İran da BOP'un hedefinde, Türkiye de?

ABD Başkanı Trump, ulusal güvenlik danışmanlığına savaş yanlısı Bolton ve dışişleri bakanlığına da yine savaş yanlısı olan Pompeo'yu getirdikten sonra İran'a yönelik baskıları ciddi oranda artırdı. Önce İran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekilen ABD, önceki gün de büyük suçlamalarla 12 maddelik bir talep listesi açıkladı.
Bu talep listesinde uranyum zenginleştirilmesinin tamamen durdurulması, nükleer tesislere giriş izni verilmesi, balistik füze programının sonlandırılması var.

Halbuki bu konuda Uluslar arası Atom Kurumu'nun (UAEK) raporlarına göre anlaşmaya uygun olmayan bir durum söz konusu değil. ABD'nin hedefi hem bağcıyı dövmek hem de bağı talan etmek olduğu için bu raporlar ona göre hiç önemli değil, ne olursa olsun suçlamaya devam ediyor. Suçladığı konularda sabıkalı olan da kendisi olduğu halde?
ABD'nin talep listesi devam ediyor; İran'ın güçlerini Suriye'den çekmesi, Yemen'de Şii Husilere, Lübnan'da Hizbullah'a, Filistinlilere, Irak'taki Şii milislere olan desteğini kesmesi, İsrail'i tehdit etmeye ve Suudi Arabistan'a saldırmaya son vermesi talepler arasında?

İran'ı komple bana teslim et diyecek ama şartlar gereği bugün diyemiyor.
ABD, eğer İran bu talepleri kabul etmezse, eşi ve benzeri görülmemiş baskı ve yaptırımlar uygulamakla tehdit ediyor. Gözüne kestirse direkt olarak işgal edecek ama şimdilik sadece tehdit ve şantajlarla yetinmek zorunda? Eğer İran ABD'nin 12 maddelik talep listesini yerine getirirse, işte o zaman işgale hazır hale gelecek, çünkü sayılan talepler İran'ın savunma mekanizmasını kırma ve yok etme amaçlı?

ABD'ye sormak lazım, sen siviller üzerinde nükleer silah kullanan ilk ülkesin, hala da devam ediyorsun, sen Suriye'de Suriye'nin daveti olmadan bulunan, illegal bir şekilde 25 askeri üs kuran, buralara binlerce tır ağır silah yığan, terör örgütlerini hem kuran, hem de finanse edip silahlandıran, Suudi Arabistan'a Yemenli sivillerin üzerine bombalar yağdırtan Ortadoğu bölgesinde ve dünyanın birçok yerinde kan ve gözyaşının asıl müsebbibi olan iradesin, asıl suçlu senken suçu kimde arıyorsun?

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, ABD ve İsrail ne yaparsa yapsın doğru, başka ülkeler doğru yapsa da yanlış kabul ediliyor. Güçlü olan haklı kabul edilip, güçsüz olana direkt olarak yargısız infaz uygulanıyor. İran'a yapılan bu muamele elbette ki BOP kapsamında? İran da aynen Türkiye gibi, Suriye, Irak gibi ABD-İsrail ikilisinin vatan ve arzı mevut kapsamında? Parçalanması ve işgali düşünülen 22 İslam ülkesinden birisi?
ABD ve İsrail'in her geçen gün daha agresif olmasında, daha cesurca adım atmasında elbette ki hedefte olan İslam ülkelerinin duyarsızlığının, derin bir uykuda olmalarının etkisi büyük? ABD'nin Küdus'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi ve de büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma hamlelerinde bu duyarsızlığı net olarak gördük. Yapılan barışçıl eylemlerde 65 Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiş ve 3 bini aşkın Filstinli de yaralanmıştı.
Dindar olduğu iddia edilen bir siyasetin iktidar koltuğunda olduğu Türkiye'nin tepkisi ise ABD ve İsrail için "yok hükmünde" kaldı. Dönem başkanı olarak İslam İşbirliği Teşkilatı'nı (İİT) topladı, sonuç sıfır; Yenikapı'da Kudüs mitingi yapıldı etkisi sıfır?

Neden sıfır olmasın ki, mitingden bir gün sonra Türkiye'den İsrail'e 1 milyon varilden fazla petrol sevkıyatı yapıldığı ortaya çıktı. Adana'nın Ceyhan limanından, İsrail'in Aşkelon limanına? Görüntüde tepki, gerçekte ise işler tıkırında?
Bu arada finansörleri arasında Türkiye'nin de olduğu F-35'leri ilk kullananın İsrail olduğu ortaya çıktı. 9 ülkenin geliştirdiği Müşterek Taarruz Uçağı programına finansör olarak Türkiye de dahil ama bizler hala alamazken, hatta S-400 gerekçesiyle ABD F-35 vermeme şantajı yaparken, bu projeye dahil olmayan İsrail atı almış çoktan Üsküdar'ı geçmiş.
Bu şaşırtıcı değil, çünkü Malatya Kürecik'te NATO kapsamında bulunan radarı da NATO üyesi Türkiye değil, yıllardır İsrail kullanıyor. Sonra da bizlerden aldıkları cesaretle, istihbaratla, petrolle, güçle İslam ülkelerine saldırılarda bulunuyorlar.

Yalnız bir kez daha altını çizelim; Suriye, Irak ve İran nasıl hedefteyse Türkiye de hedefte ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1991 yılında ifade ettiği gibi asıl hedef Türkiye?
24 Haziran'da gerçekleşecek rejim değişikliği, bu değişiklikle milli iradenin devre dışı kalması sonucu yaşanacak meşruluk sorunu ve de ekonomide yaşanan devalüasyon ve kriz, BOP'un Türkiye ayağının çok yakın olduğunu gösteriyor.
Türkiye'yi BOP'tan kurtaracak olan çözüm; kendi kendine yeten, tam bağımsız bir milli devlet olmamızı sağlayacak olan Milli Ekonomi Modeli ve hem kendi içimizde hem de bölge ülkeleriyle yeniden kaynaşmamızı sağlayacak olan Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt tezidir.
Yani Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye
Partisi'dir.

Başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkeleri, en azından BRICS devletleri gibi Milli Ekonomi Modeli ve sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı anladığı gün güneş farklı doğacaktır.
Rusya Prof. Dr. Baş'ı meclisi Duma'da baş tacı etti, bizler ise Türkiye olarak TBMM'ye adım atmasın diye alicengiz oyunlarıyla elimizden geleni yapıyoruz.
Onu baş tacı edenler lider oluyor, onu görmezden gelenler, gizleyenler ise göreceksiniz ellerindeki her şeyi kaybedecekler, rezil ve rüsva olacaklar?