İstanbullunun yüzü Selim Kotil’le gülecek
07.02.2019 00:00:00
Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet teziyle başta Rusya ve Çin olmak üzere 4 milyar nüfusa sahip BRICS devletlerini küresel emperyalizmin kıskacından kurtaran Prof. Dr. Haydar Baş, ranta değil, millete hizmete odaklı bir siyaset anlayışını ülkelere kazandırmıştır.
Sayın Baş, "Devlet, milletinin hizmetkârıdır" temel anlayışından hareket etmektedir. Devletin bütün kurumları, ordusu, emniyet birimleri, bakanlıkları, bürokratları ve elbette ki belediyeleri millete hizmet için vardır.
Yıllardır, özellikle de Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk'ün vefatından bu yana kapitalist anlayışın esareti altında olan siyasilerimiz, bu hizmeti millete vermeyi bir kenara koyun, yaptıkları bütün yanlışların faturasını da milletin sırtına bir kambur olarak yüklemişlerdir. Millet de bunu kanıksamış ve "devlet, belediye bana gölge etmesin başka ihsan istemem" mantığıyla hareket etmiştir.
Bu anlayışın en büyük ispatı, halkımızın, iki seçim arası sürekli halinden şikâyet etmesine rağmen sandığın başına geldiğinde yine bu şikâyet ettiği tablonun sorumlulularına oy vermesidir. Seçtikleriyle yaşadıkları arasında bir türlü bağ kuramamaktadır.
Böyle körlerle sağırların birbirini ağırladığı bir siyaset düzleminde elbette ki proje ve çözüm bazlı siyaset ortaya koymak oldukça zordur. Ama olması gereken de budur.
Ve 2001 yılından bu yana bu zor olanı yapmaya çalışan tek siyasi hareket Prof. Dr. Haydar Baş'ın Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)'dir.
BTP, bu yıl 31 Mart'ta gerçekleşecek olan yerel seçimlere çok güçlü adaylarla giriyor. Üstelik 81 ilin tamamında ve de tüm ilçe beldelerinde belediye başkan adayı gösteren tek parti… Yani ülkemizin her karesinde teşkilatlanmasını gerçekleştirmiş, en kılcal damarlara kadar ulaşmış, proje bazlı, Lideri mükemmel, kadrosu mükemmel bir siyasi partiden bahsediyoruz.
Güneşi millet için doğan bu siyasi hareketten yarasa tinetli olanların kaçmasını, yarası olanların gocunmasını anlıyoruz. Ama partinin kurulduğu 2001 yılından bu yana projelerini ve kaynaklarını, Noter tasdikli taahhütnamelerle açıklayan bu mükemmel partinin hizmetlerinden doya doya istifade edecek milletimizin görmezden gelmesini bir türlü anlıyamıyoruz. İnşallah 31 Mart seçimleri milletimiz için bir ayıkma vesilesi olur.
Güçlü adaylardan bahsettik, BTP bu seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Selim Kotil'i gösterdi. İstanbul eski Belediye Başkanı rahmetli Aytekin Kotil'in yeğeni… Gerçekten çok mükemmel bir seçim…
Selim Bey'i 1988 yılından bu yana tanıyorum. Bana, "Doğru dürüst bir fizik eğitimi alamayan bir İmam-Hatip Lisesi mezunu olarak Boğaziçi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü'nü nasıl kazandın?" diye soracak olursanız, "üniversite sınavı öncesi fizik dersi aldığım Selim Kotil Bey sayesinde" derim. Daha ilgincini söyleyeyim, Selim Bey'den fizik dersi alan yaklaşık 10 arkadaşımızın hepsi Fizik bölümünü kazandı. Kimi Boğaziçi, kimi İstanbul Üniversitesi, kimi KTÜ…
Çalışkan, azimli, gayretli, oldukça zeki, tuttuğunu koparan, daha birçok güzel özelliklere sahip birisi Sayın Kotil… Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni en iyi anlayanlardan, Sosyal Devlet-Milli Devlet tezini ve diğer çözümlerini en iyi özümseyenlerden…
Onu İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde en fazla başarılı kılacak olan da işte bu yönü…
Dikkat ederseniz adaylığı açıklandığı ilk günden itibaren İstanbul'a yönelik daha önce hiç duymadığımız, mantıklı, kaynaklı ve bilimsel projeler duyuyoruz kendisinden… Ve söylediği her projeyi fazlasıyla yapabilecek bir kabiliyet Selim Kotil… İstanbullu bu sefer proje bazlı düşünüp de böyle çözüm sahibi bir Genel Başkana sahip BTP'nin, proje sahibi çalışkan Başkan Adayını desteklerse yüzü gülecek, rahat nefes alacak, dertlerinden kurtulacak.
