logo
29 MART 2024

İslam’ın emperyalizm derdi yok mu?

07.11.2012 00:00:00
Yeni Mesaj gazetesinin değerli başyazarı Muharrem Bayraktar, 3 Kasım 2012 günlü köşe yazısında bir vatandaşın mektubuna yer vermiş. O mektupta şu ifadeler yer alıyor: “Dinlerin genelde emperyalizm diye bir derdi yoktur. Dinin emperyalizme karşı duruşu tamamen uydurulmuş bir görüştür. Dünyada dinlerin emperyalizm karşısındaki tavırlarına bakalım, gerçekten de emperyalizm ile yan yana yaşadığı görülür. Emperyalizme din ile değil milliyetçilikle karşı koyulur. Milliyetçilik, adı başında kendi milletinin hak ve menfaatlerini ölümüne savunmaktır. Dünyada da böyledir. Bütün emperyalizm karşıtı hareketlerin millî karakterli olduğu görülür. Din, adı başında uhrevî ve manevî âleme hitap eden bir ideolojidir. Dünyevî, hele hele sömürgecilik anlamında bir karşı duruşu yoktur. İslam dünyasının hemen hemen tamamı bugün batının hegemonyası altında inim inlemektedir.”
Bu mektupta dile getirilen hususlar, toplumumuzda oldukça yaygın bir görüşe tercüman olmaktadır. Ben de buna benzer sözleri çok duyduğum ve okuduğum için bu meselenin üzerinde durmak istiyorum.
Biz meseleyi İslam açısından irdeleyelim. İslam, bugün itibariyle hem dünyaya hem ahirete hitap eden evrensel nitelikli tek hak dindir. İslam, emperyalizmin dostu değil düşmanıdır. İslam elbette “emperyalizm” diye bir kavramdan söz etmez. Emperyalizm, Batı dillerinde kullanılan ve bize oradan gelen bir terimdir. Emperyalizm, terim anlamı itibariyle bir devletin, topluluğun ya da kişinin başka bir devleti, topluluğu ya da kişiyi siyasi, ekonomik, kültürel ve askerî anlamda hâkimiyeti altına alması, baskı uygulaması, ezmesi, sömürmesi, haklarını elinden alması, zulüm ve kötülük etmesidir. Genel anlamda emperyalizm bu demektir. Ama bu terim, münhasıran Marksistler tarafından sahiplenilmiş gibi görülüyor. Marksistler ise emperyalizmi genellikle ekonomik anlamda devletler arası sömürü sistemi olarak algıladığından, terim anlam bakımından kısırlaştırılmış biçimiyle yaygınlaşmış. Emperyalizm terimini bugün marksistlerin dışında başka ideolojiler, düşünceler, yaklaşımlar, dinler ve milliyetler de kullanıyor yani genelleşmiş bir terimdir.
Bu bağlamda İslam, zuhuru itibariyle emperyalizme tepki olarak doğmuş bir dindir. İslam, cahiliye dönemi değerlerine, düşünüş ve duyuş biçimlerine, yaşama tarzına, insanlar arası ekonomik, toplumsal, kültürel ve askerî ilişkiler biçimine tepki olarak doğdu. Mesela Mekke ve Medine müşrik kodamanları emperyalistti.
Emperyalizm haksızlık, hukuksuzluk, zulüm, kötülük, baskı, tahakküm, insanların en temel haklarına saygı duymamaksa, cahiliye dönemi şefleri, bu manada emperyalistti ve İslam, bu emperyalizme tepki olarak geldi.
İslam kültüründe tarihsel gelişimi içinde emperyalizm, 3 anlayış ve bunları temsil eden 3 figür üzerinden verilir. Siyasî, kültürel ve askerî emperyalizmin simge figürü Firavun, ekonomik emperyalizmin simge figürü Karun ve bu iki emperyalist tavrı meşrulaştıran din adamı figürü Belam-ı Baura. Firavun, Karun ve Belam “kibirlenen, baskı kuran, ezen, sömüren” anlamında “müstekbir”, ezilen insanlar da “mustaz’af” diye ifade edilir. Müstekbirlerin mustaz’aflara tavrı emperyalist bir tavırdır ve İslam, bunu şiddetle eleştirir. İslam, her üç anlayışa ve figüre karşı bir duruş sergileyerek anti emperyalist tavrını göstermiştir. Bugünkü yazımda Firavun, bir sonrakinde Karun, bir sonrakinde de Belam üzerinde duracağım ve bunların çağdaş izdüşümlerine değineceğim.

