Ülkemizin tarımsal üretimi halkımızı, hatta komşu ülkelerin halklarını bile beslemeye yeterken; tanzim satışlarla kuyruklara mahkum oluşumuz neyin nesidir?
Ülkemiz tarımının göz göre göre bitirilişi neyle izah edilebilir ki? Dünyayı besleyecek bir Türkiye'nin gelmiş olduğu duruma bakar mısınız!… Resmen bir dilenciyiz. Üretme ve ihraç edip para kazanma kabiliyetimiz varken adı sanı belli olmayan ülkelerden canlı hayvan, karkas et dileniyor; tarımsal ürünler ithal ediyoruz. Bu ülke soğan patates ithal edecek bir ülke midir, Allah aşkına söyler misiniz! Bu ülkeyi bu hale getirenlere yazıklar olsun. İnanın insanın bu yok oluş karşısında oturup ağlayası, kafasını duvarlara vurası geliyor sevgili okurlar. Nedir bu zillet Allah aşkına!.. Dünyada böyle bir zillet yaşayan ikinci bir ülke var mıdır acaba?
"Ekmek Biterken" ve "Toprak Biterken" kitaplarının yazarı rahmetli Erhan Ünal Bey'in tespitiyle olay bundan bu tespitten ibarettir: "Tüm Türkiye halkı Cargill soya küspesi ile beslenen tavuk etlerini, Cargill mısır özü yağında kızartıp, Cargill unu ile yapılmış ekmek ile yemeli ve üstüne Cargill şekeri (fruktoz'u) ile tatlandırılmış 'Cola'yı' içmeli. Hesap bu!"
Yıllardır tarımı ayakta tutup piyasayı regüle eden tarımsal KİT'lerimiz birer birer bilerek işlevsizleştirilerek özelleştirildi ve yok pahasına satıldı. Bu satışlarla her biri bir kale olan bu tarımsal kalelerimiz işgal edildi ve hükümetler eli ile tarımın beli kırılmış oldu. Tarımın kontrolü global şirketlere geçirildi. Çiftçi toprağına küstü ve topraklarını kaybetti. Toprağını kaybetmeyenler de üretemez duruma sürüklendi.
Tarımın omurgası, çiftçi dayanakları olan tarımsal KİT'lerimizin yok oluş serüvenini Çiftçi-Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu'nun kaleminden aşağıda okuyacaksınız:
– Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlükleri (TİGEM) vardı.
Görevleri neydi?
"… Türkiye'nin bitkisel ve hayvansal üretimini artırmak, çeşitlendirmek ve ürün kalitesini iyileştirmek için yetiştirdiği damızlık hayvan, tohum, fide, fidan benzerlerini yetiştiricilerinin intikal ettirmek; bitkisel ve hayvansal üretim, yetiştirme ve ıslah konularında araştırmalar yapmak; çevre çiftçilere tarımsal teknoloji ve girdi kullanımında öncülük, öğreticilik yapmak…"
TİGEM, yurt sathında yayılmış 38 bağlı işletmesi, 386 bin hektar arazisi ile yukarıda anılan görevleri yerine getiriyordu. TİGEM'lerin çoğu Yap-İşlet-Pay ver yöntemiyle özel sektöre devredildi. İşlevsizleştirildi.
– TÜGSAŞ ve İGSAŞ gibi kamuya ait gübre fabrikaları vardı. Bu fabrikalar özelleştirilmeden önce gübre pazar payının yüzde 34'üne sahipti. Piyasayı düzenliyorlardı. Özelleştirildiler.
– Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Et ve Balık Kurumu (ET-BALIK), YEM SANAYİ vardı.
SEK, yurt geneline yayılmış 34 işletmeye sahipti. Yani yaygındı. Özelleştirildi.
Et ve Balık'ın 29 et kombinası, 2 et sanayi işletmesi, 2 tavuk kombinası, 1 adet balık mamulleri fabrikası, 1 taşımacılık işletmesi, 300'e ulaşmış mağaza zinciri vardı. Özelleştirildi.
Yem Sanayi'nin yurt geneline yayılmış 26 yem fabrikası vardı. Özelleştirildi. Hayvan yetiştiricileri üretim girdisi ve pazarlama konusunda tamamen şirketlerin belirleyiciliğine terk edildi.
– Çiftçilerin Ziraat Bankası vardı. Banka yasasında yapılan değişiklik ile tarımsal kredilerin faiz oranları özel bankaların faiz oranları seviyesine çıkarıldı. Çiftçi krediye erişemez oldu, erişenlerin çoğunluğu icralık duruma düştü, topraklarını kaybetti.
– Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) halen var. Fakat işlevsizleştirilmiş durumda. Hükümetlerin şirket yanlısı politikaları nedeniyle piyasayı düzenleyecek oranda ürün almıyor, zamanında fiyat açıklamıyor, stok yapmıyor. Meydanı şirketlerin belirleyiciliğine bırakmış durumda.
– Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri vardı. Halen var. Fakat üretimden pazarlamaya zincirleri yok. Zincirlerinin halkasını kırdılar. Entegre tesisleri ile pazarlama birimleri anonim şirketlere dönüştürülerek özelleştirildiler. Sadece üyesi (ortağı) olan çiftçilerin ürünlerini satın alıyorlar. Ürün işleme ve pazarlama birimleri kooperatiflerin değil şirket ortaklarının kontrolünde.
– ÇAY-KUR'umuz var. Varlık Fonu'na devredilmiş durumda. Özelleştirilecek günü bekliyor.
– TEKEL ve Şeker Fabrikaları vardı. Tütün ve şekerpancarı çiftçisinin ürünlerini satın alırdı. Özelleştirildi. Şimdi tütün ve şekerpancarı üreticileri zorda. Tütün, sigara ve şeker piyasası şirketlerin kontrolünde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025