logo
19 NİSAN 2024

İnsanoğlunun bitmeyen arayışı

18.04.2022 00:00:00
Daha önce kaleme aldığımız makalelerde ısrarla vurguladığımız bir mevzu var; o da insanın manevî bir arayış içerisinde olmasıdır.
 
İnsanın özünde "ben" diye tarif olunan bir kişiliği var. Şu anda unutulan, inkar edilen, onunla birlikte onu huzura, saadete, huzura, mutluluğa kavuşturan yollardan kopmuş insan. Hep dış dünyasıyla meşgul oluyor. İçinde bir oluşa hasret. 
 
Bugün insanlığı meşgul eden şeylere bakın. İnsanın kendini tatmin etmek için gösterdiği gayretlere bakın. 
 
Bütün bu gibi faaliyetlerle insanoğlu aslında kendini arıyor. Bir güzeli arıyor. Rabbını arıyor. 
 
Ama işin farkında değil. Mevlana'mız bunu çok güzel ifade ediyor: "İnsanoğlu öyle bir güzel ses duydu ki Elest Meclisi'nde, o Rabbının sesini, Allah'ın sesini... Şimdi o güzel sesi arıyor." 
 
Bütün musıki dallarında dikkat ederseniz biz hep bu sesi arıyoruz. Bir ses diyoruz, "bu bize aittir." Biraz dinliyoruz, "Hayır! Bu değil" diyoruz.
 
Niye? Çünkü başlangıçta, "O'dur" diye bize Cenab-ı Hakk'ı hatırlatan o nefhanın, biraz ilerledikçe, biraz zaman geçtikçe beşerî bir sıfat olduğunu anlıyoruz, "bu da değilmiş" diyoruz. Hemen ondan vazgeçiyoruz. Kısaca insan ruhu devamlı bir koşuş içerisinde, bir koşuş halindedir.
 
İşte bugün kabul etsek de etmesek de insan, kendine ait meseleleri çözmek istiyor. İyi bir insan doktorudur günümüzün ihtiyacı.
 
Şöyle bir olay da var: Psikiyatrinin sahasıdır psikiyatrik olaylar, hastalıklar. Ama bizde psikolojik ve psikiyatrik sahaya girdiğinizde ruhu tanımayan bir dünya, bir tıp dalı görürsünüz. 
 
"Ruh nedir?" diyorsunuz. "Organizmanın hadiseler karşısında tepkisidir" cevabını veriyor. 
 
"Organizmanın olaylar karşısında tepkisidir" diye insanı tanımlayan bir ilim, insana kendini anlatamaz, insanı anlatamaz. Bu ilim dalı da insanın muhtaç olduğu sıhhati insana veremez. 
 
Onun için insanı ilaçlarla uyuşturarak tedavi etmeye çalışıyorlar. Mesele insanın dimağını uyuşturarak onu bir noktalara taşımak değildir. 
 
Ona geldiği yeri, geldiği kökü, özü tanıtarak onu kendine kavuşturmaktır; bugün insanlığın asıl meselesi budur. 
 
Bugün biz, bunu arıyoruz. Batı bunu arıyor. Uzakdoğu'su bunu arıyor. Şark dünyası bunu arıyor. İşte böyle bir anlayışla insanoğlu, "kim çözerse ben onun yanında olurum" diyor. Bugün hakikatte zımnen insanlığın verdiği mesaj budur.
 
Hak hesabına kazanılmış insan
 
Dikkat edilirse, biz yazılarımızda, sohbetlerimizde insanı merkeze alan bir anlayış ortaya koyuyoruz. 
 
Çünkü insanı tanımadan, insanı anlamadan insanla ilgili hiçbir meseleyi çözmek mümkün değil. 
 
Yine biz şöyle bir tespitte bulunmuştuk: "İnsanı kendi yararına ve Hak hesabına, Hak adına kazanmak." Mutmain olmuş insanı tarif ederken; kendi yararına ka-zanılmış, Hak adına kazanılmış bir insan modelinden bahsediyoruz.
 
Bugün insanlığın huzuru, saadeti, mutluluğu için "kalkınma" diye bir maddi problemden bahsediliyor. Zannediliyor ki biz, insanı çok fazla doyurduk mu, çok fazla giydirdik mi, çok fazla ev yaptık mı, çok fazla altına araba verdik mi o insan mutlu olacak. 
 
Ben diyorum ki, bu çok yanlış. Bunlar olmasın, demiyoruz. Elbette bunların insanın hayatında yeri ve değeri vardır. Veya insanın kullandığı malzemeleri siz son derece mükemmel, teknik araç ve gereçlerle donattığınız zaman, onun hukuk düzenini mükemmel hale getirdiğiniz zaman, onun sistematiğini geliştirdiğiniz zaman, mutlu olacağı zannı var, vehmi var bugün. 
 
Bu, niçin böyle oldu? Evvela buradan hareketle bir meseleyi gündem etmemiz lazım. Ve ondan sonra bizim ifademizin ne demek olduğunu anlatalım.
 
Müslüman kimliği özel bir kimliktir
 
Batıda felsefe olarak insanlar bir yere konulur. İnsana layık olan, insana gerekli olanları düşünmek yerine bir düzen düşünülür. Bir sistem, bir ideoloji düşünülür. Bu, felsefenin gereğidir. 
 
Kendinize göre bir dünya ortaya koyarsınız. O dünyada sizin kendinize göre insanın bir yeri vardır. İnsan koyduğunuz donelerde bir değerdir. O ölçülerde bir varlıktır. 
 
Artık siz ona ne kadar faziletten, merhametten, adaletten vs. vermeye çalışıyorsanız, veya sizin dünyanızda adalet neyse, sizin dünyanızda merhamet neyse, sizin dünyanızda şefkat neyse, sizin dünyanızda eşitlik neyse, o felsefi olarak aktarmaya çalıştığınız dünyada da odur. İşte "adalet" dendiği zaman, o dünyadaki adalettir. "Saadet" dendiği zaman o dünyadaki saadettir. Yarın devam edecek

(Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi Ekim 2017)
 
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.