"Helal olsun size kadın gibi kadınlar"
(A. Hakan).
Bu cümle benim değil! Çok okunan, ekranlarda popülaritesi çok fazla olan bir köşe yazarının yazısının başlığı...
Hayret ettiğim için alıntıladım!
Geçen hafta Meclis'te ele alınan ve "Cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi halinde fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi"ni öngören önerge, toplumda yarattığı infial üzerine Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; "Hükumetin değişik kesimlerden gelen eleştirileri dikkate alarak, mutabakat içerisinde sorunu çözmesinde fayda görüyorum" talimatı üzerine geri çekildi.
Önce Atanmış Eş?Başbakan tasarının komisyona geri çekildiğini söyledi, peşine Adalet Bakanı Bozdağ, düzenlemenin tasarı metninden çıkarılacağını ve bu meselenin kapandığını açıkladı.
Buraya kadar olanlar, "İleri Demokrasi" uygulamaları içinde normal sayılabilir ama ?asla demokrat olmamama rağmen? böyle tek bir kişinin hükümranlığının, hiçbir demokraside olmadığını, olamayacağını da biliyorum!
Bir Meksika atasözünde; "Zalime gücün yetmiyorsa zulmünden zevk almaya çalış!" der. Bize de gücümüz yetmeyen zulümden zevk almamız mı dayatılıyor?
"Hakimiyet kayıtsız?şartsız milletindir" temeli üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde, demokrasinin olmazsa olmazı Siyasi Partilerden birisi olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanının evine saldırı düzenleniyor, iki özel görevli delikanlı ölümle burun buruna geliyor ve bu menfûr provokatif saldırı ?anlatılanlara göre? Güvenlik Güçlerinin gözleri önünde oluyor!
AP'de oylanıyoruz! Şanghay Beşlisi'ne kabul edilip edilmeyeceğimiz görüşülüyor! Sınır?ötesi operasyon adıyla fiilen savaştayız! Dolar, 15 günde Türk Lirasını yerle bir etti! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, can çekişiyor!
Hepsinden önemlisi ekonomimizin kan kaybı, devletin nabzını düşürdü ama milletin bunları duymaması lazım!
Yandaş Medya ve Basında tek kelime ile bahsedilmiyor! Varsa?yoksa gündem de; "Cinsel istismar suçluları"nın korunup korunamadığı! Şeytan da hemen aklıma asıl gündemlerin üzerini örtmek için fikrini sokuyor!
Tesettür ve başörtüsü demodeleşti! Milleti cambaza baktıracak yeni bir argüman lazımdı!
Bulundu!
Niye bu kadar ısrar edildi, kim ısrarla korumaya alınmak istendi meçhûl ama olmadı! Çünkü toplumun değişik kesimleri, aynı tarzda tepki verdi. Böyle olacağı da biliniyordu kanaatindeyim çünkü Seçilmiş Partili Cumhurbaşkanı'nın Kızı da tepkiliydi! Babasından habersiz davrandığını, bir kişi söyleyebilir mi?
Neticede herkes bir yerinden baktı olaya ve herkes bir yerini alkışladı.
Adamın biri de; "Helal olsun size kadın gibi kadınlar" diye başlık atarak yazı yazdı!
Yahu Kardeşim!
Kadın başkadır, "kadın gibi" başka!
Meselâ; Diva Bülent Ersoy kadın gibidir ama diğer bütün kadınlar kadındır! Kadın gibi kadın olmaz!
Bir kişi ya adamdır ya da değildir; "Adam gibi adam" olmaz!
"Zıkkımın dibi" dercesine, "Adamın dibi" olmaz!
Dilinizi eşek arısı soksun, uğraşmayın dilimizle!
Dünya İslam coğrafyasında, dolayısıyla Müslüman Türk Dünyası ve Anadolu'da yüzlerce yıldır uygulanan bir gerçektir ailelerin rızası ile aileler arası bağı kuvvetlendirmek için küçük çocukların evlendirilmeleri!
Günümüz dünyasına göre yanlış mıdır? Evet yanlıştır!
Ebeveynlerin yani dedelerin?babaların suçlarının cezasını çocuklara çektirmenin adaletle bir alakası var mıdır? Hayır yoktur!
Dünyanın her yerinde âdil yasalara uyulur mu? Evet.
Şimdi Seçilmiş Partili Sayın Cumhurbaşkanı'na bir önerim var;
Sayın Cumhurbaşkanı!
Bir kereye mahsus olmak üzere, OHAL kapsamında çıkarttıracağınız bir yasa ile ailelerin işlediği suçun cezası çektirilen çocukları affedin. Diğer iğrenç mütecavizler ise en ağır şekilde cezalandırılsın.
Çıkartılacak Affı Şahaneye bir madde ekletin; cezalandırılmaya müsait olmayan yaştaki çocukları evlendiren büyüklerinin ağır şekilde cezalandırılacağını yasalaştırarak duyurun.
