Şanlıurfa'da 'Yeni Anayasa ve İnsan Hakları' panelinde, İstiklal Marşı'na saygısızlık. Yazar Altan Tan, salonda İstiklal Marşı'nın okunmasından rahatsız olduğunu söyledi.
Ekmeğini yedikleri ülkenin bağımsızlığının sembolü olan İstiklal Marşı'nın okunmasından rahatsız olanlar var. Bu arada "sivil anayasa", "demokratik Türkiye" denilirken ne kastedildiğini de anlamış oluyoruz.Şanlıurfa'da Urfa Tanıtımı Derneği tarafından organize edilen 'Yeni Anayasa ve İnsan Hakları' panelinde, İstiklal Marşı krizi oldu. Yazar Altan Tan, panel yapılan salonda İstiklal Marşı'nın okunmasından rahatsız olduğunu kendisini 12 Eylül döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde hissettiğini söyledi.Urfa Tanıtımı Derneği tarafından Şair Nabi Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve yaklaşık 100 kişinin katıldığı panele, Şanlıurfa Barosu'na kayıtlı Avukat Sabri Çepik, Araştırmacı- Yazar Mehmet Metiner, yazar Altan Tan ile yazar Abdülkadir İkbal konuşmacı olarak katıldı. Toplantı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Bu sırada ceketini iliklemeyen yazar Altan Tan, ellerini önden bağlayıp, sağa sola bakarak katılımcılara güldü. Tan, marşın bitişiyle birlikte paneli yöneten Abdülkadir İkbal'den söz istedi. Tan, sivil bir anayasanın tartışıldığı ve belli zorlamalardan sıyrılmanın gerektiği bir dönemde İstiklâl Marşı okunmasından rahatsızlık duyduğunu söyledi. Bu sözler salondan buz gibi hava estirirken Tan konuşmasına şöyle devam etti:"Saygı duruşuyla başladık, arkasından İstiklâl Marşını okuduk. Tam 12 Eylül darbe Anayasasını değiştirmeye çalışırken, bir darbe oldu. Niye oldu onu da bilmiyorum. Biz sivil bir Türkiye istiyoruz. Demokratik(!) bir Türkiye istiyoruz. İnsanların belli kalıplardan, belli diktelerden, belli zorlamalardan sıyrılmasını istiyoruz. Biz resmi ideolojiyi değiştirmeye çalışıyoruz. Resmi ideolojilerin yanlışlarını anlatmaya çalışıyoruz. Burada ben sadece rahatsızlığımı ifade ediyorum. Bu tip uygulamalar çok yanlış şeyler, kendimi bir anda 12 Eylül Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde hissettim. Kimi rahatsız ederse etsin bu durum beni çok rahatsız etti." Avukat Sabri Çepik ise konuşmasında, 1982 Anayasası'nın 26'cı maddesine ilişkin olarak kanunla yasaklanan ana dil maddesini eleştirdi. Dünyanın hiç bir ülkesinde dilin kanunla yasaklanmadığını söyleyen Çepik, bir an önce yeni anayasanın milletin iradesi de göz önüne alınarak hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.Panelde yapılan konuşmalar Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube'ye bağlı polisler tarafından kaydedildi.
Ekmeğini yedikleri ülkenin bağımsızlığının sembolü olan İstiklal Marşı'nın okunmasından rahatsız olanlar var. Bu arada "sivil anayasa", "demokratik Türkiye" denilirken ne kastedildiğini de anlamış oluyoruz.Şanlıurfa'da Urfa Tanıtımı Derneği tarafından organize edilen 'Yeni Anayasa ve İnsan Hakları' panelinde, İstiklal Marşı krizi oldu. Yazar Altan Tan, panel yapılan salonda İstiklal Marşı'nın okunmasından rahatsız olduğunu kendisini 12 Eylül döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde hissettiğini söyledi.Urfa Tanıtımı Derneği tarafından Şair Nabi Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve yaklaşık 100 kişinin katıldığı panele, Şanlıurfa Barosu'na kayıtlı Avukat Sabri Çepik, Araştırmacı- Yazar Mehmet Metiner, yazar Altan Tan ile yazar Abdülkadir İkbal konuşmacı olarak katıldı. Toplantı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Bu sırada ceketini iliklemeyen yazar Altan Tan, ellerini önden bağlayıp, sağa sola bakarak katılımcılara güldü. Tan, marşın bitişiyle birlikte paneli yöneten Abdülkadir İkbal'den söz istedi. Tan, sivil bir anayasanın tartışıldığı ve belli zorlamalardan sıyrılmanın gerektiği bir dönemde İstiklâl Marşı okunmasından rahatsızlık duyduğunu söyledi. Bu sözler salondan buz gibi hava estirirken Tan konuşmasına şöyle devam etti:"Saygı duruşuyla başladık, arkasından İstiklâl Marşını okuduk. Tam 12 Eylül darbe Anayasasını değiştirmeye çalışırken, bir darbe oldu. Niye oldu onu da bilmiyorum. Biz sivil bir Türkiye istiyoruz. Demokratik(!) bir Türkiye istiyoruz. İnsanların belli kalıplardan, belli diktelerden, belli zorlamalardan sıyrılmasını istiyoruz. Biz resmi ideolojiyi değiştirmeye çalışıyoruz. Resmi ideolojilerin yanlışlarını anlatmaya çalışıyoruz. Burada ben sadece rahatsızlığımı ifade ediyorum. Bu tip uygulamalar çok yanlış şeyler, kendimi bir anda 12 Eylül Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde hissettim. Kimi rahatsız ederse etsin bu durum beni çok rahatsız etti." Avukat Sabri Çepik ise konuşmasında, 1982 Anayasası'nın 26'cı maddesine ilişkin olarak kanunla yasaklanan ana dil maddesini eleştirdi. Dünyanın hiç bir ülkesinde dilin kanunla yasaklanmadığını söyleyen Çepik, bir an önce yeni anayasanın milletin iradesi de göz önüne alınarak hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.Panelde yapılan konuşmalar Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube'ye bağlı polisler tarafından kaydedildi.