Kanser vakalarındaki artışın sorumlusu tomografi taramaları mı?
Yeni bir araştırma, bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarının beklenmedik bir sonucu ortaya koydu
02.05.2025 16:22:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Yeni bir araştırma, bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarının beklenmedik bir sonucu ortaya koydu: Mevcut uygulama sıklığı devam ederse, her yıl teşhis edilen tüm yeni kanser vakalarının %5'inden BT taramalarının sorumlu olabileceği tahmin ediliyor. Bu çarpıcı sonuç, tıp dünyasında önemli tartışmaları beraberinde getiriyor.
Yüksek Tarama Sıklığı, Yüksek Risk:
Araştırma ekibi, kapsamlı veri analizleri sonucu 2023 yılında 61,5 milyondan fazla hastanın en az bir kez BT taramasından geçtiğini tahmin etti. Yetişkinler bu taramaların büyük çoğunluğunu (%95,8) oluşturuyor. Bu yüksek tarama sıklığı, BT taramalarının iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmayı beraberinde getirdiği gerçeğiyle birleşince, kanser riskini önemli ölçüde artırıyor.
Tahmini Kanser Vakaları:
Ekibin geliştirdiği model, yılda yaklaşık 103.000 kanser vakasının BT taramalarından kaynaklanabileceğini öngörüyor. Bu rakam, tarama uygulamalarının mevcut seyrinde kalması durumunda, gelecekte daha da artabilecek gibi görünüyor. Çocuklar ve ergenler, BT taramalarının çok daha az kullanılmasına rağmen, bu riskten daha fazla etkileniyor. Ancak, yetişkinlerdeki yüksek tarama oranı, genel risk değerlendirmesinde baskın çıkıyor.
En Yaygın Kanser Türleri:
Araştırmaya göre, BT taramalarıyla ilişkili en yaygın kanser türleri arasında akciğer kanseri, kolon kanseri, meme kanseri, lösemi ve mesane kanseri yer alıyor. Meme kanseri, özellikle kadın hastalarda ikinci en yaygın kanser türü olarak öne çıkıyor. Bu, BT taramalarının farklı organ sistemleri üzerindeki etkilerinin farklılık gösterdiğini gösteriyor.
Tarama Bölgesi ve Risk:
BT taramasının yapıldığı vücut bölgesi de kanser riskini etkiliyor. Araştırmacılar, karın ve pelvis taramalarının diğer bölgelere göre daha fazla kansere yol açtığını öngörüyor. Bu bulgu, tarama uygulamalarının daha seçici ve gerektiğinde yapılması gerektiğini vurguluyor.
Araştırmacılar, mevcut tarama uygulamalarının devam etmesi durumunda, BT ile ilişkili kanser vakalarının yıllık tüm yeni kanser teşhislerinin %5'ini oluşturabileceği sonucuna vardı. Bu, BT taramalarının faydalarının ve risklerinin dikkatlice değerlendirilmesi ve tarama uygulamalarının optimize edilmesi gerektiğini gösteren önemli bir uyarı niteliğinde.
BT taramaları, birçok hastalığın erken teşhisinde hayati önem taşısa da, radyasyon maruziyeti riski göz ardı edilemez. Bu araştırma, BT taramalarının gerekli olduğu durumların daha dikkatli bir şekilde belirlenmesi, gereksiz taramaların önlenmesi ve radyasyon dozunun minimize edilmesi için yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Tıbbi görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler ve daha düşük radyasyon dozu sağlayan alternatif yöntemlerin araştırılması, bu riskleri azaltmak için önemli adımlar olacaktır.
Yüksek Tarama Sıklığı, Yüksek Risk:
Araştırma ekibi, kapsamlı veri analizleri sonucu 2023 yılında 61,5 milyondan fazla hastanın en az bir kez BT taramasından geçtiğini tahmin etti. Yetişkinler bu taramaların büyük çoğunluğunu (%95,8) oluşturuyor. Bu yüksek tarama sıklığı, BT taramalarının iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmayı beraberinde getirdiği gerçeğiyle birleşince, kanser riskini önemli ölçüde artırıyor.
Tahmini Kanser Vakaları:
Ekibin geliştirdiği model, yılda yaklaşık 103.000 kanser vakasının BT taramalarından kaynaklanabileceğini öngörüyor. Bu rakam, tarama uygulamalarının mevcut seyrinde kalması durumunda, gelecekte daha da artabilecek gibi görünüyor. Çocuklar ve ergenler, BT taramalarının çok daha az kullanılmasına rağmen, bu riskten daha fazla etkileniyor. Ancak, yetişkinlerdeki yüksek tarama oranı, genel risk değerlendirmesinde baskın çıkıyor.
En Yaygın Kanser Türleri:
Araştırmaya göre, BT taramalarıyla ilişkili en yaygın kanser türleri arasında akciğer kanseri, kolon kanseri, meme kanseri, lösemi ve mesane kanseri yer alıyor. Meme kanseri, özellikle kadın hastalarda ikinci en yaygın kanser türü olarak öne çıkıyor. Bu, BT taramalarının farklı organ sistemleri üzerindeki etkilerinin farklılık gösterdiğini gösteriyor.
Tarama Bölgesi ve Risk:
BT taramasının yapıldığı vücut bölgesi de kanser riskini etkiliyor. Araştırmacılar, karın ve pelvis taramalarının diğer bölgelere göre daha fazla kansere yol açtığını öngörüyor. Bu bulgu, tarama uygulamalarının daha seçici ve gerektiğinde yapılması gerektiğini vurguluyor.
Araştırmacılar, mevcut tarama uygulamalarının devam etmesi durumunda, BT ile ilişkili kanser vakalarının yıllık tüm yeni kanser teşhislerinin %5'ini oluşturabileceği sonucuna vardı. Bu, BT taramalarının faydalarının ve risklerinin dikkatlice değerlendirilmesi ve tarama uygulamalarının optimize edilmesi gerektiğini gösteren önemli bir uyarı niteliğinde.
BT taramaları, birçok hastalığın erken teşhisinde hayati önem taşısa da, radyasyon maruziyeti riski göz ardı edilemez. Bu araştırma, BT taramalarının gerekli olduğu durumların daha dikkatli bir şekilde belirlenmesi, gereksiz taramaların önlenmesi ve radyasyon dozunun minimize edilmesi için yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Tıbbi görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler ve daha düşük radyasyon dozu sağlayan alternatif yöntemlerin araştırılması, bu riskleri azaltmak için önemli adımlar olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.