Güzelliklerin de kötülüklerinde temelinde insan var. İnsan denen varlık içinde bulunduğu zamanın ve mekânın da anlam kazanmasını sağlamakta.İnsan ne kadar kötü huylara sahipse bu insanla etkileşim içerisinde olan zaman, mekân ve diğer şeyler de bu oranda negatif etkilenmekte. Aynı şekilde insan ne kadar iyi huy ve karakter sahibiyse etkileşim içerisinde bulunduğu her şeyi de bu oranda pozitif olarak etkilemektedir.Bu gerçek şunu göstermektedir ki, toplumdaki güzelliklerin ve olumlu gelişmelerin kaynağı insan olduğu gibi toplumda bizi bezdiren çirkinliklerin ve problemlerin kaynağı da yine insandır. Bundan dolayıdır ki, insan merkezli bir yaklaşım ortaya konulmadan herhangi bir problemin çözülebilmesi mümkün olamamıştır. İnsana gerektiği şekilde yaklaşılmadığı müddetçe de problemlerin çözümü imkânsız olacaktır.Bu güne kadar problemleri çözme iddiasıyla ortaya çıkan anlayışların başarısız olmaları, insanı temel nokta olarak ele almadıkları ve dolayısıyla insanı ihmal ettikleri içindir. Batılı bir düşünürün ifade ettiği gibi, "biz her şeyi insan için yaptığımızı iddia ettik. Ama insanı ihmal ettik," demesi bu gerçeğin batılılar tarafından itirafıdır.Haddi zatında insanı ihmal etmemek, insan denen bu varlığı gerçek manada tanıyabilmekle mümkün olacaktır. İnsanı tanımadan ve ihtiyaçlarını tam olarak tespit etmeden atılacak adımlar, insanları mutlu eder gibi görünse de bu mutluluğun bir seraptan ibaret olduğu çok geçmeden anlaşılacaktır. Bundan dolayı ülkemiz ve dolayısıyla tüm dünya için artık zaruret haline alan şey İnsanın yaradılışına uygun anlayışların her alanda hâkim kılınması gerektiğidir.Artık herkes kabul etmektedir ki, pek çok problemin kaynağında iktisadi problemler yatmaktadır. Ekonomide yaşanan sorunlar, başka alanlarda bunlara bağlı olarak gelişen problemlerin ana kaynağı konumundadır. Ekonomik sıkıntılar içerisinde uzun süre mahkûm edilen toplumlarda bir süre sonra ortaya çıkan ahlaki zafiyetlerin en önemli sebebi olarak bu sayılabilir. Bundan dolayı günümüz insanını önce ve ilk başta ekonomik olarak ihmal etmemek ve onu asgari ihtiyaçlarını kimseye muhtaç kalmadan giderebilecek gelir seviyesine kavuşturmak iktisat biliminin başta gelen amacı olmalıdır. Ne Kapitalizm ne de günümüze kadar uygulanmış diğer iktisat anlayışları -ihmal edilecek kadar küçük azınlıkları saymazsak- insanları istenen gelir seviyesine ve dolayısıyla mutluluk ve huzura ulaştırabilmiş değildir. Bu güne kadar birbirlerinin eksiklerini ve açıklarını yamayarak uygulana gelen iktisadi anlayışlar, anlaşılan odur ki, bundan sonra da insanlığa beklediğini veremeyecektir. Bundan dolayı Kapitalizm, Marksizm ve diğer uygulanmış ama başarıya ulaşamamış sistemlerin dışında bambaşka bir iktisadi anlayışa tüm dünya ekonomisinin ihtiyacı artık elzem bir hal almıştır. Başta Kapitalizm'den çok çekmiş olan Rusya olmak üzere pek çok devlet, alternatif iktisat modelleri geliştirmek için uzun zamandan beri çalışma içerisindedirler. Ama Kapitalizm'i hak ettiği çöplüğe gönderecek bir ekonomi modeli geliştirmeye muktedir olamadılar. Tüm Kapitalizm mağduru ülkelerce hararetle beklenen kurtarıcı iktisadi anlayış, Türk milletine nasip oldu ve Türk milletinin mümtaz bir ferdi tarafından ortaya konuldu. Milli Ekonomi Modeli işte bir kurtuluş yolu arayan ekonomiler için can simidi olmuştur ve daha şimdiden MEM'in bazı önerileri Rusya tarafından uygulamaya geçirilmiştir.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli isimli anlayışı, ilki İstanbul'da ikincisi Bakü'de olmak üzere düzenlenen iki bilimsel kongrede katılan yüzün üstünde bilim adamı ve akademisyeni kendine hayran bıraktı. Bakü'de yapılan kongrede geliştirdiği bu yepyeni modelden ötürü Prof. Dr. Haydar Baş Nobel iktisat ödülüne aday gösterildi.Milli Ekonomi Modeli'nin bence en temel özelliği iktisat bilimine bugüne kadar başarısız olan anlayışların hiç öngörmediği bir anlayışla yaklaşmasıdır. Bir başka özelliği ise insan denen varlığa da diğer iktisadi anlayışlardan çok farklı yaklaşması ve insanı ekonominin merkezine oturtmasıdır. Hala model aramaya gerek yok diyenler varsa onlara Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli ekonomi Modeli'ni okumalarını özellikle tavsiye ediyorum.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023