Doktora gitmeyenimiz, röntgen çektirmeyenimiz var mı bilemiyorum.Diyelim ki, böbreklerinizden ciddi şekilde rahatsızsınız. Doktorunuz belki bu halinizi siz kapıdan girdiğinizde fark eder. Yüz ile böbrek arasında bir ilgi var mıdır demeyin, biz bilmeyiz, doktor bilir. Benim doktorum, Allah kendilerinden ve bütün sevdiklerinden razı olsun, ayak bileklerime bakıyor böbreğimin halini söylüyor. Yüzüme bakıyor ne kadar su içip içmediğimi biliyor. Tahlil sonuçları da söylediği gibi çıkıyor.Diyelim ki böbrek filmi aldınız.Bize hiç bir şey söylemeyen o film doktorunuza pek çok şeyi ilk bakışta söylemiştir. O, anlar. Zamanı varsa, size anlatmak için önce gayet sağlıklı bir böbrek röntgeni gösterir. Ardından da sizin hastalıklı böbrek röntgeninizi. Böylece aradaki farkı siz de görürsünüz.Sosyal olaylar da böyledir.Sosyal olayların röntgenini ilim erbabı ile gönül erbabı çeker?Bugün 62'si kendi bayrakları altında olmak üzere dünyanın hemen her yerinde yaklaşık 1,5 milyar Müslüman yaşamaktadır. İşte bu koca İslâm dünyası büyük sancılar içersinde. Sürekli kan kaybediyor, acı çekiyor. Her taraf ödem, her tarafta hayat damarlarını parçalayan dikenler, taşlar. İslâm âlemi ağır hasta. Sanki ha öldü ha ölecek. Bu hastanın röntgeni çekildiğinde Türkiye'de hukuksuzluk ve rüşvet; Pakistan'dan Afganistan, Suriye'den, Libya'ya kadar cümle İslâm ülkelerinde bünyeyi felç eden harici mikroplar apaçık görülüyor. Bu bünyenin en net röntgenini çeken kişi ise Prof. Dr. Haydar Baş. Hocamız çektiği bu röntgen filmini gösterip hasta olduklarını kabul ettirmek için çırpınıp duruyor. Diyor ki, sağlıklı bir İslâm âleminin röntgeni camideki gibi aynı kıbleye yönelmektir. Hac'daki gibi hukukta eşitliktir. Bir cami ve Hac'daki insanlara bakın, bir dünyanın her tarafında birbirlerinin boğazını sıkan Müslümanlara?Sizi sağlığınıza kavuşturacak reçete bende. O da, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve getirdikleri ve Kur'an'ın emri ile ümmete emanet edilmiş Hz. Fatıma'dan neşet eden Ehl-i Beyt'tir.İki hidrojen ve bir oksijen gibi ayrılığa ve yanmaya sebep olan beşerî farklılıklarınızı H²O haline getirip hayatın hatta toprağın bile yaratıldığı ve yaşamak için vazgeçilmezi olan suya dönüşmezseniz? Bu dünyada da ahrette de su gibi aziz olamazsınız? İşte hastalığınız, işte röntgeniniz, işte reçeteniz..Ayrı bayrak altında yaşayan farklı devlet ve halklar olsanız da aynı ülke içersinde yaşayan farklı şehirler gibi ekonomiden siyasi amaçlara, iç ve dış politikadan dünya ve ahret işlerinde kul duası ve Allah(c.c.) rızası hedefine kenetlenmezseniz bu hastalıktan kurtulamazsınız.Gün ayrı ve gayrı olmak günü, gün deccal(lerin) değirmenine su taşımak günü değil, gün "Kardeş olduğunuzu" hatırlama, "kardeş olduğumuz şuuruna" yeniden kavuşma günüdür?Reçeteniz Allah(c.c.) ve Resulü'nün emaneti Ehl-i Beyt çizgisi ve Milli Ekonomi Modeli'dir.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015