Zor durumlar insanları akıllandırıyor
ABD çok büyük ve şimdilik çok güçlü bir ülke. Ama diplomasi çok zayıf, hemen hemen sıfıra yakındır. Dostuna düşmanına kuvvet ve güç gösterisi yapmaya çalışmaktadır. Her şeyi güçlerine ve teknolojilerine dayanarak yapmaya çalışmaktadır.
Irak'taki istihbaratlarına dayanarak kolay bir savaş olacak kanısına kapıldılar. Hakikaten de dengesiz ve asimektrik savaş, çok kolay oldu. İdarede ise ülkedeki sünni-şii ayrılığını ideolojik bir meta olarak kullanacaklarını sanmışlardı! Üstelik kuzey kesiminde kendilerinin eğittikleri kürtler de vardı. Onlar da ABD'ye yardımcı olacaklardı. Halk zaten, Saddam'dan bıkmıştı. Millet onları hasretle bekliyordu. Hemen ABD'yi destekleyeceklerdi. Ama durumlar hiç de bekledikleri gibi gelişmedi. Şu anda hayel bile edemedikleri bir halk direnciyle karşı karşıya kaldılar.
ABD demokrasi, insanlık ve adaletin banisi olarak kendisini dünyaya tanıtmaktadır. Ama bu vasıfları, sadece kendilerine dönük olmaktadır. Yabancılara karşı ise davranışları genellikle insanlık dışı olmaktadır. Ama bunu kendi güç ve üstünlüklerine güvenerek mübah göstermektedirler. Hem zaten şu andaki ülkeler müslüman ülkeler değil mi? Onlar ise geri kalmış ve kendi hiristiyan kültürlerinden nasibini almamış yaratıklardır. Onlar ezilseler de dünya büyük bir kayba uğramaz!
Kültürlü ve gelişmiş Hıristiyanlara karşı ne yapabilirler ki? İşte bu megalomanlıkların veya büyüklük kompleskleri onları mütiş bir yanılgıya sevk etmiş oldu.
Şu anda Irak'ta tam organize olmayan ama kurtuluş hareketlerine benzeyen, ulusal direnmeye giden bir mücadele mevcuttur. Bu mücadele böyle devam ederse, ABD'nin başı dertten kolayca kurtulamaz.
İşte ABD bu ahval ve sıkışıklık içinde bize müracaat etmekle ve adeta yardım etmektedir. Tabii ki Türkiye'ye karşı tavırları da değişti! Bunun yanında dikkat ettiyseniz birden bire Türkiye'de sanki bir bahar havası esmektedir. Hani meşhur bir deyim vardır: Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü? Kısacası, ABD şu anda ve genel ahval birdenbire yumuşadı ve olumlu hale gelmeye başladı.
Türkiye'yi Ortadoğu'da örnek
ülke yapma çabaları
Biraz daha analitlik ve daha derin düşünürsek; bunların laik ve demokratik Türkiye'yi bu perişan örnek olma durumundan çıkarmak ve diğer müslüman ülkelere tam örnek göstermek gibi bir bir istekleri de olmaz mı? Çünkü şimdiye kadar bize karşı, sadece yıpratmak ve adeta yok etmek için karşımaza:
PKK'yı çıkaran, onları besleyen, eğitim kampları açan, her türlü yardımı yapan bizzat onlar değil miydi?
Türkiye'yi bölmek isteyen, solcu-sağcı gençlik çatışmalarını körükleyen ve kışkırtan onlar değil miydi?
Alevi-sünni çatışmalarını daima kullanan ve onları teşvik eden, çarpıştıran onlar değil miydi?
Solcu-sağcı kamplarını oluşturmasına sebep olan, onlara silah temin eden ve binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olan, onlar değil miydi?
Çeşitli entirikalarla piyasaları karıştıran. Kara paranın piyasalara sürdürülmesine ön ayak olarak spekülasyonları yapanlar onlar değil miydi?
Ekonomimizi adeta kıskaca alan ve istedikleri zaman kriz oluşturan, sonra da İMF'ye emanet eden ve arka planda duran güçler onlar değilmiydi?
Şu anda yaklaşık olarak 250 milyar doların üstünde borç batağına ülkemizin düşmesine yardımcı olan onlar değil miydi?
Ortak pazara hiç bir yardım almadan gümrük kapılarını açan ve ekonomisini insaflarına bırakan, 100 milyar dolardan fazla ülkemize zarar ettiren, aldatmaca politika uygulayan onlar değil miydi?
Kıbrıs'ta, Ege'de, Yunanistan'la olan münasebetlerimizde daima karşı tarafı desteklemediler mi?
Bu tür terslikleri yapanlar ve Türkiye'yi daima yem olarak kullanan bu batı devletleri, şimdi politikalarını mı değiştirecekler? Hayır ne münasebet, sadece işlerine geldiği kadar yardımcı olacaklar, gayelerine ulaştıklarında ise, tekrar eskisi gibi hareket edeceklerdir.
