logo
29 MART 2024

İşte HDP iddianamesinden çarpıcı notlar

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP'nin kapatılması istemiyle açtığı davanın iddianamesi
21.06.2021 18:26:00
İşte HDP iddianamesinden çarpıcı notlar
İşte HDP iddianamesinden çarpıcı notlar
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemli iddianamede, parti ile bölücü örgüt arasında yapısal benzerlik bulunduğu, PKK/KCK terör örgütüne bazı katılımların partinin organizesinde sağlandığının ve milletvekili dokunulmazlığı kullanılarak, tahsisli makam araçlarıyla terör örgütüne silah, mühimmat ve eleman aktarımı gerçekleştirildiğinin belirlendiği kaydedildi.

İddianamede, aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile parti yöneticileri ve üyelerinin de bulunduğu 451 kişi hakkında siyasi yasak talebinde bulunuldu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından HDP'nin kapatılması istemiyle hazırlanan ve Anayasa Mahkemesince kabul edilen iddianamede, silahlı terör örgütü PKK/KCK ile HDP arasında yapısal benzerlik bulunduğu ifade edildi.

Bölücü terör örgütünün kongresinde alınan kararların ardından 1990'dan itibaren silahlı eylemlerin yanında örgütün kendi tabiriyle "sivil alanda demokratik siyaset"i gündeme aldığı belirtilen iddianamede, "Bu duruma paralel olarak meşru alanda partilileşme başlamış ve ilk olarak 7 Haziran 1990 tarihinde Halkın Emek Partisi (HEP) kurulmuş, bölücülük propagandası yapmak, örgüt güdümünde faaliyet göstermek suçlarından açılan davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından 14 Temmuz 1993 tarihinde kapatılmıştır." ifadesi kullanıldı.

HEP'in kapatılmasının ardından 7 Mayıs 1993'te aralarında sadece isim farkı bulunan Demokrasi Partisi'nin (DEP) kurulduğu anlatılan iddianamede, PKK/KCK terör örgütüne paralel faaliyetlerine devam etmesi sebebiyle bu partinin de kapatıldığı kaydedildi.

Bunun ardından kurulan Halkın Demokrasi Partisi'nin (HADEP) kapatılma sürecinde de 1997'de Demokratik Halk Partisi'nin (DEHAP) kurulduğu bildirilen iddianamede, Kasım 2005'te Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP), onun kapatılma süreci sonrasında da Mayıs 2008'de Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) kurulduğu ifade edildi.

Örgüt elebaşının BDP'nin, "yeniden yapılandırılması" talimatı sonrası 11 Temmuz 2014'te gerçekleştirilen 3. Olağan Genel Kongresinde, BDP'nin ismini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değiştirdiği belirtilen iddianamede, 28 Mayıs 2016'da partinin Eş Genel Başkanlıklarına Sebahat Tuncel ve Kamuran Yüksek'in getirildiği bildirildi.

Yeniden yapılandırma faaliyetleri kapsamında da 2011'de Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK) kurulduğu anlatılan iddianamede, ilerleyen süreçte de HDK öncülüğünde 15 Ekim 2012'de HDP'nin kurulduğu belirtildi.

- Örgüt elebaşından talimat

İddianamede, parti yöneticilerinin örgüt elebaşı ile görüşmeler yaptıkları ve ondan talimat aldıkları belirtildi.

Örgüt elebaşının talimatlarının alınması hususunda üst düzey siyasi parti temsilcilerinin görevli kılındığı kaydedilen iddianamede, bunun parti ile örgüt arasındaki iltisakın düzeyiyle ilgili dikkat çekici olduğu ve davalı HDP ile PKK/KCK arasındaki irtibatın teyit edildiği bildirildi.

Parti yöneticilerinin eylemlerinin ve özgürlük söylemlerini kullanmasının partinin gerçek amacını gizleme amacı taşıdığı anlatılan iddianamede, demokratik özerklik, öz yönetim, Kobani, hendek olayları ile yaşanan olayların partinin asıl amacını anlaşılır kıldığı kaydedildi.

İddianamede, şu tespitler yer aldı:

"Bu olaylarda gerçekleşen eylemlerle kargaşa ve iç savaş denemesi yapılmıştır. Siyasal partiler açısından demokratik hak ve özgürlükleri araçsallaştırmak hakkın kötüye kullanımıdır. Örgüt liderinin konuşma içeriğinde bahsettiği kişiler siyasi parti temsilcileri ile örgütün dağ kadrosundaki kişilerdir. Nitekim basın açıklaması, gösterilerde örgüt ve liderinin referans kabul edilerek lehine slogan atıp, övgüler dizilmesi, sembollerinin taşınması, bunların her faaliyetinin doğru ve tartışmasız kabul edilerek en ufak eleştiri yöneltilmemesi, demokratik zeminde siyaset yapıldığı iddiasını geçersiz kılmaktadır. Oysa demokratik zeminde siyaset söylemiyle ortaya çıkan davalı siyasi parti HDP yöneticilerinin, söylenenin aksine örgüt lideri her daim olmazsa olmazları olmuştur. Bu ruh hali sadece eylemlerine değil, söylemlerine de hakim kılınmıştır."

- Kobani bahanesiyle gerçekleştirilen olaylar

Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere değinilen iddianamede, "Kobani olaylarında meydana gelen ölüm ve yaralanma, yakma, yıkma eylemlerinden sonra Türkiye Cumhuriyeti devletini ve organlarını savaşın karşı tarafı olarak addedip, tabandaki halk kitlesini devlete karşı kışkırtarak isyana tahrik etmek, Gezi eylemlerini hatırlatarak diğer halk kitlelerinden destek almak için sessiz kalınması durumunda daha vahim sonuçların doğacağı baskısı yaratmak gibi bir dizi eylem ve faaliyet yürüttükleri görülmüştür." değerlendirmesinde bulunuldu.

