Her şeyi sanal yaşamaya başladık. Özellikle de korana pandemisinden sonra ziyaretlerimizi, iyiliklerimizi, yardımlarımızı kolayca uzaktan yapıveriyoruz artık. Bu durum iyiliklerimizi kolaylaştırması açısından iyi bir durummuş gibi gözükmesine rağmen insan psikolojisi açısından değerlendirdiğimizde hiç de öyle olmadığını biliyoruz.
Yapılan bilimsel araştırmalarda, iyiliğin devamlı hale gelmesi için alan ile veren arasında mutlaka fiziksel temasın gerekli olduğu tespit edilmiştir. Yani yaptığımız iyiliklerin sonuçlarını görmek, iyilik yaptığımız insanların mutluklarını ya da üzüntülerini paylaşmak, yüz ifadelerini, gözyaşlarını görmek ve bu olayı yaşamak gerekiyor.
Hiç görmediğimiz ya da göremeyeceğimiz insanlara sanal âlemde yaptığımız yardımlarda, giysi ve eşyalarımızı toplama kutusuna koyup gönderdiğimizde, zekâtlarımızı, sadakalarımızı, kurbanlarımızı görmediğimiz, bilmediğimiz insanlara sanal âlemden gönderdiğimizde, iyilik olayının etkileşimini yapamadığımız için, olayın mutluluğunu, huzurunu yaşayamamakta, hissedememekteyiz.
Hayatımızın anlam bulduğu, yaşamaya değer hissettiğimiz alanlardan biri, hiç şüphesiz yaptığımız iyilikler sonucu karşımızdaki kişinin gözlerinin parlamasına, yüzünde beliriveren samimi tebessüme şahit olabilmektir. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, iyilik yaptığımızda şifa ve huzur veren, mutluluk veren, insan olduğumuzu hatırlatan duyguları görmeden yaptığımızda kaçırmış oluyoruz. Çocuklarımızın iyi bir insan olmaları için yapacağımız eğitimde, yaptığı yardımın iyiliğin sonucunu mutlaka görmelerini hissetmelerini sağlamalıyız.
Mesela oyuncağını ya da kitaplarını fakir bir çocuğa postadan göndermek yerine, ya da bir yardım kuruluşuna bağışlamak yerine, çocuğun bizzat vereceği kişiyle temas kurması, onun tebessümünü görmesi, mutluluğunu paylaşması gerekmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalarda, yaptığı iyiliklerin sonucunu görmeyenlerin hissetmeyenlerin iyilik olayında kalıcı olmadıklarını göstermiştir.
Her insanın pozitif ya da negatif bir enerjisi vardır. Karşı karşıya gelindiğinde insanların enerjileri birbirini etkiler. Araştırmalar göstermiştir ki, iyilik yapılan ve yapan hatta bu iyiliği seyreden insanlarda mutluluk hormonu serotonin ve güven hormonu oksitosin artmaktadır ve bu hormonlar insanlara pozitif enerji yüklemektedir. Bu hormonların insana yüklediği pozitif enerjinin karşılıklı olarak birbirimize geçmesi ve olayın yayılması için yüz yüze, birebir ilişki şarttır iyilik olayında.
Kişinin mutluluğu için etrafındakilerin de mutlu olması gerekmektedir. Dolayısıyla mutluluk anında insanların birbirine teması şarttır. Bu göz teması olabilir, sarılmalar olabilir, sözün bittiği sadece bir bakışın bile çok şey anlattığı durumlar olabilir. Sanal âlemde bunların hiçbiri yaşanmamakta, sadece sorumluluğumuzu yerine getirmiş biri olarak vicdanımızı rahatlatmaktayız.
Afrika'da çok zor şartlarda ve ağır yaşam koşullarında gönüllü doktorluk yapan bir arkadaşımızın sözleri bu durumu çok iyi anlatmaktadır. Tedavi ettiği ve bir balon verdiği Afrikalı çocuğun sevgiyle mutlulukla muhabbetle gülümsemesini, başka hiçbir olayda yaşayamadığı, sırf bu mutluluğu birebir görmek, yaşamak için bu hizmeti yaptığını söylemişti doktor arkadaşımız.
Avrupa'nın bazı ülkelerinde bu duyguları yaşamak isteyen gönüllü insanlar, hastane yönetiminden izin alarak hastaları ziyaret etmekte ve hastalarla sohbet edip bir ihtiyaçları olup olmadığını sormakta, yapabileceği iyilik varsa onu bizzat görerek, hissederek yapmaktadır. Bu durum, insanlığın ve iyiliğin halen var olduğunu, ölmediğini anlatarak hasta insanlara yaşama isteği ve azmi vermektedir.
Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, mutluluk paylaştıkça artan bir duygudur. İyilik ve mutluluk anında salgılanan hormonlarımızın hastalıklarımızı tedavi edici, iyileştirici etkisi; korku, endişe, depresyon ve anksiyeteyi azaltıcı bir etkisi var. İyilik yaptığı zaman kişinin öz saygısı da artıyor. Ancak bu olayları, uzaktan gönderdiğimiz ne kurbanımızda ne sadaka ve zekâtımızda, ne de başka bir iyiliğimizde bu şekilde yaşayamayız. Bu yüzden yardımlarımızı, iyiliklerimizi yüz yüze yaptığımızda ancak bedenimize ve ruhumuza şifadır.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022