logo
25 NİSAN 2024

İşte Avrupa bu!..

17.11.2005 00:00:00
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, İsviçre'deki milli maçta cereyan eden İstiklal Marşımıza saygısızlık, hakaret, küfür olayları ile Fransa'daki gelişmeleri değerlendirdi. Prof. Baş "Sadece İsviçre değil topyekün Batı bize karşı tavır içindedir" dedi Haftanın Sohbeti programında Nihat Hekimoğlu'nun sorularını cevaplandıran BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bugün yayınlayacağımız bölümde Fransa'da yaşanan olayları, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bu olaylar hakkındaki yorumunu değerlendirdi. Ayrıca İsviçre'deki milli maç sırasındaki olayları da analiz ederek bir an önce ayıkmamız gerektiğini ifade etti.-Hocam, Fransa'da yaşanan olaylar ve Batı medeniyetinin geldiği noktayı, ardından sayın Başbakanın bu konuda yaptığı açıklama ve bu olayları türbana bağlamasını, Fransa'daki türban yasağından dolayı bu olayların kaynaklandığını açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Prof. Dr. Haydar Baş- Sadece Fransa'da değil Avrupa'nın bütün ülkelerinde bizim zaman zaman bahsetmeye çalıştığımız Müslümana karşı tutumun devam ettiği bir gerçektir. Yalnız son zamanlarda ne olduysa sanki Avrupa medeniyeti dendiği zaman son derece hoşgörü sahibi olan bir medeniyeti çağrıştıran sözler söyleniyor, makaleler yazılıyor, görüşler beyan ediliyor ve bu kandırmaca ile Avrupa ve Avrupalı bizim Müslüman Türk kimliğine kabul ettirilmeye, sevdirilmeye gayret ediliyor. Ama sonunda bakıldı ki, vatandaş gördü ki bu Avrupa, Avrupa ama dedikleri gibi hoşgörülü filan değil. Kendi içerisinde dominyonlardan temin ettiği insanları bir zamanlar köle olarak kullandılar. Biliyorsunuz köle ticaretini yapanlar yine Avrupalılardır. Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler, Amerikalılar, İngilizler köle ticareti yapıyorlardı. Yani gidip Afrika ülkelerinden Afrikalı insanları topluyor, getiriyorlar, bir meta gibi alıp satıyorlardı. Avrupa böyle bir dönemi yaşadı. Daha yeni, 1900'lü yıllarda bundan vazgeçtiler. Bu olaylar da daha yenidir. Belki de henüz bitmiş değildir. Cereyan eden bu hadiseleri görünce demek ki Avrupa bu ikilemden kurtulmamış, devam ettiriyor. Onun gerekçeleri kendi içinde meknuz. Odur ya da budur, bir ayrıcalığa girdi. Zaten siyah beyaz ayırımı Avrupa'nın temelinden beri vardır. Bizim öğrencilik yıllarımızda Amerika'da korkunç derecede bir siyah beyaz ayırımı vardı. Siz burayı demokrat bir ülke diyorsunuz ama burasının demokrat ülke olması hiç mümkün değil. Bir defa insan mısın, değil misin ölçüsüne renginden, dilinden, tavrından bakılıyor idi. Şu anda en demokrat gibi görünen Batının bundan 25-30 sene önce görünen tavrı bu idi. Şimdi Avrupa'nın bütün ülkelerinde bu ölçü hakimdir. Bunu kesinlikle unutmayalım. Fransa'daki olayların sebebi başörtüsünden daha derindeİşte orada yaşayan bilhassa Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu kökenli Müslümanlar her haktan mahrum olmaya başladılar. Can, mal, namus, din emniyetinden mağdur olmaya başladılar. Bunun içerisinde başörtüsü de vardır. Ama bu yüz tane meseleden bir tanesidir. Ama mesele değildir. Belki de oradaki insanları bu noktaya taşıyan meselelerden, yüzlerce meseleden sadece bir tanesi olabilir. Ama orada asıl mesele insanların, daha doğrusu İslam kökenli insanların, Batı kökenli insanlar gibi istediği manada, istediği şekilde yaşama arzusunu yerine getirememesinden kaynaklanıyor. Seyahat hürriyetinden, inanç hürriyetinden, can, mal emniyeti hürriyetinden, hülasa bunu çoğaltabilirsiniz. Dolayısıyla bıçak kemiğe dayandı denilen bir tablo ortaya çıktı Fransa'da ve hadise patlak verdi. Sebebi odur veya budur. Ama ana sebep o sebep olarak gösterilen şey değildir. Bütün bunların tamamıdır. Yani orada Şarktan, Afrika'dan getirilen insanlar, hayatlarından bıkmışlar. "Biz kendi şartlarımızda yaşıyorduk. Madem bizi olduğumuz gibi kabul etmeyecektiniz. Niçin buraya getirdiniz?" dediler. Haklı olarak bu sorular soruldu ve derken işte bu olaylar patlak verdi.Böyle değerlendirme olmazSayın Başbakanımızın bir ifadesi oldu. "Başörtü meselesinden bunlar kaynaklandı" dedi. Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı. Bu kadar hakların gaspedildiği bir yerde hadiseyi getirip sadece başörtüsüne bağlamak kadar bana göre uygunsuz bir politika olamaz. Böyle bir şey bir defa temelinde yok. Bu, oradaki Müslümanları ilzam etmek gibi bir şeydir. Bu anlattığım tablo içerisinde hakları gaspedilmiş bütün insanlar da olabilir, Müslümanlar da olabilir veya başkası da bunun içerisine girebilir. Bu şekilde olaylar olduğu gibi bunu farklı bir şekilde değerlendirmesi hadiselerin tamamını oradaki Müslümanlara fatura etmesi manasına geliyor. Ki Fransa'da bulunan Müslüman lider "Böyle bir şey yok" dedi. "Başörtüsü münasebetiyle bu olayların zuhur ettiğini izah etmek doğru bir şey değil" dedi. "Bizim böyle bir problemimiz, daha doğrusu böyle bir iddia ile olayları bu noktaya taşıyacak bir psikolojimiz yok. Bunu nereden çıkartıyorsunuz" manasına gelen açıklamalar yaptı. Hülasa Fransa'daki olayların iç yüzü budur. Özetle bunu söyleyebiliriz.Batının bizi kabul etmesi mümkün değil-Hocam, hemen arkasından Türk milli takımının İsviçre'de yaptığı maçla ilgili bir soru soracağım. Maç öncesinde, maç sırasında yaşanan hadiseler var. Tabii biz Batı medeniyetine entegre olmak için 40 yıldır ciddi mücadele veren bir ülkeyiz. Ama İstiklal Marşımızın maç öncesinde ciddi hakaret gördüğünü gördük. Küfürler edildiğini gördük. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?Prof. Dr. Haydar Baş- Bazı ölçüler var ki bunlar, senin veya benim demem ile değişmez. Artistik numaralarla da değişmez. Hani eşyanın tabiatına aykırı diye bir deyim vardır. Batının bizi kabul etmesi hiç mümkün değildir. Bu, aynı zamanda ilahi bir gerçektir de. Ortada söyle bir kural da vardır. Mesela Cenab-ı Hak bu mevzuda bizleri ikaz ediyor. "Siz onlardan olmadığınız müddetçe onlar sizden asla olmayacaklardır." Bu, çok kesin bir şeydir. O bakımdan Avrupa ile, Batı medeniyeti ile aramızdaki çizgiler çok kesindir. Bunu görmek istemeyenler, onların şahsi meseleleri olmakla beraber hadisenin içerisine bizleri de sürükledikleri için biz işi bu tarafından ele alıyoruz. Yoksa ne yaparlarsa yapsınlar. Ama varmak istedikleri yere tek başlarına gitmiyorlar. Gemi bütün yolcuları ile Batıya gideceği için biz bunları söylemek durumundayız. Yoksa kabul etmişler etmemişler benim hiç umurumda değil. Ben zaten Batının bize karşı olan tavrını, yaşadığımız hadiselerde, olaylarda, ticarette, her şeyde çok net olarak gören ve bunun tahlilini yapıp değerlendiren bir kardeşinizim. Ben öyle tutucu bir adam da değilim, yanlış anlamayın. Benim özel hayatımı bilen kardeşlerimiz çok iyi bilirler ki kesinlikle arkadaşlık hukukumuzda, münasebetimizde hiç kimseye mesafe koymam. Buna rağmen biz bunu görüyoruz. Bunu görmeyen insanların bence ölçüleri yok.