İŞTE YOLDAŞLARI, İŞTE HASIMLARI!

Bugün size Recep Tayyip Erdoğan'la AKP güruhunun kimlerle yoldaş, kimlerle hasım olduklarını  hatırlatacağım.  Önce yol arkadaşlarından bir kesit: 1) En büyük yoldaşları Pax Americana! 2) Avrupa Birliği. 3) NATO ya da başka bir ifade ile Haçlı Ordusu.4) Dünya Musevi Konseyi yani Siyonistler. 5) Masonlar - Rotaryenler - Lionslar. 6) Barzani ve Talabani. 7) Vatikan ve Evanjelistler. 8) Amerikan İslamının acentası olan sözde İslamcı cemaatler. 9) Batılı istihbarat örgütleri, vakıfları ve sivil toplum kuruluşları. 10) İkinci Cumhuriyetçiler. 11) Özerklik yanlıları ve üniterlik karşıtları. 12) Ortadoğu'daki Amerikancı krallıklar ve emirlikler. 13) Ermeni diasporası. 14) Ajda Pekkan, Seda Sayan ve Nihat Doğan gibi sözde sanatçılar. 15) Etyen Mahçupyan, Ahmet ve Mehmet Altan, Şahin Alpay, Gülay Göktürk gibi eski ateist ve Marksist yazarlar. 16) Fener Patriği Bartelemeos ile Türkiye'de son 8 yılda açılan onbinlerce ev kiliselerinin papazları! Gelelim  hasım gördüklerine: 1) Müslüman İran'a  artık hasımlar. 2) Müslüman Suriye'ye hasımlar. 3) ABD ve AB'ın hoşlanmadığı bütün islam alemine hasımlar. 4) Türk Silahlı Kuvvetlerinin onlarca generaline ve buradan hareketle kurumun kendisine hasım gibiler. 5) Kıbrıs kahramanı Rauf Denktaş'a hasımlar. 6) Mustafa Kemal'e ve rejimine kuşkulular. 7) Türklük kavramına ve de Azerbaycan misali Türk dünyasına soğuklar. 8) Kendilerini eleştirenlere ve de milli refleksler sergileyenlere hasımlar. 9) Kendilerine ricat etmeyen camialara ve mezhep mensuplarına hasımlar.

TÜRKÜM DİYEN FAŞİST, KÜRDÜM DİYEN DEMOKRAT!

Bu ülkede Türküm dediniz mi malum güruh tarafından hemen ırkçılıkla, kafatasçılıkla ve hatta faşistlikle itham edilirsiniz. Türklük kavramı adeta faşizmin alfabesi  gibi... Ama buna mukabil Kürdüm deyip ve dahası Kürtçülük yapıp onların hak ve hukukları diye koca ülkeyi kana boğsanız bile  onun adı ise demokratlık ya da demokrasi arayışı oluyor. Hiç bir literatüre uymayan bu tanımlama sadece Türkiye'ye mahsus zira bu ülkede Kürtçülük Emperyalizmin en önemli argümanı. Açıklıkla söylemeliyiz ki bu ülkede Kürt sorunu falan yok, dahası Başbakan'ın söylediği gibi Kürtlerin sorunları da yok zira  onlar bu ülkenin  ikinci sınıf vatandaşı değil. Peki var olan durum  ne midir? Kürdistan sorunudur. Evet bu ülkede Kürt sorunu değil ama Kürdistan sorusunu var. PKK ve yardakçılarının çeyrek asırdır vuruşması bunun içindir. Bunu görmemek için akıl ve zekadan sorunlu olmak gerekiyor.

MONŞERLER YERİNE SENTETİK MÜCAHİTLER!

Monşerler edebiyatı AKP güruhunun en temel söylemidir. Bu kesimin militanlarına sorsanız diplomat  kadrolarımızın tamamı halktan kopuk seçkincilerdir. Bu takıntılarının tezahürü olsa gerek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu aralar Büyükelçi atamalarını profesyonel kadroların yani Monşer (!) dünyasının dışından yapmaya başladı. Örnek mi istiyorsunuz; Vatikan, Moritanya, Nairobi, Mogadişu ve KKTC'ye yapılan atamalar. Her yerde olabileceği gibi Hariciyemizde de zaman zaman züppeler görülmüştür lakin koskoca bur yapıyı üstelik Türkiye'nin en iyi kurumu ile yetiştirilen kadrolarını bu biçimde algılayıp sunmak ülkeye kötülük yapmakla eş anlamlıdır. Merak ediyorum Hariciye dışından büyükelçi atanan yeni isimler acaba mücahidan takımından mıdır?

KARAYILAN'IN MEKTUBU VE EŞİKTEKİ İSYAN!

PKK'nın Kandil önderi Murat Karayılan'ın Taraf Gazetesi'nden Ahmet Altan'a gönderdiği mektupta şu  ifadeler var: 1) Tayyip Erdoğan Oslo ve Habur süreçlerinde örgütümüz kadroları ile özel temsilcisi aracılığıyla kesin olarak mutabakata varmıştı. 2) Bu mutabakata göre "özerklik, Kürt dilinde eğitim ve Öcalan'ı da kapsayacak genel af" taahüt edilmişti. Evet yayınlanan bu mektup ve de yaşanan Habur süreci ile pek çok sözün verildiği kesin olarak ortadadır. Soruyorum PKK gibi cani bir örgüte böyle bir söz verildikten ve sonrasında ürkülerek patinaj yapıldıktan sonra yapılan malum bölücü eylemlerde PKK gibi onu muhatap alıp müzakere masasına oturtanlar da sorumlu olmaz mı? Her şey ortada... 2002'deki PKK ile 2011'deki PKK aynı mı? Ona bu konumunu bahşeden bu iktidar değil mi? Uyarıyoruz, derhal sıkıyönetim ilan edilmezse Kürt isyanı kapıdadır!