AKP hükümetinin peşmerge liderleri Barzani ve Talabani ile görüşme arzusuna kilitlenip kalan Türkiye gündemi bir anda, İran'la savaş senaryolarının tam ortasında kendini buluverdi. Borsa düştü, döviz yükseldi, faizler tırmandı... Tabir yerindeyse piyasalar bir anda allak bullak oldu.Bu dalgalanmanın gerekçesi ilk olarak "küresel ekonomideki İran tedirginliği yurt içinde sert hareketlere neden oldu" şeklinde açıklansa da, bu genel tanımın ötesinde İran ile ilgili Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren ciddi gelişmeler yaşandığı ortada.Zaten bu tip, bizim inisiyatifimiz dışında gelişen sert iniş çıkışların sonrası bizim için pek de hayırlı olmuyor.ABD'nin İran'a operasyon düzenlemesiyle ilgili haberler son bir haftada ciddi manada yoğunluk kazandı. Bu haberlere; İsrail'in, İran'ı vurmak için ABD'den onay beklediği haberini ve Seymour Hersh'ün İran'a operasyon için ABD ordusunun gizli planlarını deşifre eden haberini de eklediğimiz zaman savaş öncesi sessizlik ortamında psikolojik yıpratma harekatının izlerini rahatlıkla görebiliriz.Geçen yıl ki yazılarımızda bıkmadan usanmadan ifade ettiğimiz üzere, 2007 yılı Türkiye ve komşuları açısından oldukça kritik ve zor bir yıl olacak. Ama bu zorluk sadece Türkiye ve komşuları için değil, dünyanın başına bela olma halini inatla sürdüren ABD için de geçerli.Şimdi gelelim Türkiye'nin, muhtemel bir İran operasyonundaki pozisyonuna....Bu konuda hafta başında bazı ajanslara düşen Kuveyt merkezli bir haberi hatırlatmakta fayda var: "Kuveyt'te yayımlanan El Siyasa gazetesinin haberine göre Körfez ülkelerinden bir diplomat, Washington ziyaretinde ABD yönetimine Katar, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin hava sahalarını İsrail'e açmaya hazır olduklarını iletti.El Siyasa gazetesi ayrıca, NATO yetkililerinin İran'a olası bir saldırıda hava sahasını açması için Türkiye'yi de ikna etmeye çalıştıklarını iddia etti. El Siyasa'ya demeç veren İngiliz bir diplomat da Türkiye'nin 2003'te Irak Savaşı'nda yaptığı hatayı tekrarlamayacağını ve olası İran saldırısında hava sahasını açacağını söyledi." (26 Şubat 2007 ntvmsnbc)Hem Kuveyt gazetesi El Siyasa'nın, hem de İngiliz diplomatın Türkiye'nin muhtemel İran operasyonunda ABD ve İsrail'e hava sahasını açacağından bu kadar emin olmaları pek hayra alamet değil. Bu konuda kendilerine verilmiş sözler mi var, perde arkasında ne tür pazarlıklar yapıldı, bütün bunları etraflıca irdelemek gerekiyor. Bu arada, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün ABD ziyaretinde bu konunun nasıl gündeme geldiğini hassaten merak ettiğimi de belirtmeliyim.Ve son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack'ın önceki gün sarfettiği "İran'ın bir komşusu olarak Türkiye'nin, uluslararası sistemin taleplerini ciddiye alması için İran rejimini cesaretlendireceğini ve onlara başka bir yolun daha olduğunu açıkça anlatacağını umarız'' cümlesindeki gizli mesajın kime verildiğini bilirsek, verilen gizli sözleri ve perde arkasındaki pazarlıkları daha rahat çözebiliriz diye düşünüyorum...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012