İsviçre'nin verdiği dersMaç olayına gelince; burada böyle, hakikaten gerçek  bir duvar var iken kalkıp da "İsviçreliler bizi alkışlasınlar. Türkler ne kadar güzel insanlardır. Mükemmel insanlardır, desinler"i bekliyor idiysek çok yanılıyoruz. Demek ki senelerden beri bizim bunlarla yaptığımız kavgalar, gürültüler bize hiçbir ders  vermemiş, bizi hiç ayıktırmamış. Ama şimdi gördük ki bir maçta dahi senin hiçbir şeyine tahammül edemiyor. Bunu böyle bileceksiniz. Bilmeyene de işte İsviçre böyle ders veriyor. Seni ikaz ediyor, ayıktırıyor. "Ey Türk milleti! Sen kimsin, nesin?" diyor. Neden bunu anlıyorsun? Türk milletinin istiklalini ilan eden ve bizim bağımsızlığımızın simgesi olan bir İstiklal Marşımız var. Bunu söylerken, dinlerken adam seni alaya alıyor, hakaret ediyor, zemmediyor. Bundan daha iyi de şahit olmaz. Bu da yetmiyor. Orada bizim gerek takımı çalıştıran hocaya, ekibe, futbolculara ciddi derecede hakaretler, saldırılar yapılıyor. Aslında bunlar sadece İsviçre'nin bize olan tavrı değildir. Topyekün Batının Türk milletine karşı tavrıdır. Orada işin bir nümunesi var. Hani eskiden pazara giderdiniz. Mısır çuvalı, arpa çuvalı, buğday çuvalı, pirinç çuvalı olurdu. Çuval çuval satarlardı. Ne yapardın? Elini çuvala atıp nümune alırdın. Nedir ne değildir diye bakardın. Aynen onun gibi elimize bir İsviçre nümunesi aldık. İşte Avrupa budur.Avrupa Müslüman Türk'ü hazmedemez-Buradan AB'nin bizi hazmetme meselesine gelelim isterseniz. Hani Müzakere Çerçeve Belgesinde var ya o hazmetme meselesine.Prof. Dr. Haydar Baş- O zaman onu ben size sorayım. Avrupa bizi nasıl hazmeder? Müslüman Türk kimliğinde olduğunuz müddetçe Avrupa sizi hazmedemez. Mesela Avrupa'daki arkadaşlarımız zaman zaman gidip geliyorlar. Biz de oraya gittiğimizde saatlere varan sohbetler yapıyoruz. Onların tamamı, "Bizi ikinci sınıf değil üçüncü sınıf vatandaş gözü ile bile bakmıyorlar. Biz burada üçüncü sınıf insanlarız" diyorlar. Oranın vatandaşı olmuşları bile böyle söylüyorlar. Onlara bile muameleleri böyle. "Şimdi niçin böyle yapıyorlar?" diyoruz. Bunu bizim yadırgama hakkımız bile yok. Neden yok? Bu adamın kültürü, medeniyeti, siyaseti bu anlayış üzerine bina edilmiş. Bunu sen çeviremezsin. Hani bizde bir söz vardır. "Kırk yıllık Yani olur mu Kâni?" diye bir söz vardır. Bunu sen değiştiremezsin. Böyle bir beklenti senin yanılgından kaynaklanıyor. Yanılan biziz. Doğru yapan onlardır. Neden yanılan biziz, doğru yapan onlardır? Bu, beşerin fıtratında olması gereken tavırdır. Yani bu tavrı istese de sana koyacaktır, istemese de. Varlığının gerekçesi budur. Aksi takdirde senin medeniyetinden, senin kültüründen, senin siyasetinden olması lazım. Şimdi sen kabul edebiliyor musun ki Avrupalı senin gibi medeniyet bazında hadiselere baksın, kültür bazında olayları yaşasın, siyaset bazında meselelere intikal etsin. Bunu kabul edebiliyor musun? Edemezsin. Etmen mümkün değil. Peki o halde bu insanların gösterdiği bu tepkiden sen niye alınıyorsun? Geçen akşam zannıma göre eski Fenerbahçeli Ziya "Senelerce evvel biz İsviçre'de aynı muameleyi gördük" diyordu. Programında öyle diyordu. Tabii öyle olacak. Farklı  bir şey mi olacak? 20 sene değil 20 bin sene de geçse Avrupalı budur.Hatırlarsanız iktidarın üçüncü ayında bir değerlendirme yapmıştım ve demiştim ki "Bu sistem değil bu başbakanı kimi getirirseniz getirin bundan farklı b ir şey yapamaz. Üç ay değil otuz ay da bekleseniz netice değişmez." -Üç yıl geçti.Prof. Dr. Haydar Baş- Üç yıl geçti. Bir şey değişti mi? Geriye gitti. Batı da böyledir. Avrupa da böyledir. Allah bizi ayıktırsın. Biz ölçülerimizi, değerlerimizi kaybettiğimiz, kendimize değer vermediğimiz için çok farklı bir vadiye, kulvara girdik. Bu konuda Peygamber  Efendimiz (sav) de bizi ikaz ediyor. "Öyle bir dönem gelecek ki bunlar keler deliğine girseler ümmetim onların arkasından oraya girmeye çalışacak" diyor.-Şu anda olduğu gibi.Prof. Dr. Haydar Baş- Tabii, şu anda olduğu gibi. Bunun daha izahı var mı? Zannıma göre en güzel özet de budur.
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği

Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

 
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" dedi.
24.04.2024 23:34:00
ANADOLU AJANSI
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ihracat yaptıkları ülke sayısını 86'ya çıkardıklarını dile getirerek, "ASELSAN'ın bu yıl yeni ihracat sözleşmeleri açısından 1 milyar dolara yaklaşma hedefi var" dedi. Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Akyol, ASELSAN olarak denizin derinliklerinden uzayın derinliklerine kadar her alanda her platforma kritik sistemler geliştirdiklerini kaydetti.

Siz mi ambargo uygularsınız?!

Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" ifadelerini kullandı. ASELFLIR-500'ün rakiplerine oranla yüzde 30 daha iyi performans sergilediğine dikkati çeken Akyol, kameranın lazer işaretlemedeki başarısıyla da güdümlü mühimmatların daha hassas vuruş kabiliyeti kazanmasını sağlamış olduğunu vurguladı.

Hava savunma sistemlerinde yeni ataklar

Akyol, ASELSAN'ın alçak irtifada KORKUT sistemi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine yönelen dron, seyir füzesi ve benzeri tüm tehditleri parçacıklı mühimmatlarla önce tespit edip sonra onları engellemeye dayalı bir teknoloji. Bu envantere kazandırdığımız ve seri üretimini devam ettirdiğimiz bir sistem. Bunun bir üstünde HİSAR-A diye isimlendirdiğimiz bu sefer biraz daha irtifanın arttığı artık füzelerin devreye girdiği bir sistem var. Burada da Roketsan ile güzel bir işbirliğimiz var. Füzeleri onlar bize sağlıyorlar, biz de bütün sistemi bir araya getirerek alçak irtifalı HİSAR-A'yı tamamlayıp envantere kazandırdık.
Bir üstünde de HİSAR-O'muz var. Orta menzilde. Bunun da envantere kazandırıldığını ve seri üretime devam edildiğini söyleyebilirim. Şimdi de uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırıyoruz. Böylece çok alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar katmanlı hava savunmasını 2024 yılında tamamlamış oluyoruz."


Lazer silahı GÖKBERK

ASELSAN'ın lazer silahı GÖKBERK'ten bahseden Akyol, lazerin kaynağını da yerli olarak geliştirdiklerini vurguladı. Akyol, otonominin (kendi kendine karar verip çalışma) üzerinde çalıştıkları önemli başlıklardan olduğunu aktararak, "Deringöz isminde yeni bir ürün üzerine çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk dalışını yaptık. Yapay zeka destekli otonom sürüş algoritmalarına sahip. Denizin altına 600 metreye kadar dalabilen sonarları olan, su altında haberleşme ve su altında keşif gözetleme kabiliyetine sahip bir ürün" diye konuştu. ASELSAN'ın Ankara'da 400 milyon dolarlık yeni bir yatırıma başladığının altını çizen Akyol, yatırımla beraber binin üzerinde ilave nitelikli istihdamı Türkiye'ye kazandıracaklarını anlattı.


Yapay zeka robotları kullanıyor

Karar vericilerin yapay zeka destekli algoritmalarla işini kolaylaştırmak ve büyük veriyi işlemek üzere komuta kontrol sistemlerinde yapay zekayı etkin olarak kullandıklarını aktaran Ahmet Akyol, "Gerek insansız kara, deniz araçlarında gerek otonominin olduğu diğer sistemlerde yapay zeka destekli algoritmalarla burada fark yaratmaya çalışıyoruz. ASELSAN içerisindeki bütün çalışmalarda yapay zeka robotlarını kullanır duruma geldik. Bunu içerideki süreçlerimizde adım adım yaygınlaştırıyoruz" dedi. Akyol, çip teknolojisinin çok kritik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çip teknolojisinin askeri ve sivil boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz var. Yine ASELSAN'ın İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketi var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda yaklaşık 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu, askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli."

Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı

Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı
24.04.2024 10:31:00
İhlas Haber Ajansı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı. Kurşunların hedefi olan camlar tuz buz olurken, binada görevli özel güvenlikçi ise saldırıdan yara almadan kurtuldu.

Olay, merkez Osmangazi ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir grup şüpheli cadde üzerinde bulunan holdingin ana binasına saldırı düzenlemek için beyaz bir otomobille geldi.

Binanın önünden geçtiği esnada aracın camından çıkan saldırganlar, otomatik silahla arka arkaya tetiğe bastı. Tam 43 merminin isabet ettiği binada bulunan bir bekçi ise arka arkaya gelen kurşunlardan son anda kurtuldu.

Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Ekipler, olayla ilgili tahkikat başlatırken, olay yerinden otomobille kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı.
Polisin titiz soruşturmasının sürdüğü bildirildi.

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün sabah meydana gelen aksaklık 50 saati aşkın süredir giderilemezken, sabah mesaisine gitmek isteyen vatandaşlar yoğunlukla karşılaştı.
24.04.2024 09:42:00 / Güncelleme: 24.04.2024 09:47:47
Anadolu Ajansı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

M5 Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün saat 06.00 itibarıyla başlayan aksaklık sürüyor.

Metro İstanbul'un önce "teknik arıza" olarak açıkladığı, sonrasında "zorunlu bakım çalışması" şeklinde nitelendirdiği, dün ise "işletme saatleri dışında eğitim amaçlı kullanılan yolcusuz iki trenin teması"ndan kaynaklandığını bildirdiği problem nedeniyle seferler Altunizade İstasyonu'nda aktarmalı olarak sürdürülüyor.

Altunize'de durağından metro hattına geçen vatandaşlara turnikelerden geçtikleri sırada "Gideceğiniz yönün tam tersine gidin" uyarısı yapılıyor.

Hattın bulunduğu kata inildiğinde ise yön tabelaların önünde bekleyen görevliler megafonla duyurular yaparak vatandaşları gidecekleri tarafa yönlendiriyor.

Duraktaki süreli ekran tabelaları çalışmazken vatandaşlar arasında megafonla dolaşan bir görevli seferlerin 15 dakika aralıklarla yapıldığı bilgisini veriyor.

Sefer aralıklarının uzamasıyla birlikte duraktaki yoğunluk artıyor, bazı vatandaşlar işe geç kalmaktan endişe duyduklarını yüksek sesle dile getiriyor.

Metroyu bekleyen bir vatandaş "Açıklama yapan yok mu' Bu metroları kapatın o zaman. Böyle saçma bir şey olur mu' İnsan haklarına aykırı değil mi bu' Evimize, işimize gidemiyoruz. Hani her şey güzel olacaktı bu nasıl vaziyet' Yazıklar olsun." diye tepki gösterirken, etrafındaki diğer vatandaşlar da destek verdi.

Aksaklık, duraktaki merkezi sistemden "zorunlu bakım çalışması" şeklinde duyurulurken, arıza öncesi Üsküdar'dan Samandıra yönüne yoğun saatlerde 4 dakika aralıklarla düzenlenen tren seferlerinin 15 dakikada bir yapılması nedeniyle neredeyse tamamı dolan durakta hareket edecek alan kalmıyor.

Metroyu beklemek istemeyenler vatandaşlara 6 numaralı çıkıştan kalkan ücretsiz İETT otobüslerine binerek Üsküdar yönüne gidebilecekleri bildiriliyor.

Otobüs durağında ise önünde "görevli" yazan otobüsler belirli aralıklarla Üsküdar'a ring atıyor. 

İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı

İstanbul'da terör örgütü FETÖ'ye yönelik operasyonda eski askeri öğrenci oldukları belirlenen 13 zanlı gözaltına alındı.
24.04.2024 09:42:00
Anadolu Ajansı
İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı
İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca terör örgütü FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturmada, örgütün askeri yapılanmasında faaliyet gösteren bazı şüphelilerin ankesörlü hatlardan periyodik ve ardışık arandığı tespit edildi.

Soruşturma kapsamında, ayrıca askeri okullara girişteki mülakat sınavlarında aday numaraları üzerinden kodlama yapılarak örgüt mensuplarına öncelik sağlandığı belirlendi.

Savcılık, eski askeri öğrenci olduklarını belirlediği 15 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.

Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 15 adrese düzenlediği eş zamanlı operasyonda 13 şüpheliyi yakaladı.

Operasyon kapsamında 2 şüpheliyi arama çalışmaları sürüyor.
 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.