Dilerseniz, Sayın Kotil'in şu ana kadar açıkladığı projelerinden bazılarını özetle aktaralım:
* İstanbul Boğazı'nın altına su türbinleri konulacak. Burada 5 bin megavat elektrik üretilecek. 5 bin megavat elektriğin miktarı 4 tane Keban Barajı yapar. Yani İstanbul Boğazı'ndan 4 Keban Barajı kadar elektrik üretilecek. İstanbul elektriği ucuz kullanacak.
* Doğalgaz ve su faturalarında yüzde 25 indirim yapılacak. Çipli sistem devreye sokulacak, sayaç okuma bedelleri kaldırılacak.
* Avrupa'da 160 bin kooperatif var. Bunların çoğu belediye kooperatifi… Bu şekilde belediye kooperatifi kurulacak. Çatalca, Silivri gibi tarım bölgelerinde bu kooperatifler devreye sokularak İstanbul'un ihtiyacı olan tarım ürünleri yetiştirilecek. Böylece İstanbullu ucuz ve taze tarım ürününe kavuşacak.
* Tüm su alanlarının etrafı güneş panelleri ile örülecek, hem elektrik üretilip hem de betonlaşmanın önüne geçilecek. İstanbul'u çevreyle dost bir akıl yönetecek.
* İspark boş alanları otopark yapıyor, maliyet sıfır ama zarar açıklanıyor. Bunu anlamak mümkün değil. İspark fiyatları üçte bir düşürülüp, cirosu dört kat artırılacak. Hem de mevcut haliyle. Millete ait olan millet için kullanılacak.
* Denizden tatlı su elde edilecek. İstanbul'un tüm su ihtiyacı sorunsuz karşılanacak.
* Öğrenciye ulaşım bedava olacak, para alınmayacak.
* Her ay 200 bin üniversiteli gence 500'er TL burs verilecek. Her yıl belediye bütçesinden okçuluk vakfı gibi üç beş vakfa aktarılan 1 milyar TL'ye yakın kaynak burada değerlendirilecek.
* Belediye bütçesinden çocuklarımız geleceğe hazırlanacak, teknolojik gelişmeler öğretilecek, yeni Aziz Sancar'lar yetiştirilecek.
* Belediye hizmetleri yandaşa değil, ayrım yapmadan vatandaşın tamamına yapılacak.
* Esnaftan alınan tabela vergisi ucuzlatılacak. Tabela vergisi paraları gereksiz reklamlara harcanmayacak. 100 TL'lik iş yapıp, 1000 TL'lik reklam parası verilmeyecek.
Sadece bu projeler bile İstanbul için çok şey demektir.
Tebrik ediyoruz. Başarılar diliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ABD, Suud'a F-35'leri İran için mi veriyor? / 20.11.2025
- Gazze tasarısına Rusya ve Çin neden çekimser kaldı? / 19.11.2025
- Borcun yükü dar gelirliye, gelirin aslan payı sermayeye / 18.11.2025
- Hazar'dan Akdeniz'e ABD güdümlü Türkiye-İsrail işbirliğinin taşları mı döşeniyor? / 15.11.2025
- Türkiye’de suçlardaki artış, küresel raporlara yansıdı / 14.11.2025
- Atatürk’e sevgi arttıkça, birileri kuduruyor! / 13.11.2025
- SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye? / 12.11.2025
- Atatürk'ü anmaktan ziyade ANLAMAK lazım / 11.11.2025
- Her gün 1 kadın cinayete kurban gidiyor / 08.11.2025
- Ekümenikliğe uygun bir Ruhban Okulu planı / 06.11.2025
- Gazze tasarısına Rusya ve Çin neden çekimser kaldı? / 19.11.2025
- Borcun yükü dar gelirliye, gelirin aslan payı sermayeye / 18.11.2025
- Hazar'dan Akdeniz'e ABD güdümlü Türkiye-İsrail işbirliğinin taşları mı döşeniyor? / 15.11.2025
- Türkiye’de suçlardaki artış, küresel raporlara yansıdı / 14.11.2025
- Atatürk’e sevgi arttıkça, birileri kuduruyor! / 13.11.2025
- SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye? / 12.11.2025
- Atatürk'ü anmaktan ziyade ANLAMAK lazım / 11.11.2025
- Her gün 1 kadın cinayete kurban gidiyor / 08.11.2025
- Ekümenikliğe uygun bir Ruhban Okulu planı / 06.11.2025
