Diyanet İşleri Başkanının 10 Kasım arifesinde Kadir Mısıroğlu'nu resmi kıyafetiyle ziyaret etmesi 'sıradan bir hasta ziyareti' olarak yorumlanamaz.
Zaten AKP dışında bu ziyareti 'sıradan bir hasta ziyareti' olarak değerlendiren, Kadir Mısıroğlu'nu da ilim adamı olarak gören başka hiç kimse yok bu ülkede.
Türkiye'de büyük bir tepkiye neden olacağı belli olan böyle bir ziyaret kararını, Diyanet İşleri Başkanının kendi başına verdiğini de düşünmüyorum.
Halkın büyük bir kısmının sevmediği, nefret ettiği, provokatör olarak gördüğü Atatürk düşmanı, Yunan sevdalısı bir adama Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın resmi bir ziyaret gerçekleştirmesinin bir anlamı olsa gerek!
Ayrıca Atatürk düşmanlığında ısrar etmenin, Atatürk'ü din düşmanı olarak göstermekte ısrarcı olmanın mutlaka bir anlamı ve amacı olmalı!
Bu sorunun cevabını Atatürk'ün hayatına baktığımızda anlıyoruz…
Kadir Mısıroğlu Atatürk'ü şeriat devletini yıkmakla suçluyor. Oysaki ortada bırakın şeriat devletini, devlet yoktu. Ayrıca Osmanlı ne zaman şeriatla yönetilmiş ki! Kundaktaki bebekleri katletmek mi şeriatta var yoksa ülkeyi faiz ve borç batağına batırmak mı? Ya da Düyun-u Umumiye'yi kurup koca Osmanlı'nın ve bir milletin sömürülüp İngilizlere peşkeş çekilmesi mi var şeriatta? Müslüman kadınların ırzına geçilirken Yunan ve İngiliz askerleri için dua etmek mi şeriata uygun? Ya da kula kulluk etmek!..
İşte, Atatürk düşmanlığında ve Atatürk'ü ısrarla din düşmanı göstermekteki asıl neden budur. Yüzyıllık bir İngiliz projesinden bahsediyoruz, görülüyor ki halen devam etmekte…
Bu İngiliz projesi Atatürk'ün sağlığında da vardı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın 10 Kasım'da kaleme aldığı yazısında Atatürk'ün şu sözleri yer alır:
"Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lakayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen Filistin konusunda Peygamberin son arzusunu, yani mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız." (Atatürk'ün 1937'de TBMM'de yaptığı konuşma)
Herkes şu sorunun cevabını vermek zorunda: Peygamberin son arzusunu yerine getirmek için kanını dökmeye hazır olan bir Atatürk'ün dinsiz olması mümkün olabilir mi?
Atatürk, hayatı boyunca Haçlılarla savaşmış bir İslam büyüğü, Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) için kendi kanını dökmekten çekinmeyecek kadar kâmil imana sahip bir mücahittir. Tüm gayesi Türk milletinin İslam'ı doğru bir şekilde öğrenmesi olan, bu uğurda da İslam'a sonradan yerleştirilmiş bidatlerle savaşan büyük bir müçtehit'tir Atatürk.
Bütün bunların yanı sıra Müslümanların sömürülmesine son veren, kula kulluğu ortadan kaldıran, kurduğu devleti hukuk temelleri üzerine oturtan; bilime, sanata ve aydın insana büyük değer veren ve sömürülen tüm devletlere ilham kaynağı olan büyük bir devlet adamıdır.
Bütün bu özellikleri taşıyan başka bir insan tanıdınız mı siz hiç? Bütün bu özellikleri taşıyan insana 'Kutb'ul-Aktab' denmez de ne denir? Nitekim başardığı işler ancak keramet ile izah edilebilir.
Evet, Atatürk Müslüman Türk milletinin kutup yıldızıdır. Ona düşmanlık ise adi bir İngiliz oyunu.
Diyanet İşleri Başkanının Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu'nu ziyaretini bir de böyle okuyun…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022