Kültürel işgale karşı en etkili savunma silâhı, medya ve kitaplardır. Medya ne kadar yaygınlaşsa da, kitapların yeri ve önemi bir başkadır. Bu sebepten savunma erleri, hem kitap yazar, hem de yeni çıkan kitapları takip ederler. İşgale yönelik kitapların sayısında, her geçen gün artış olmasına rağmen, maalesef savunma nitelikli kitaplar çok az basılmaktadır. Basılanların hepsini okumayı arzu eden bir kişi olarak, çok kere haberdar olmadığımız ve ulaşamadığımız kitaplara, sağda solda rastlıyoruz. Demek ki, kitap basmak kadar dağıtım ve tanıtım da önemli. Bu kitaplardan birine daha, değerli dostum Yaşar Koçhisarlı vasıtasıyla Ankara'da ulaştım. Kitabın yazarı İbrahim Candan. Yazar Candan, "Neden bu hâle geldik?" sorusuna, "Atatürk'ü anlasaydık bu hâle gelmezdik" cevabını veriyor ve bundan dolayı kitabının adını "Seni Anlasaydık Bu Hâle Gelmezdik" koyuyor.Söz konusu kitapta, pekçok tarihi bilgi ve belgeye yer verilmiş. Bu belgelerden biri "devlet borçlanmadıkça kalkınmaz" diyen İttihatçıların meşhur Maliye Bakanı Cavit Bey'e ait. Eksik bütçe siyasetini Türkiye'de ilk uygulayan ve kendi bakanlığı döneminde devleti sürekli borçlandıran Cavit Bey'i tanımak, günümüzdeki temsilcilerini tanımak bakımından elzemdir. Borçlandırma misyonerlerininin kişiliğini ve kimliğini tanıyınca, insan ister istemez şöyle soruyor: Devleti borçlandırma, ekonominin gereği midir, yoksa Cavit Bey gibi kişilerin yabancılar hesabına yaptığı bir dayatma mıdır? Bu soruya verilecek en doğru cevap şudur: Borçlanma ekonomik değil, siyasi bir tercihtir. Böyle bir tercihi kimler, kimin için yapar? Asıl önemli olan ve bilinmesi gereken gerçek, işte budur.Bu gerçeği anlamak için, İbrahim Candan'ın kitapta yer verdiği Cavit Bey belgesine dönmemiz şarttır. "Cavit Bey, Yahudi dönmesi bir sabelayist idi. Avrupalılar kendisine çok değer veriyorlardı. Cavit Bey özellikle Fransızların gözbebeği olan bir bakandı. İttihat ve Terakki Hükümeti, II. Abdülhamid Han'ın özel mülkü Musul petrollerini İngilizlere pazarlayacaktı. Osmanlı Hükümeti bu alışverişi gerçekleştirmek için Cavit Bey'i tam yetki ile Londra'ya gönderdi. Cavit Bey, Londra'ya giderken yanına, yine Osmanlı memuru olan Ermeni Gülbekyan'ı kâtip olarak almıştı. Tam görüşmeler başladığında, kendisine gelen bir telgraf üzerine Cavit Bey Londra'dan ayrılırken yerine kâtibi Gülbekyan'ı 'tam yetkili' kılmayı da ihmal etmedi.Ermeni Gülbekyan, Türk petrollerini İngilizlere babasının malı gibi satarken, petrollerin belli bir yüzdesini de kendisi üzerine geçirme kurnazlığını göstermekten de geri kalmadı. Devlet için hayati olan böyle bir konuda kimlere yetki veriliyor! O Ermeni de Türk'ün can ve kan bedelli malını, kendi malı gibi rahatça satıyor, gelirini de cebine indiriyordu. (Erhan Ordubay, Merhametten İhanete mi?, Yeni Hayat Dergisi, 1995, s.8). Cavit Bey'den bu hainliği için hiç kimse hesap sormadı. O yine Maliye Bakanlığına devam etti (s.42).Türk ordusu, yedi cephede hem düşmanla, hem de kıtlıkla savaştı. Nihayet savaş bitti. Ve Cumhuriyet kuruldu. 1926 yılında Gazi Mustafa Kemal Paşa, genç Cumhuriyet'in Osmanlı'dan devraldığı sorunları çözmeye çalışırken, Yahudi dönmesi Cavit Bey, o büyük kahramana İzmir'de gerçekleştirilmesi düşünülen suikastın içinde yer alıyordu. Cavit Bey, İzmir İstiklâl Mahkemesi'nde yargılandı ve idama mahkum edildi. İlginçtir! Cavit Bey asıldığı gün Fransız parlamentosu, bu hain için bir dakikalık saygı duruşu töreni yapmıştır" (s.43). Ne gariptir ki, şimdi Cavit Bey'in rolünü oynayan kişilere, yabancılardan daha çok, gaflet ehli insanlarımız itibar ediyor. Onun için, milli birlik ve bütünlüğümüze yönelik tehditlere karşı ortaya konulan eserler, gerçekten savunma silâhı mesabesindedir. Bu savunmada silâh kuşanan herkese teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dileriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018