

İkisi de takım elbiseli olan kişilerin kimliğiyle ilgili herhangi bir tespit yapılmamış.

Aynı araç, cinayetten saatler sonra 21:18'de tekrar takılıyor görüntülere.



Aracın ön koltuğunda yine iki kişi oturuyor.

Savcılığın tespitine göre bu isimler, eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş ve cinayete yardımla suçlanan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel.

İkilinin 06 AT 5021 plakalı Ülkü Ocakları'na kayıtlı araçta birlikte göründüğü bu fotoğraf, ilk kez yayımlanıyor. Ankara'dan İstanbul'a doğru hareket halindeler.

Cinayetten sonra İstanbul'a kaçtığı bilinen tetikçi Eray Özyağci'nın araçta olup olmadığı ise görüntülerden anlaşılmıyor. Savcılık aracın izini sürmeye ertesi gün de devam etmiş.

İki isim ifadelerinde, İstanbul'da bir gece geçirdikten sonra Ankara'ya döndüklerini söylemişti.

O dönüş anları da kamera kayıtlarına girdi.



Polis, cinayetin ardından Demirbaş'ın sinyal kayıtlarından yerini belirlemiş, gözaltı için harekete geçtiğinde karşılarına MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz çıkmıştı.

Kılavuz, polisi eve sokmayarak Demirbaş'ın gözaltına alınmasını engellemeye çalışmıştı.Ancak polis ve savcılık vazgeçmeyince bir süre sonra Demirbaş gözaltına alınmıştı.

Ülkü Ocakları yöneticisi, MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi derken iki ay içinde 21 şüpheli tutuklanmıştı. Soruşturma derinleştikçe, Devlet Bahçeli'nin, "Surda delik açtırmayacağız" dediği MHP'nin kapısına dayanmıştı.

O suru aşmak isteyen başsavcı vekilleri ve savcılar dosyadan alınmış ya da izne çıkmak zorunda kalmış, suikastın siyasi bağlantılarını örtbas eden iddianame cinayetten 16 ay sonra, yerel seçimin ardından tamamlanabilmişti.

Soruşturmada Tolgahan Demirbaş'ın Sinan Ateş'in ve cinayetten sonra tetikçi Özyağcı ile buluşulacak noktanın konumlarını Yüksel'e gönderdiği tespit edilmişti.

Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ise ikinci kez gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı.

İki isim de ifadelerinde bu konumların neden gönderildiğini açıklamamıştı.

İddianamede ise ikilinin ne siyasi bağlantıları, ne de MHP ya da Ülkü Ocakları'nda aldıkları görevler yer almıştı.

Tetikçiyi kaçıran araç da görüntülerde

Savcılık sadece Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel'in birlikte görüntülendiği 06 AT 5021 plakalı aracı mercek altına almadı.

Demirbaş'ın Yüksel ile buluşmadan önce kullandığı 06 BSG 411 plakalı beyaz renkli Citroen marka araç da takibe girdi.

İddianameye göre Demirbaş, cinayetin ardından Vedat Balkaya'nın sürdüğü 35 EVE 52 plakalı motosiklet ile olay yerinden kaçan tetikçi Eray Özyağci ile Ankara Gölbaşı'nda buluştu. İkili, ardından bu bu araca binerek oradan uzaklaştı.

06 BSG 411 plakalı araç Gölbaşı'nda kayıtlara takıldı.

Ancak bu görüntülerde de aracın arkasında tetikçinin olup olmadığı anlaşılmıyor.



Cinayet gecesi Bolu'da

İncelenen bir diğer plaka ise 34 NR 6144. Bu aracın incelenme sebebi ise iddianamedeki kritik isimlerden bir diğeri olan avukat Serdar Öktem…

Öktem, sıradan bir avukat değil. Sinan Ateş suikastında kritik rol oynayan Ufuk Köktürk, Doğukan Çep ve tetikçi Eray Özyağcı'nın başka cinayet davalarında savunmalarını üstlenmişti.

Gözaltındayken şifresini polisle ve savcılıkla paylaşmadığı için cep telefonu incelenemedi. Savcılık sorgusunda "Covid-19 geçirdiğim için hafıza kaybı yaşadım, şifremi hatırlamıyorum" dedi.

Ancak iddiaya göre Demirbaş'ın kaçırdığı ve eski müvekkili olan tetikçi Eray Özyağci ile Bolu'da bir görüşme yaptı.

İfadesinde neler söylemesi gerektiğini anlattı.

Söz konusu araç, cinayet gecesi Bolu'da görüntülendi.

Ön koltuğunda iki kişinin oturduğu bu araçta da tetikçinin olup olmadığı belli değil.

Görüntü incelemesi yapılan son araç ise 34 CRY 469 plakalı Renault marka otomobil.

İddianameye göre bu araç da cinayeti azmettiren Demirbaş'ın kullanımındaydı.

Cinayetin ardından tetikçi Özyağci'yi Citroen marka araçla kaçıran Demirbaş, bir süre sonra bu araca geçti.

18:36'da Gölbaşı Konya çıkışından geçti.



Orada kendisini bekleyen Emre Yüksel'in kullandığı ile 06 AT 5021 plakalı çakarlı araçla İstanbul'un yolunu tuttu.

Bağlantılar iddianamede yer almıyor

Bu incelemeler, iddianamede kısmen yer alıyor.

Ancak kişilerin ve trafiklerinin birbirleri ile bağlantısı anlatılmıyor.

Dosyanın ek delil klasörlerinde yer alan belgeler, iddianamenin cinayeti tüm bağlantıları ile ortaya çıkarmak yerine siyasi ayağını gizlemeyi hedeflediğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Samsun'un 2023 kaza bilançosu

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre Samsun'da 2023 yılında yaşanan trafik kazalarında 127 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 577 kişi yaralandı
16.05.2024 12:06:00
İhlas Haber Ajansı
Samsun'un 2023 kaza bilançosu
Samsun'un 2023 kaza bilançosu
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerine göre Samsun'da 2023 yılında yaşanan trafik kazalarında 127 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 577 kişi yaralandı.

TÜİK, 2023 yılı karayolu trafik kaza istatistiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye'de 235 bin 71 adet ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Trafik kazalarında 6 bin 548 kişi hayatını kaybetti, 350 bin 855 kişi yaralandı.

TÜİK il verilerine göre Samsun'da 2023 yılında 21 bin 968 trafik kazası meydana geldi. 2023 sonu itibarıyla 453 bin 751 motorlu kara taşıtının bulunduğu Samsun'da ölümlü ve yaralanmalı kaza sayısı toplam 4 bin 414. Bu kazalarda toplam 127 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerin 34'ü kaza yerinde, 93'ü kaza sonrası yaşamını yitirdi. Kazalarda toplam 6 bin 577 kişi de yaralandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.