1- Siyasi, Kültürel ve Askerî Emperyalizmin Simgesi Olarak Firavun:
Kur’an-ı Kerim’de 143 ayette Firavun figürü üzerinde belirgin biçimde durulur. Firavun, kendisine hükümdar/tanrı kimliğini uygun görmüştü. Toplumu üzerinde siyasi bir baskı uygulayarak onların nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda kendi beşerî iradesini diğer insanların hür iradesi üstünde tartışılmaz hâkim irade olarak dayatıyordu. Kültürel emperyalizm bağlamında ise, müminlerin kendi inançlarına bağlı değer yargılarını, yaşama biçimlerini, ibadetlerini, ritüellerini ve diğer uygulamalarını yasaklıyor, kendi belirlediği kültürel değerlere bağlı olarak yaşamaya zorluyordu. Bu kültür emperyalizmidir. Askerî emperyalizm bağlamında da müminlere savaş açıyor, askerî güçle, zorbalıkla müminleri yurtlarından çıkarmaya, yok etmeye çalışıyordu. Demek ki Firavun hem siyasî, hem kültürel hem de askerî bağlamda tanrı/hükümdar ünvanıyla emperyalist bir sistem kurmuştu. Kur’an, buna karşı çıkmakla özünde emperyalizme karşı çıkmış oluyordu. Firavun’un bugünkü karşılığı bizim için Batı emperyalizmidir. Avrupa ve Amerika’dan müteşekkil Batı emperyalizmi, bize kendi siyasetini, ideolojilerini, kendi kültürel değerlerini, yaşama biçimini dayatıyor. Gerekirse siyasi ve kültürel emperyalist politikalarını uygulatmak üzere askerî işgallere, tehditlere başvurarak askerî emperyalizmini de uyguluyor.
Komünizm rejimi de Firavun emperyalizminin çağdaş anlamda bir izdüşümüdür. Zira 1917-1990 yılları arasında pek çok ülkede Komünizm rejimi insanlar üstünde tam bir siyasi, kültürel, ekonomik ve askerî emperyalist baskı uyguladı. İnsanların, milletlerin kendilerine ait bağımsız siyasi iradelerine izin vermedi. Nasıl düşüneceklerine, neye inanacaklarına, nasıl yaşayacaklarına kendisi karar verdi ve tam bir totaliter rejimle insanlar üzerinde emperyalist hâkimiyet tesis etti.
Kur’an’daki Firavun’un emperyalist kişilik özellikleri ile günümüz modern emperyalist Firavunları arasında bir ilişki kuralım:
Firavun, sihirbazlarıyla halkın gözlerini boyuyordu. Bugünkü Batılı emperyalist sihirbazlar da milletimizin gözlerini sinema, müzik, eğlence, oyuncak, teknolojik alet, siyaset, ekonomi vs sihirlerle boyamaya çalışıyor. Çünkü emperyalist hâkimiyet insanların akıllarını, vicdanlarını, beyinlerini, ruhlarını, kalplerini etkileyerek, esir alarak oluşan psikolojik zemin üzerinde kurulabilir. O zaman Firavun, bu işi sihirbazlarıyla yapıyordu; bugün de modern büyüleyici, oyalayıcı, aldatıcı unsurlarla yapıyorlar.
Firavun: “Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" diye çıkışmıştı. Bugünkü modern Firavunlar da televizyonlarıyla, siyasi despotlarıyla, filozoflarıyla, yazarı çizeri, hatibiyle aynı şeyi yapıyor ve insanlara, “sadece bizim söylediklerimize inanacaksınız, bizim modern ideoloji ve felsefelerimize inanacaksınız, ben izin vermeden sahih İslam’a iman etmeyeceksiniz. İslam gerici bir dindir, benim ilerici, modern fikirlerime iman edeceksiniz” tavrını dayatıyor.
Firavun, kendisine karşı gelenlere: "Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım." Demişti. Bugünkü modern Firavunlar da aynı dayatmayı yapıyor. Mesela Firavun Amerika yöneticileri, kendilerine karşı direniş gösteren Müslümanlara ve tabii diğer mazlum milletlere aynı tavrı gösteriyor ve “üstün silah teknolojimle, askerî varlığımla sizi asarım keserim, yok ederim” tehdidinde bulunuyor.