6-8 Ekim 2014'teki şiddet eylemleri öncesi bir kısım PKK'lı üst düzey yöneticiler ve PKK güdümündeki internet sitelerinin halkı kışkırtarak ayaklanmaya davet ettikleri, parti yöneticilerinin de açıklamalarıyla eylemlere destek çağrısında bulundukları ifade edilen iddianamede, "Bu çağrıların amacının güvenlik güçleri ile göstericileri karşı karşıya getirip iç savaş çıkartmak olduğu aşikardır." değerlendirmesine yer verildi.

İddianamede, "bu çağrılarda terör örgütü PKK ve onun siyasi kanadı HDP'nin eşgüdüm içinde aralarındaki iş bölümüne göre hareket ettikleri" kaydedildi.

- "PKK'nın örgütsel faaliyetlerinin tamamlayıcısı"

HDP'nin daha kurulduğunda, PKK terör örgütü ve elebaşını referans kabul ettiği belirtilen iddianamede, elebaşının "HDK-HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur." ifadeleri yer aldı.

Partinin başkanı ve yöneticilerinin elebaşı tarafından belirlendiği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Genel Başkanı, kurucuları, kurulma süreci, süreçte rol alan aktörlerin kimlikleri ile niteliklerinin örgüt lideri tarafından belirlendiği, bu belirlemelerin, başta 18 Ağustos 2013 ve 27 Ekim 2013 tarihli kongreler ile 17 Ağustos 2013-14 Ekim 2013 tarihleri arasındaki avukat görüşmeleri olmak üzere ayrıntıları ile iddianamenin tamamına yansıdığı, örgüt liderinin çatı partisi projesinin 2004 yılından itibaren HDP'nin kuruluş sürecine kadar devam ettiği, sadece adı değişen siyasi partilerle sürecin nasıl devam ettirildiği net şekilde ortaya konulmuştur."

"HDP'nin kuruluşunun ayrı bir dönüm noktası olarak değerlendirildiği ve PKK'nın örgütsel faaliyetlerinin tamamlayıcısı olarak görüldüğü" belirtilen iddianamede, partinin, demokratik özerklik stratejisini müzahir kitleye anlatabilme adına "Yerel Yönetimler Akademisi" ve benzeri adlarla eğitimler verdiği bildirildi.

Partinin, silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği belirtilen iddianamede, "PKK/KCK terör örgütünün müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilme adına zaman zaman örgütün, yayın organları üzerinden yapmış olduğu çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılamış ve benzer çağrılarda bulunmuştur." ifadesi kullanıldı.

İddianamede ayrıca, bölücü örgüte karşı gerçekleştirilen operasyonlar nedeniyle canlı kalkan eylemleri düzenlendiği, örgüte katılımların da HDP'nin organizesinde sağlandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP'nin organizesinde sağlandığı, milletvekili dokunulmazlığını kullanmak suretiyle tahsis edilen makam araçlarıyla PKK/KCK terör örgütüne ait silah, mühimmat, eleman aktarımını gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. Ölen örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerin organizasyonlarını yaptıkları, katıldıkları, cenaze ve taziyelerde bu teröristlere yönelik övücü söylemlerde bulunmak suretiyle onları kahramanlaştırdıkları, belediyelerin imkanlarını bu törenler için seferber ettikleri, operasyonlara katılan güvenlik korucularına yönelik tehditkar söylemlerde bulundukları anlaşılmıştır.

Seçim çalışmalarında özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde PKK/KCK terör örgütüne ve liderine ait görsel ve materyalleri kullandıkları, terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt üst yönetimi ve mensuplarıyla görüşmeler gerçekleştirdikleri görülmüştür."

- Sonuç ve talep

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinin sonuç ve talep kısmında, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği" belirtilen HDP'nin, Anayasa'nın 69'uncu ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası gereğince temelli kapatılması istendi.

Partinin terör örgütü ile organik bağı bulunduğu belirtilen iddianamede, Hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulması talep edildi.

İddianamede ayrıca, aralarında partinin eski ve yeni Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Pervin Buldan, Mithat Sancar ile partinin yöneticileri ve üyeleri 451 kişi hakkında siyasi yasak talebinde bulunuldu.

Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın yaptığı Ramazan ayı nedeniyle oy sayımı sırasında iftar saatinde kısa bir mola verilmesi talebinin reddedildiğini ve sayımın aralıksız yapılacağını açıkladı.
29.03.2024 07:40:00 / Güncelleme: 29.03.2024 07:42:27
İhlas Haber Ajansı
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nca Yüksek Seçim Kurulu'na gönderilen yazıda, sandık kurullarınca saat 17.00 itibarıyla sayım ve döküm işlemlerine başlanacağı ancak Ramazan ayı içerisinde bulunulması nedeniyle sadece su ile orucun açılması durumunda sağlıklı bir oy sayımının yapılamayacağı, sandık kurulu görevlilerinin iftar saatinde kısa bir mola verip veremeyeceği konusu gündeme belirtildi.

Konuyu inceleyen ve kararını açıklayan YSK, Bahçe Seçim Kurulunun talebinin, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 'Zarfların açılması, oyların sayım ve dökümü' başlıklı 100'üncü maddesinin birinci fıkrasında, 'Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır' hükmü bulunduğu hatırlatıldı. YSK'nın Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerine Dair 138 Sayılı Genelgesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğuna dikkati çeken kurul, bu sebeple 'oy sayım ve döküm işlemlerinin aralıksız yapılması gerektiğine' oy birliğiyle karar verildiği paylaşıldı.

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.