"Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır, aslandan hızlı koşmak zorunda olduğunu bilir; çünkü aslandan hızlı koşamazsa yem olur, ölür! Afrika'da her sabah bir aslan uyanır, ceylandan hızlı koşmak zorunda olduğunu bilir; çünkü ceylandan hızlı koşamazsa acından öleceğini bilir!" (Afrika sözü)Bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları; vahşi Yağmur Ormanları'nda yeni güne uyanan vahşî orman mensupları sanki! Herkesin birbirinden hızlı koşmak gibi bir mecbûriyeti var! Kimin, kimi, ne zaman ve ne sebeple kovalayacağı; kimin, kimden ne zaman ve ne sebeple kaçacağı belli değil!Oysa ormanda değiliz!Aksine artık dünya metropollerinden sayılan dev büyükşehirlerde yaşıyoruz!Hümanistler de var, feministler de! Faşistler de var, komünistler de! Etoburlar da var, vejeteryanlar da! Avcılar da var, av malzemesi satanlar da! Köpek zehirleyen belediyeler de var, kısırlaştırıp soylarını kurutarak sevdiklerini zanneden hayvanseverler de!Kısırlaştırılıp metabolizmaları bozularak sokaklara salınan köpeciklerin, kudurmaları sağlıklı köpeklere göre daha fazlaymış!Metropollerde, sokakları kısırlaştırılmış kudurmaya aday köpeciklerle dolu büyükşehirlerde yaşıyorsak; gücümüzün yetmediği sevmediğimiz birini bir kuduz köpeciğin ısırmasına sevinemeyiz! Çünkü o köpeciğin bizi de ısırması olasıdır! Çünkü aynı mahalledeyiz!Lise ve fakülte dönemlerimizde bize gazete ve gazetecilik, ana-hatlarıyla öğretildiydi. Öğrendiğimiz kadarıyla, gazetenin üç ana ayaktan oluştuğunu biliyoruz: 1- Patron 2- Muhabir 3- Muharrir...Patronlar, dünya görüşlerine uygun veya yakın kişilerden kadro oluştururlar. Bu kadrolar da genellikle köşe yazarlarından oluşur. Muhabirlerin referansı ise becerileridir. Onlar haber yapar, haber kovalarlar. Dolayısıyla habercinin dünya görüşü, mesleğinin belirleyicisi değildir.Muharrirler yani köşe yazarları ise; ya patronları gibi, ya da patrona yakın düşünenlerden oluşur. Fikren benzeşmeyen hiçbir yazarı, hiçbir patron bilerek istihdâm etmez!Basın dünyasında; kaçanın da kovalayanın da; "Allah!" dediği, anlaşılması çok zor bir süreç yaşıyoruz maalesef!Daha düne kadar, Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'na sadıkane bağlı ve O'nun işareti doğrultusunda; Bölücü İleri Demokrat AKP Hükümeti'ne destek yazıları yazan; vesâyet(!)ine birlikte son vermeğe çalıştıkları Türk Silahlı Kuvvetleri ve mensupları hakkında olmadık iftiralar, düzmece haberler yazan ve sadece bu hükümetten gördükleri imtiyazla meşhûr muharrir ve muhabirler gözaltına alınmaya başlandı!Çünkü Gizli Cemaatler Koalisyonu AKP Hükümeti ortakları arasında, bir yetki paylaşımı kavgası başlatıldı! Bakın; başlamadı, baş-la-tıl-dı! Patronlar kavga ettirilince arada ziyan olanlar, muharrirler ve muhabirler oldu!Günümüzden sadece 75 yıl önce; girdiği bütün seçimleri açık-ara kazanan Führer Hitler'in Nazi Almanyası'nda, Rahip Martin Niemöller; "Naziler, komünistleri toplayıp içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım, çünkü komünist değildim! Sosyal Demokratları topladıklarında