ABD çok büyük ve şimdilik çok güçlü bir ülke. Ama diplomasi çok zayıf, hemen hemen sıfıra yakındır. Dostuna düşmanına kuvvet ve güç gösterisi yapmaya çalışmaktadır. Her şeyi güçlerine ve teknolojilerine dayanarak yapmaya çalışmaktadır.
Irak'taki istihbaratlarına dayanarak kolay bir savaş olacak kanısına kapıldılar. Hakikaten de dengesiz ve asimektrik savaş, çok kolay oldu. İdarede ise ülkedeki sünni-şii ayrılığını ideolojik bir meta olarak kullanacaklarını sanmışlardı! Üstelik kuzey kesiminde kendilerinin eğittikleri kürtler de vardı. Onlar da ABD'ye yardımcı olacaklardı. Halk zaten, Saddam'dan bıkmıştı. Millet onları hasretle bekliyordu. Hemen ABD'yi destekleyeceklerdi. Ama durumlar hiç de bekledikleri gibi gelişmedi. Şu anda hayel bile edemedikleri bir halk direnciyle karşı karşıya kaldılar.
ABD demokrasi, insanlık ve adaletin banisi olarak kendisini dünyaya tanıtmaktadır. Ama bu vasıfları, sadece kendilerine dönük olmaktadır. Yabancılara karşı ise davranışları genellikle insanlık dışı olmaktadır. Ama bunu kendi güç ve üstünlüklerine güvenerek mübah göstermektedirler. Hem zaten şu andaki ülkeler müslüman ülkeler değil mi? Onlar ise geri kalmış ve kendi hiristiyan kültürlerinden nasibini almamış yaratıklardır. Onlar ezilseler de dünya büyük bir kayba uğramaz!
Kültürlü ve gelişmiş Hıristiyanlara karşı ne yapabilirler ki? İşte bu megalomanlıkların veya büyüklük kompleskleri onları mütiş bir yanılgıya sevk etmiş oldu.
Şu anda Irak'ta tam organize olmayan ama kurtuluş hareketlerine benzeyen, ulusal direnmeye giden bir mücadele mevcuttur. Bu mücadele böyle devam ederse, ABD'nin başı dertten kolayca kurtulamaz.
İşte ABD bu ahval ve sıkışıklık içinde bize müracaat etmekle ve adeta yardım etmektedir. Tabii ki Türkiye'ye karşı tavırları da değişti! Bunun yanında dikkat ettiyseniz birden bire Türkiye'de sanki bir bahar havası esmektedir. Hani meşhur bir deyim vardır: Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü? Kısacası, ABD şu anda ve genel ahval birdenbire yumuşadı ve olumlu hale gelmeye başladı.
Türkiye'yi Ortadoğu'da örnek
ülke yapma çabaları
Biraz daha analitlik ve daha derin düşünürsek; bunların laik ve demokratik Türkiye'yi bu perişan örnek olma durumundan çıkarmak ve diğer müslüman ülkelere tam örnek göstermek gibi bir bir istekleri de olmaz mı? Çünkü şimdiye kadar bize karşı, sadece yıpratmak ve adeta yok etmek için karşımaza:
PKK'yı çıkaran, onları besleyen, eğitim kampları açan, her türlü yardımı yapan bizzat onlar değil miydi?
Türkiye'yi bölmek isteyen, solcu-sağcı gençlik çatışmalarını körükleyen ve kışkırtan onlar değil miydi?
Alevi-sünni çatışmalarını daima kullanan ve onları teşvik eden, çarpıştıran onlar değil miydi?
Solcu-sağcı kamplarını oluşturmasına sebep olan, onlara silah temin eden ve binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olan, onlar değil miydi?
Çeşitli entirikalarla piyasaları karıştıran. Kara paranın piyasalara sürdürülmesine ön ayak olarak spekülasyonları yapanlar onlar değil miydi?
Ekonomimizi adeta kıskaca alan ve istedikleri zaman kriz oluşturan, sonra da İMF'ye emanet eden ve arka planda duran güçler onlar değilmiydi?
Şu anda yaklaşık olarak 250 milyar doların üstünde borç batağına ülkemizin düşmesine yardımcı olan onlar değil miydi?
Ortak pazara hiç bir yardım almadan gümrük kapılarını açan ve ekonomisini insaflarına bırakan, 100 milyar dolardan fazla ülkemize zarar ettiren, aldatmaca politika uygulayan onlar değil miydi?
Kıbrıs'ta, Ege'de, Yunanistan'la olan münasebetlerimizde daima karşı tarafı desteklemediler mi?
Bu tür terslikleri yapanlar ve Türkiye'yi daima yem olarak kullanan bu batı devletleri, şimdi politikalarını mı değiştirecekler? Hayır ne münasebet, sadece işlerine geldiği kadar yardımcı olacaklar, gayelerine ulaştıklarında ise, tekrar eskisi gibi hareket edeceklerdir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006