Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Hayri Baş, gündemdeki konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Göz ve gönül körelince
Tarihin, geçmişinden ders almayan milletlerin hazin hikayeleriyle dolu olduğunu, tarihin, bir milletin hafızası olarak bilindiğini hatırlatarak açıklamasına başlayan Hayri Baş, "Necip milletimiz bin yıllarla ifade edilen geçmişinde çok büyük işlere imza attığı gibi, çeşitli oyun ve entrikalarla emsalsiz zorlukların içine de itilmiştir. Fakat, süreç içinde 'bağımsızlık' ekseninden hiç bir zaman ayrılmayan milletimiz her defasında büyük bir silkinişle ayağa kalkmış, eşi görülmemiş dirilişler yaşamıştır" dedi. Milletimizin, günümüzde de ekonomik, siyasi, ahlaki, kültürel bombardımanla kendisinden uzaklaştırılmakta olduğuna, mağdur ve mahkum edilmek istendiğine dikkat çeken Baş, BTP olarak, ülkenin her anlamda kuşatılmışlığını haykırmalarına rağmen, bazılarının, "Hadim canım sende. Korkulacak ne var?" demelerini, göz ve gönüllerinin körelmesine, hassasiyetlerinin kaybolmuş olmasına bağladı.
80 yıl önceki işgalciler kimlerdi?
BTP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Hayri Baş, bu tespitini "Duyun-u umumiye sonrası bu toprakları fiilen işgal eden, bugün kapısında koşuşup yalvardığımız AB üyeleri değil miydi? 80 yıl önce İstanbul'da İngilizler, İzmir'de Yunanlılar, Antep'te Fransızlar, Akdeniz'de İtalyanlar yok muydu? Vatan toprağı, ayyıldızlı bayrak, annelerimizin-bacılarımızın namusu tehlike altında değil miydi? Ne oldu da onların dilencisi oldunuz? Dedelerinizi ne çabuk unuttunuz?" sorularıyla tahkim etti.
Türkiye, Irak'ta nasıl köprü oldu?
"1974 Kıbrıs çıkartmasında yerden göğe kadar haklı olduğumuz halde bize ambargo koyan, kapısında üç-beş dolar için yalvardığınız ABD değil miydi?" diye sormaya devam eden Baş, "Bir devletin güvenlik sahasının hava, deniz ve kara olmak üzere üç parçadan oluşmuş bir bütün oyduğunu unutup, karada bütün zorlamalara rağmen geçiremediğiniz ABD askerini havadan göndererek Irak'taki masum bebelerin ölümüne ve bugün Irak'taki kadınların feryadına nasıl sebep oldunuz? Hangi para, hangi ihale bir Iraklı çocuğun gözünden akan bir damla yaştan daha kıymetlidir?" şeklinde konuştu.
İşi bilen var
Başkaları 20, 30, 40, hatta 50 yıllık hesap ve planlar yaparken, Ortadoğu'yu ateşte bırakacak olaylara karşı tavır alınmayıp, milletin asaletiyle örtüşecek duruşlar sergilenmediğine dikkat çeken Baş, "şartlar böyle" diyerek milleti meşgul etmeye hiç kimsenin hakkı bulunmadığını belirterek, "Madem 'beceremiyoruz', diyorsunuz, işte bilen burada, neden gelip sormuyorsunuz?" diye BTP Genel Başkanı, bilge insan Prof. Dr. Haydar Baş'ı işaret etti.
Göz ve gönül körelince
Tarihin, geçmişinden ders almayan milletlerin hazin hikayeleriyle dolu olduğunu, tarihin, bir milletin hafızası olarak bilindiğini hatırlatarak açıklamasına başlayan Hayri Baş, "Necip milletimiz bin yıllarla ifade edilen geçmişinde çok büyük işlere imza attığı gibi, çeşitli oyun ve entrikalarla emsalsiz zorlukların içine de itilmiştir. Fakat, süreç içinde 'bağımsızlık' ekseninden hiç bir zaman ayrılmayan milletimiz her defasında büyük bir silkinişle ayağa kalkmış, eşi görülmemiş dirilişler yaşamıştır" dedi. Milletimizin, günümüzde de ekonomik, siyasi, ahlaki, kültürel bombardımanla kendisinden uzaklaştırılmakta olduğuna, mağdur ve mahkum edilmek istendiğine dikkat çeken Baş, BTP olarak, ülkenin her anlamda kuşatılmışlığını haykırmalarına rağmen, bazılarının, "Hadim canım sende. Korkulacak ne var?" demelerini, göz ve gönüllerinin körelmesine, hassasiyetlerinin kaybolmuş olmasına bağladı.
80 yıl önceki işgalciler kimlerdi?
BTP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Hayri Baş, bu tespitini "Duyun-u umumiye sonrası bu toprakları fiilen işgal eden, bugün kapısında koşuşup yalvardığımız AB üyeleri değil miydi? 80 yıl önce İstanbul'da İngilizler, İzmir'de Yunanlılar, Antep'te Fransızlar, Akdeniz'de İtalyanlar yok muydu? Vatan toprağı, ayyıldızlı bayrak, annelerimizin-bacılarımızın namusu tehlike altında değil miydi? Ne oldu da onların dilencisi oldunuz? Dedelerinizi ne çabuk unuttunuz?" sorularıyla tahkim etti.
Türkiye, Irak'ta nasıl köprü oldu?
"1974 Kıbrıs çıkartmasında yerden göğe kadar haklı olduğumuz halde bize ambargo koyan, kapısında üç-beş dolar için yalvardığınız ABD değil miydi?" diye sormaya devam eden Baş, "Bir devletin güvenlik sahasının hava, deniz ve kara olmak üzere üç parçadan oluşmuş bir bütün oyduğunu unutup, karada bütün zorlamalara rağmen geçiremediğiniz ABD askerini havadan göndererek Irak'taki masum bebelerin ölümüne ve bugün Irak'taki kadınların feryadına nasıl sebep oldunuz? Hangi para, hangi ihale bir Iraklı çocuğun gözünden akan bir damla yaştan daha kıymetlidir?" şeklinde konuştu.
İşi bilen var
Başkaları 20, 30, 40, hatta 50 yıllık hesap ve planlar yaparken, Ortadoğu'yu ateşte bırakacak olaylara karşı tavır alınmayıp, milletin asaletiyle örtüşecek duruşlar sergilenmediğine dikkat çeken Baş, "şartlar böyle" diyerek milleti meşgul etmeye hiç kimsenin hakkı bulunmadığını belirterek, "Madem 'beceremiyoruz', diyorsunuz, işte bilen burada, neden gelip sormuyorsunuz?" diye BTP Genel Başkanı, bilge insan Prof. Dr. Haydar Baş'ı işaret etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.