da sessiz kaldım, çünkü sosyal demokrat değildim! Sendikacıları toplayıp içeri tıkışlarını da sessizce seyrettim, çünkü sendikacı da değildim. Sonunda beni almak için geldiklerinde tek başımaydım. Sesini çıkaracak kimse kalmamıştı çünkü!" diye yaşadığı günleri anlatırken, bize de mesaj vermemiş mi?Arkadaşlar!Gazeteciler! Muhabirler! Muharrirler!Gazetecilik; milletin vicdânı, milletin vicdânının sesi olmaktır. Genel Başkanı'ndan dolayı partililere, babadan dolayı oğullara, öğretmenden dolayı öğrencilerine kızmak, vicdânî değildir! İnsânî değildir! Hele gazetecilik, hiç değildir!Gazetecilik; birilerinin basılmasını ve duyurulmasını istemediği gerçekleri basabilme, duyurabilme yürekliliğidir! Gazetecilik ve milletin vicdan sesi olmak; Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibinin yaptığı gibi 1.335 yıllık Emevî baasçılığına, Kureyş şövenizmine, İmam Hüseyin'ce (a.s.) kafa tutmak ve bu konuda gerçekleri kitaplaştırıp, dergileştirip, gazeteleştirip basma cesaretidir!Güçlü vehmedilenden korkarak onun istediği gibi yazmak-çizmek gazetecilik değil; güçlü vehmedilenin Halkla İlişkiler Müdürlüğünü yapmaktır!İmam Ali'den (a.s.) öğrendikleri; "Bin kere mazlûm olsan da bir kere zâlim olma!" öğüdüne uyarak ve uygulayarak yaşayan Ehl-i Beyt ve On İki İmamı takip eden anlayışla Ehl-i Beyt Gemisi'ne binmenin nasip olduğu II. Kuvay-ı Milliyeci bir Müslüman Türk olarak olarak; hükmet ettikleri 12 yılın, son beş yılında pervâsızca zalimleşen ve kendilerini güç yetmez vehm eden İleri Demokrat şövenist bölücülere asla itibar etmediğimi belirtmem lazım! Korkaklıklarını, güçlü zannettiklerine muhbirlik ederek muhabirliklerini unutan; haberlerin ya yanında, ya da karşısında olmaları gerekirken -patronlarından da- güçlü zannettikleri yere veya kişiye kalemşörlük yapanları gördüğümü, belli etmem lazım!Dün, güçlünün işaretiyle kovalayanların; bugün daha güçlü birinin işareti ile kaçmaya başladığının; kaçanın da, kovalayanın da aynı inden, aynı dehlizden, binadan, şatodan, saraydan çıktıklarının farkında olduğumu belli etmem lazım!Zamane pravdalığı yapılan bir basın organının kalemşörleri olsa dahi; bir kalem erbâbı olarak, yapılanları tel'în ediyorum!Çünkü ben; "Nûn! Yemîn olsun kaleme ve yazanların satır satır yazdıklarına" (Kalem-1) diye üzerine Allah'ın and içtiği, kutsanmış bir gücü kullanmakla nasipli biriyim elhamdülillah...Siyaset kazanları, cadı kazanları ve helal iaşe için aş kazanları kaynatılmaya başlandı!Siyaset ve cadı kazanları; milletten zorla veya kandırarak alınan veya milleti borçlandırarak Haçlı'dan dilenilen dolar ve eurolarla kaynatılıp pişirilen zehr-i mâr edilirken;Biz kazanlarımızı, Sevgili Abdullah TERZİ Gönüldaşımız'ın söylemiyle; "Allah'ın bereketiyle", kendi alın teri kazançlarımızla kaynatıyoruz!Kazanlarımızda AŞ'ımız var; kazan başında duranlar olarak İŞ'imiz var ve sevk-idaremizde, başımızda BAŞTÜRK'ümüz Haydar BAŞ'ımız var! Bu inanç ve cesaretle; "İŞ, AŞ, BU SEFER, HAYDAR BAŞ..." diyoruz biz..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017