İthal bakliyat tüketiyoruz
Birleşmiş Milletler 2016 yılını 'Uluslararası Baklagil Yılı' ilan etmişti. Ancak Türkiye, yeterli üretim olmadığı için tüm bakliyat ürünlerinde ithalat yapmak zorunda kalıyor. Tükettiğimiz yeşil mercimeğin yüzde 60'ını, kırmızı mercimeğin ise yüzde 25'ini yurtdışında karşılıyoruz.
11.11.2016 00:00:00
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, dünyada 1.9 milyar insanın aşırı kilolu ya da obez olduğuna işaret ederek, "Buna karşılık 2 milyar insan yetersiz besleniyor. 5 yaş altı 161 milyon çocuk normale göre oldukça kısa boylu, 795 milyon kişi ise sağlıklı bir yaşam sürebilmek için ihtiyacı olan gıdaya ulaşamıyor" dedi.
Yemeklik tane baklagillerin insan beslenmesinde önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Atalık, şu bilgileri verdi: "Dünya Sağlık Örgütü, dengeli bir beslenme için protein alımının yüzde 60'ının bitkisel, yüzde 40'ının ise hayvansal kökenli olmasını tavsiye etmektedir. Ülkemizde bu oran sırasıyla yüzde 80 ve yüzde 20 şeklindedir. Çeşitli nedenlerle hayvansal proteine ulaşamayanlar için baklagiller günlük beslenmede yaşamsal öneme sahiptir."
Marketlerde yerli mercimek bulmak imkânsız
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Bitkisel Üretim 2. Tahmini'ni 28 Ekim 2016 günü yayımladığını hatırlatan Atalık, kuru fasulye üretiminin 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2.1 gerileyerek 230 bin ton, nohut üretiminin ise yüzde 2.2 gerileyerek 450 bin ton olarak gerçekleştiğini belirtti.
Atalık, "Avantajlı bir coğrafyada yer almamıza rağmen, kuru fasulyede kendimize yeterliliğimiz yüzde 80-85, nohutta yüzde 95, kırmızı mercimekte yüzde 75 ve yeşil mercimekte yüzde 40 civarındadır. Marketlerde menşei Türkiye olan mercimek bulabilmek neredeyse olanaksız hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
Ülkemizde halen 4.1 milyon hektar alanın nadasa bırakıldığına işaret eden Atalık, "Tarım politikaları nedeniyle çiftçimiz son 15 yılda 2.6 milyon hektar tarım alanını ekmekten vazgeçmiştir. Atıl durumdaki bu tarım alanlarımızın sadece 600 bin hektarlık kısmını nohut ve mercimek tarımına açmamız durumunda 2016 yılı üretimimizin 2 katına ulaşmak mümkün olacaktır" dedi.
EKONOMİ SERVİSİ
Yemeklik tane baklagillerin insan beslenmesinde önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Atalık, şu bilgileri verdi: "Dünya Sağlık Örgütü, dengeli bir beslenme için protein alımının yüzde 60'ının bitkisel, yüzde 40'ının ise hayvansal kökenli olmasını tavsiye etmektedir. Ülkemizde bu oran sırasıyla yüzde 80 ve yüzde 20 şeklindedir. Çeşitli nedenlerle hayvansal proteine ulaşamayanlar için baklagiller günlük beslenmede yaşamsal öneme sahiptir."
Marketlerde yerli mercimek bulmak imkânsız
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Bitkisel Üretim 2. Tahmini'ni 28 Ekim 2016 günü yayımladığını hatırlatan Atalık, kuru fasulye üretiminin 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2.1 gerileyerek 230 bin ton, nohut üretiminin ise yüzde 2.2 gerileyerek 450 bin ton olarak gerçekleştiğini belirtti.
Atalık, "Avantajlı bir coğrafyada yer almamıza rağmen, kuru fasulyede kendimize yeterliliğimiz yüzde 80-85, nohutta yüzde 95, kırmızı mercimekte yüzde 75 ve yeşil mercimekte yüzde 40 civarındadır. Marketlerde menşei Türkiye olan mercimek bulabilmek neredeyse olanaksız hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
Ülkemizde halen 4.1 milyon hektar alanın nadasa bırakıldığına işaret eden Atalık, "Tarım politikaları nedeniyle çiftçimiz son 15 yılda 2.6 milyon hektar tarım alanını ekmekten vazgeçmiştir. Atıl durumdaki bu tarım alanlarımızın sadece 600 bin hektarlık kısmını nohut ve mercimek tarımına açmamız durumunda 2016 yılı üretimimizin 2 katına ulaşmak mümkün olacaktır" dedi.
EKONOMİ SERVİSİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
