Ayasofya'nın ibadete açılma kararının ardından Atatürk düşmanları yine ağızlarını açarak o mübarek insanı suçladılar maalesef. Oysa Ayasofya'nın içinde bulunduğu İstanbul'u haçlı işgalinden kurtaran liderin adı Mustafa Kemal Atatürk'tü.
13 Kasım 1918 tarihinde Osmanlı'nın payitahtı (başkenti) İstanbul fiili olarak işgal edilmişti. 16 Mart 1920 tarihi de İstanbul'un haçlılar tarafından resmen işgal edildiği tarihtir. Yani 467 yıldır Türk şehri olan İstanbul artık haçlıların eline geçmiş ve İstanbul bizzat padişah ve halife tarafından düşmana teslim edilmişti.
Aslına bakarsanız, 1920 tarihi aynı zamanda Osmanlı devletinin bittiği de tarih olmuştur.
16 Mart 1920'de işgal kuvvetleri İstanbul'a 5 binin üzerinde asker çıkarmışlardı. Ve o tarihte hiçbir sebebi yokken askerlerimiz katledilmişti. Şehzadebaşı olayı diye adlandırılan bu olay büyük bir infiale de sebebiyet vermişti.
Şehzadebaşı baskını, 1920'de 16 Mart sabahı saat 05.45 sularında İstanbul'da bir İngiliz müfrezesinin Şehzadebaşı'nda 10. Kafkas Tümeni ve Mızıka Takımının koğuş olarak kullandığı binaya aniden girerek, yataklarında uyuyan Türk askerlerinin üzerine ateş açması olayıdır.
İstanbul işgal edildikten sonra bütün Avrupa şehirlerinde ve Amerika'da Hristiyan din adamları İstanbul'daki işgal kuvvetlerine telgraflar göndererek kutlamalarda bulunmuşlar ve kati surette İstanbul'u terk etmemelerini istemişlerdi. Ayrıca Ayasofya'nın da derhal kilise yapılması hususunda talepleri vardı. Dolayısıyla İstanbul'un terk edilmesi kati surette düşünülmüyor, işgalin kalıcı olacağı planlanıyordu.
İşgal sırasında Ayasofya'da şöyle bir hadise de meydana gelmiştir: İşgal kuvvetleri Ayasofya'yı ele geçirmek için Ayasofya Camii'nin önüne geldi, ancak burada nöbet tutan askerler onları camiye yaklaştırmadı. İstanbul'un işgali üzerine Ayasofya Camii'ni korumak için İstanbul II. Muhafız alayından Binbaşı Tevfik Bey komutasındaki bir tabur asker buraya yerleştirildi. İşgalciler Ayasofya'yı bir Fransız birliği ile işgal etmek istediler. Ancak buradaki askerler onları engelledi.
Fransız birliğinin ısrarı üzerine Tevfik Bey onlara; zorla girmeye kalkarlarsa ağır makinelilerle karşılık verileceğini, bunlar yeterli olmazsa caminin her tarafına kâfi miktarda yerleştirilen patlayıcıların infilak ettirileceğini söyleyerek Ayasofya'yı hiçbir durumda onlara teslim etmeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine işgalciler hükümete baskı yaparak daha sonra Ayasofya'yı teslim alabildiler ve minarelerine makineli tüfek yerleştirdiler.
Birinci Dünya Savaşı sonunda maalesef savaşı kaybettiğimiz için 13 Kasım 1918 itibariyle güzel şehrimiz İstanbul düşman tarafından işgal altına alınmıştı. Maalesef uzunca bir zaman işgal devam etti. Milli mücadele neticesinde Türk orduları yani TBMM Orduları 6 Ekim 1923 yılında İstanbul'a gelerek İstanbul'u İngilizlerden devraldılar. Yani İngiliz işgali son buldu ve İstanbul yeniden asıl sahiplerine geri döndü. Bunu sağlayan liderin adı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Buradaki sürece dikkat çekmek istiyorum. Lozan anlaşması imzalanmış ve Ankara'da onaylanmış, böylece İstanbul'un düşmanlar tarafından terk edilmesi sağlanmıştı.
24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması'nın yıl dönümü… Ayasofya'nın camiye dönüştürüldükten sonra ilk kılınacak namazın tarihi de 24 Temmuz olarak seçildi. Bunu Atatürk düşmanları bir sevinç vesilesi olarak görüyor olabilirler. Haklılık payları da yok değil!.. Çünkü 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması sayesinde İstanbul ve Ayasofya tekrar Türklerin yani Müslümanların olmuştur.
Lozan Antlaşması'nın bir tarafında itilaf devletleri diğer tarafında ise Ankara hükümeti yani TBMM vardı. Osmanlı hükümeti yoktu! Çünkü Osmanlı hükümeti Sevr Antlaşması'nın tarafıydı ve bu anlaşmaya göre Osmanlı payitahtı yani İstanbul'u İngilizlere teslim etmişti. Ayasofya da İstanbul ile birlikte İtilaf devletlerine devredilmişti. Ayasofya'yı da İstanbul gibi düşmanın elinden kurtaran liderin adı Mustafa Kemal Atatürk'tür.
O yüzden Atatürk "ihanet" ile değil, "minnet" ile anılmalıdır.
Eğer birileri "ihanet" ile suçlanacaksa o kişi Atatürk değildir. İhanetin muhatabı İstanbul'u ve Ayasofya'yı düşmanın elinden alan Atatürk olamaz. Olsa olsa Ayasofya'yı düşmana teslim edenler olabilir.
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022