İslam'a göre cömertlik, cennet yollarından bir yol olduğu gibi cimrilik de cehennem yollarından bir yoldur.
Peygamber (s.a.a) ile cömertlik hususunda yarış yapılmaz. Zira O, hayatını bütünüyle Hakk'a adamış bir insandır. Cenabı Allah ganimetlerin beşte birini onun emrine vermişti ve o da bunun beşte birini kendisine ve akrabalarına ayırmıştı.
Müslümanların elde ettiği ganimetler de çoktu. Şayet mal biriktirmek isteseydi en büyük zengin olurdu. Sadece Huneyn ganimetleri 8.000 koyun ve keçi, 5.000 deve, 8.000 okka gümüş, 1.200 köle ve cariye idi. Peygambere ve akrabalarına ait olan beşte biri büyük bir yekûn tutardı.
Şayet mal yığmak isteseydi Hayber, Kureyza ve Beni Nadir gazalarından sonra istediği kadar servet biriktirebilirdi. Bu mallardan kendisine düşen hisseyi çalıştırmakla daha fazla yığma imkânı olduğu halde vefat ettiği zaman zırhının bir Yahudi'nin yanında rehin kaldığı nazara alınacak olursa onun cömertlik derecesi de kolaylıkla anlaşılır.
Ayrıca vefatından sonra terekesinin akrabalarına değil Müslümanlara dağıtılmasını emretmesi, giydiği elbisenin çok sade olması, günlerce aç kaldığı halde az yemesi, müstahak kimselere dağıtılmadan evinde kalan maldan endişe etmesi, bütün bunlar onun ne kadar cömert olduğunu gösterir.
Kendisine nübüvvet geldikten sonra bambaşka bir hal almıştır. Birçok büyük şirk ve inat sahibi dahi bu cömertliğine şahit olarak Müslüman olmuşlardır.
Cabir bin Abdullah'ın şöyle dediği rivayet ediliyor: "Hz Peygamber'den her ne istenmişse asla reddetmemiştir."
Bir rivayette de şu vardır; bazen kişi sadece dünyalık için Hz. Peygamber'e geliyordu. Fakat akşam olmadan öyle bir halde ayrılıyordu ki, din ona dünya ve içindekilerden daha sevimli gelmeye başlıyordu.
İbni Asakir Saffan bin Ümeyye'nin İslam'a girişi olayını şöyle rivayet etmiştir: Peygamber Hevazin'e doğru yola çıktı, beraberinde henüz Müslüman olmamış Saffan bin Ümeyye de bulunuyordu. Peygamber kendisinden emanet olarak savaşta kullanmak üzere silah istedi. O da yüz zırhı tesisatı ile beraber verdi. Sonra dedi ki, bu mecburi mi yoksa ihtiyari midir?
Peygamber, (s.aa.) "Hayır, ariyettir sana geri vereceğiz" dedi. Sonra Peygamber bunların yüklenmesini emretti. Bunlar Huneyn'e götürüldü. O, hem Huneyn hem Taif savaşlarında bulundu. Sonra Peygamber Cirane'ye döndü. Peygamber (s.a.a) toplanan ganimetlere bakıp seyrediyordu. Yanında bulunan Saffan bin Ümeyye vadiyi dolduran deve, sığır, koyun keçi ve çobanlara bakıyor ve gözlerini ondan ayıramıyordu. Bu hali Hz. Peygamber'in dikkatini çekti. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) "Bu vadi senin hoşuna gidiyor mu?" deyince, Safan "evet" dedi. Hz. Peygamber "O içindekilerle beraber al hepsi, tüm vadi senin olsun" dedi. O zaman Safvan Hz. Peygamber'den başka hiçbir kimsenin gönlü böyle bir şeye razı gösteremez, böyle bir bağış, böyle bir lütuf, böyle bir cömertlik olamaz diyerek "eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resulü" deyip oracıkta Müslüman oldu.
Halk arasında yaygın olan bütün cömertlik örnekleri bu misallere nispetle sönük kalır...
Cömertliği öyle bir cömertliktir ki, çok geniş toprağa, çok büyük bir nüfusa ve bol bir gelire sahip olduğu halde sıkıntı, meşakkat ve ihtiyaç içerisinde yaşamaya kendisini mecbur bırakıyordu.
Hz. Peygamber'den ve onun aile efradından başka hiç kimse buna katlanamazdı. Ayrıca kendi nefsi için Müslümanlardan bir şey isteseydi asla esirgemezlerdi. Böyle olmaları tabidir çünkü onların işlerini düzenleyen ve onlara her şeyi öğreten o değil midir?
Fakat böyle bir şeyi onlardan istemedi çünkü kendisinde fıtri bir cömertlik vardı. Bu da onu başkasının malına göz dikmekten men ederdi. Cömertliği doğuştan idi, yanında mal biriktirmezdi. Bu, ancak insanlar arasından seçilen ve Hz. İbrahim'in sülalesinden gelen nübüvvete has bir ahlaktı...