Ve o yasadan sonra; dokunulmazlığına güvenerek ifade vermeye gelmeyen milletvekillerini derdest edebilen Yasa Uygulayıcıları/Güvenlik güçleri, çocuklarını küçük yaşta evlendiren dedeleri?babaları derdest edip ceza?evine koyabilsinler ve bakalım tekrar böyle sapıkça işler yapılabiliyor mu?
Bir başka konu da; "Türk tipi başkanlık"...
Aylardır satır aralarında söylenilen; "Türk tipi başkanlık" kavramını, yıllardır; "Kurultaylı/Şûralı Türk'çe Başkanlık" diye terennüm eden bir Türk olarak şahsen ötelemeyenlerdenim ama bu başkanlığın tarifini açıkça yapın, yaptırın.
Bu tarifin içini doldurtturun eğer danışmanlarınızdan bu işi kotaracak müktesebatta kimse yoksa fahri olarak bu işi üstlenirim. Hiç bir beklentim de olmaz, söz veriyorum!
Türk tarihini, Türk töre ve türelerini bilmeyenlerin; "Türk'çe Başkanlık" kavramını ne anlayabilmeleri, ne de anlatabilmeleri mümkün değildir. Beni kabul etmezseniz size çok ehîl isimler önerebilirim.
Yapılan türeler yani çıkarılan yasalar töreye uygunsa milletten hiç kimse itiraz etmez!
Âdil yasalardan sonra, Muharrir gibi Köşe yazarları da; "Helal olsun size kadın gibi kadınlar" diyerek gibileşmek zorunda kalmazlar!
Sayın Cumhurbaşkanı!
Doğru bir atağınızla insanlaşamadan feministleşen kadınlardan, adamlaşamadan hümanistleşen anlama ve ifade özürlülerden de milleti kurtarırsınız!
Hakkınızdaki kişisel kanaatim ve şahsınızı sevip?sevmemem ile devletime sadakatim çok farklı şeylerdir ve açıktır ve bu kanaatle desteklediğim düşünceme göre bu işi de sadece siz kotarabilirsiniz! Çünkü cesaretiniz buna müsait.
İnanın hanenize yazılacak doğru işlerin en başında da bu gelecektir. Çünkü; "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe?i aklı eserinde"
Kim yaparsa yapsın, yapılan doğruya itiraz asla, kat'a muhalefet değil bağnazlıktır, yobazlıktır, körü körüne taassuptur ve yanlıştır işte bu kadar!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
(A. Hakan).
Bu cümle benim değil! Çok okunan, ekranlarda popülaritesi çok fazla olan bir köşe yazarının yazısının başlığı...
Hayret ettiğim için alıntıladım!
Geçen hafta Meclis'te ele alınan ve "Cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi halinde fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi"ni öngören önerge, toplumda yarattığı infial üzerine Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; "Hükumetin değişik kesimlerden gelen eleştirileri dikkate alarak, mutabakat içerisinde sorunu çözmesinde fayda görüyorum" talimatı üzerine geri çekildi.
Önce Atanmış Eş?Başbakan tasarının komisyona geri çekildiğini söyledi, peşine Adalet Bakanı Bozdağ, düzenlemenin tasarı metninden çıkarılacağını ve bu meselenin kapandığını açıkladı.
Buraya kadar olanlar, "İleri Demokrasi" uygulamaları içinde normal sayılabilir ama ?asla demokrat olmamama rağmen? böyle tek bir kişinin hükümranlığının, hiçbir demokraside olmadığını, olamayacağını da biliyorum!
Bir Meksika atasözünde; "Zalime gücün yetmiyorsa zulmünden zevk almaya çalış!" der. Bize de gücümüz yetmeyen zulümden zevk almamız mı dayatılıyor?
"Hakimiyet kayıtsız?şartsız milletindir" temeli üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde, demokrasinin olmazsa olmazı Siyasi Partilerden birisi olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanının evine saldırı düzenleniyor, iki özel görevli delikanlı ölümle burun buruna geliyor ve bu menfûr provokatif saldırı ?anlatılanlara göre? Güvenlik Güçlerinin gözleri önünde oluyor!
AP'de oylanıyoruz! Şanghay Beşlisi'ne kabul edilip edilmeyeceğimiz görüşülüyor! Sınır?ötesi operasyon adıyla fiilen savaştayız! Dolar, 15 günde Türk Lirasını yerle bir etti! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, can çekişiyor!
Hepsinden önemlisi ekonomimizin kan kaybı, devletin nabzını düşürdü ama milletin bunları duymaması lazım!
Yandaş Medya ve Basında tek kelime ile bahsedilmiyor! Varsa?yoksa gündem de; "Cinsel istismar suçluları"nın korunup korunamadığı! Şeytan da hemen aklıma asıl gündemlerin üzerini örtmek için fikrini sokuyor!