Firavun demişti ki: "Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz." Bugünkü modern Firavun Amerika askerleri de Irak’a girdikleri zaman aynı şeyi yaptılar. Erkek Müslümanları öldürüp kadınların ırzlarına geçtiler. Bu Firavnî zulüm bugün de devam ediyor. Amerikalı askerler ve Barzanî eşkiyası beraberce özellikle Türkmen delikanlılarını öldürüp, kızlarına kadınlarına tecavüz ediyorlar. Bu Firavun emperyalizmini İslam ülkelerinin pek çoğunda görmek mümkündür.
Kur’an’daki şu ifade: “Ve o hırpalanıp ezilmekte olan kavmi de yeryüzünün, bereketle donattığımız doğusuna ve batısına mirasçı yaptık.” Firavun emperyalizminin bir uygulaması ve göstergesi değil midir? Yani hırpalayıp ezmek.
Firavun, kendisine karşı gelenleri, müminleri yurtlarından sürmek istemiştir. Bu bir emperyalist uygulamadır. Ayette şöyle belirtilir: “Derken Firavun, Musa'yı ve İsrailoğullarını Mısır'dan sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.” Günümüzün modern Firavunları da mesela İsrail, Filistinli müslümanları yurtlarından sürüyor, Arakan’da Budistler Müslümanları yurtlarından sürüyor, Stalin Türkistan’da Müslüman Türkleri hep yurtlarından etti, Sibirya’ya sürdü, oraya buraya dağıttı.
Kur’an’da şu ayet de emperyalizm meselesini açıkça ortaya koyuyor: “Musa dedi: "Ey Rabbimiz! Sen Firavun'a ve adamlarına şu dünya hayatında göz kamaştırıcı zenginlik ve bol bol servet verdin. Ey Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür ve kalplerine sıkıntı düşür. Çünkü onlar o acıklı azabı görmedikçe iman etmeyecekler." Bugünkü modern Firavun olan Batı emperyalizmi de göz kamaştırıcı zenginlik ve bol servet sahibidir ve bu serveti de insanları Allah’ın yolundan saptırmak için kullanıyorlar.
Firavun emperyalizminde mülkiyet kavramı önemlidir. Allah’ın mülkünün beşere, insana verilmesi, mal edilmesi esastır. Nitekim Kur’an’da bu mesele şöyle belirtilir: “Firavun kavmine seslenerek dedi ki: "Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Görmüyor musunuz?” Burada “hükümdarlık”, fani bir beşerin kendi siyasi iradesini diğer insanlar üzerinde bir hâkimiyet ve baskı unsuru olarak kullanmasıdır. “ırmaklar” da yer altı yer üstü bütün ekonomik kaynakların sembolüdür. Firavun hem “hâkimiyet”e hem de “ırmaklar”a sahip çıkıyor. Günümüzün modern Firavunları da aynı şekilde davranıyor. Komünizm, Kapitalizm, Faşizm, liberalizm gibi beşer kaynaklı siyasi ideolojiler de hâkimiyetlerini mazlum insanlar üzerine musallat ediyorlar.
Firavun’un askerî emperyalizmi Kur’an’da şöyle anlatılır: “Ve sonra İsrailoğulları'nı denizden aşırdık. Firavun, düşmanca saldırmak için derhal adamlarını ve askerlerini arkalarına düşürdü. Ta ki, suda boğulmaya başlayınca "İnandım, gerçekten de İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka tanrı yoktur. Ben de ona teslim olanlardanım." dedi.
Bugünkü modern Firavun olan batılı emperyalist işgal orduları askerî emperyalizm bağlamında İslam ülkelerine, Müslümanlara saldırılarını, işgal ve istilalarını devam ettiriyorlar.
Firavun emperyalizmine karşı verilen mücadeleyi Kur’an şöyle ifade eder: “Biz de, âyetlerimizi inkâr ettikleri ve onlara kulak vermedikleri için kendilerinden intikam aldık da hepsini denizde boğduk.”
Kısaca Kur’an’ın tabiriyle Firavun emperyalizmi açık bir şekilde şöyle ifade edilir: “Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.”
Müslüman adam, hem eski Firavun zulmüne hem de modern emperyalist Firavunlara karşı tavır alır ve Kur’an’daki ifadesiyle: "Biz Allah'a güvendik. Ey Rabbimiz, bizi o zalim kavmin fitnesine uğratma!", derler. Müslümanlar ne Amerika’ya, ne Avrupa’ya, ne İsrail’e, ne İngiltere’ye, ne Çin’e, ne Rusya’ya, ne şuna ne buna güvenirler. Müslümanlar sadece Allah’a güvenirler.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.