(Bu yazı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Rahmetellil Âlemin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) eserinden alınmıştır.)
Peygamber (s.a.a) ile cömertlik hususunda yarış yapılmaz. Zira O, hayatını bütünüyle Hakk'a adamış bir insandır. Cenabı Allah ganimetlerin beşte birini onun emrine vermişti ve o da bunun beşte birini kendisine ve akrabalarına ayırmıştı.
Müslümanların elde ettiği ganimetler de çoktu. Şayet mal biriktirmek isteseydi en büyük zengin olurdu. Sadece Huneyn ganimetleri 8.000 koyun ve keçi, 5.000 deve, 8.000 okka gümüş, 1.200 köle ve cariye idi. Peygambere ve akrabalarına ait olan beşte biri büyük bir yekûn tutardı.
Şayet mal yığmak isteseydi Hayber, Kureyza ve Beni Nadir gazalarından sonra istediği kadar servet biriktirebilirdi. Bu mallardan kendisine düşen hisseyi çalıştırmakla daha fazla yığma imkânı olduğu halde vefat ettiği zaman zırhının bir Yahudi'nin yanında rehin kaldığı nazara alınacak olursa onun cömertlik derecesi de kolaylıkla anlaşılır.
Ayrıca vefatından sonra terekesinin akrabalarına değil Müslümanlara dağıtılmasını emretmesi, giydiği elbisenin çok sade olması, günlerce aç kaldığı halde az yemesi, müstahak kimselere dağıtılmadan evinde kalan maldan endişe etmesi, bütün bunlar onun ne kadar cömert olduğunu gösterir.
Kendisine nübüvvet geldikten sonra bambaşka bir hal almıştır. Birçok büyük şirk ve inat sahibi dahi bu cömertliğine şahit olarak Müslüman olmuşlardır.
Cabir bin Abdullah'ın şöyle dediği rivayet ediliyor: "Hz Peygamber'den her ne istenmişse asla reddetmemiştir."
Bir rivayette de şu vardır; bazen kişi sadece dünyalık için Hz. Peygamber'e geliyordu. Fakat akşam olmadan öyle bir halde ayrılıyordu ki, din ona dünya ve içindekilerden daha sevimli gelmeye başlıyordu.
İbni Asakir Saffan bin Ümeyye'nin İslam'a girişi olayını şöyle rivayet etmiştir: Peygamber Hevazin'e doğru yola çıktı, beraberinde henüz Müslüman olmamış Saffan bin Ümeyye de bulunuyordu. Peygamber kendisinden emanet olarak savaşta kullanmak üzere silah istedi. O da yüz zırhı tesisatı ile beraber verdi. Sonra dedi ki, bu mecburi mi yoksa ihtiyari midir?
Peygamber, (s.aa.) "Hayır, ariyettir sana geri vereceğiz" dedi. Sonra Peygamber bunların yüklenmesini emretti. Bunlar Huneyn'e götürüldü. O, hem Huneyn hem Taif savaşlarında bulundu. Sonra Peygamber Cirane'ye döndü. Peygamber (s.a.a) toplanan ganimetlere bakıp seyrediyordu. Yanında bulunan Saffan bin Ümeyye vadiyi dolduran deve, sığır, koyun keçi ve çobanlara bakıyor ve gözlerini ondan ayıramıyordu. Bu hali Hz. Peygamber'in dikkatini çekti. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) "Bu vadi senin hoşuna gidiyor mu?" deyince, Safan "evet" dedi. Hz. Peygamber "O içindekilerle beraber al hepsi, tüm vadi senin olsun" dedi. O zaman Safvan Hz. Peygamber'den başka hiçbir kimsenin gönlü böyle bir şeye razı gösteremez, böyle bir bağış, böyle bir lütuf, böyle bir cömertlik olamaz diyerek "eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resulü" deyip oracıkta Müslüman oldu.
Halk arasında yaygın olan bütün cömertlik örnekleri bu misallere nispetle sönük kalır...
Cömertliği öyle bir cömertliktir ki, çok geniş toprağa, çok büyük bir nüfusa ve bol bir gelire sahip olduğu halde sıkıntı, meşakkat ve ihtiyaç içerisinde yaşamaya kendisini mecbur bırakıyordu.
Hz. Peygamber'den ve onun aile efradından başka hiç kimse buna katlanamazdı. Ayrıca kendi nefsi için Müslümanlardan bir şey isteseydi asla esirgemezlerdi. Böyle olmaları tabidir çünkü onların işlerini düzenleyen ve onlara her şeyi öğreten o değil midir?
Fakat böyle bir şeyi onlardan istemedi çünkü kendisinde fıtri bir cömertlik vardı. Bu da onu başkasının malına göz dikmekten men ederdi. Cömertliği doğuştan idi, yanında mal biriktirmezdi. Bu, ancak insanlar arasından seçilen ve Hz. İbrahim'in sülalesinden gelen nübüvvete has bir ahlaktı...
(Bu yazı Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Rahmetellil Âlemin Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) eserinden alınmıştır.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025