Tesettür ve başörtüsü demodeleşti! Milleti cambaza baktıracak yeni bir argüman lazımdı!
Bulundu!
Niye bu kadar ısrar edildi, kim ısrarla korumaya alınmak istendi meçhûl ama olmadı! Çünkü toplumun değişik kesimleri, aynı tarzda tepki verdi. Böyle olacağı da biliniyordu kanaatindeyim çünkü Seçilmiş Partili Cumhurbaşkanı'nın Kızı da tepkiliydi! Babasından habersiz davrandığını, bir kişi söyleyebilir mi?
Neticede herkes bir yerinden baktı olaya ve herkes bir yerini alkışladı.
Adamın biri de; "Helal olsun size kadın gibi kadınlar" diye başlık atarak yazı yazdı!
Yahu Kardeşim!
Kadın başkadır, "kadın gibi" başka!
Meselâ; Diva Bülent Ersoy kadın gibidir ama diğer bütün kadınlar kadındır! Kadın gibi kadın olmaz!
Bir kişi ya adamdır ya da değildir; "Adam gibi adam" olmaz!
"Zıkkımın dibi" dercesine, "Adamın dibi" olmaz!
Dilinizi eşek arısı soksun, uğraşmayın dilimizle!
Dünya İslam coğrafyasında, dolayısıyla Müslüman Türk Dünyası ve Anadolu'da yüzlerce yıldır uygulanan bir gerçektir ailelerin rızası ile aileler arası bağı kuvvetlendirmek için küçük çocukların evlendirilmeleri!
Günümüz dünyasına göre yanlış mıdır? Evet yanlıştır!
Ebeveynlerin yani dedelerin?babaların suçlarının cezasını çocuklara çektirmenin adaletle bir alakası var mıdır? Hayır yoktur!
Dünyanın her yerinde âdil yasalara uyulur mu? Evet.
Şimdi Seçilmiş Partili Sayın Cumhurbaşkanı'na bir önerim var;
Sayın Cumhurbaşkanı!
Bir kereye mahsus olmak üzere, OHAL kapsamında çıkarttıracağınız bir yasa ile ailelerin işlediği suçun cezası çektirilen çocukları affedin. Diğer iğrenç mütecavizler ise en ağır şekilde cezalandırılsın.
Çıkartılacak Affı Şahaneye bir madde ekletin; cezalandırılmaya müsait olmayan yaştaki çocukları evlendiren büyüklerinin ağır şekilde cezalandırılacağını yasalaştırarak duyurun.
Ve o yasadan sonra; dokunulmazlığına güvenerek ifade vermeye gelmeyen milletvekillerini derdest edebilen Yasa Uygulayıcıları/Güvenlik güçleri, çocuklarını küçük yaşta evlendiren dedeleri?babaları derdest edip ceza?evine koyabilsinler ve bakalım tekrar böyle sapıkça işler yapılabiliyor mu?
Bir başka konu da; "Türk tipi başkanlık"...
Aylardır satır aralarında söylenilen; "Türk tipi başkanlık" kavramını, yıllardır; "Kurultaylı/Şûralı Türk'çe Başkanlık" diye terennüm eden bir Türk olarak şahsen ötelemeyenlerdenim ama bu başkanlığın tarifini açıkça yapın, yaptırın.
Bu tarifin içini doldurtturun eğer danışmanlarınızdan bu işi kotaracak müktesebatta kimse yoksa fahri olarak bu işi üstlenirim. Hiç bir beklentim de olmaz, söz veriyorum!
Türk tarihini, Türk töre ve türelerini bilmeyenlerin; "Türk'çe Başkanlık" kavramını ne anlayabilmeleri, ne de anlatabilmeleri mümkün değildir. Beni kabul etmezseniz size çok ehîl isimler önerebilirim.
Yapılan türeler yani çıkarılan yasalar töreye uygunsa milletten hiç kimse itiraz etmez!
Âdil yasalardan sonra, Muharrir gibi Köşe yazarları da; "Helal olsun size kadın gibi kadınlar" diyerek gibileşmek zorunda kalmazlar!
Sayın Cumhurbaşkanı!
Doğru bir atağınızla insanlaşamadan feministleşen kadınlardan, adamlaşamadan hümanistleşen anlama ve ifade özürlülerden de milleti kurtarırsınız!
Hakkınızdaki kişisel kanaatim ve şahsınızı sevip?sevmemem ile devletime sadakatim çok farklı şeylerdir ve açıktır ve bu kanaatle desteklediğim düşünceme göre bu işi de sadece siz kotarabilirsiniz! Çünkü cesaretiniz buna müsait.
İnanın hanenize yazılacak doğru işlerin en başında da bu gelecektir. Çünkü; "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe?i aklı eserinde"
Kim yaparsa yapsın, yapılan doğruya itiraz asla, kat'a muhalefet değil bağnazlıktır, yobazlıktır, körü körüne taassuptur ve yanlıştır işte bu kadar!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017