2016'nın girmesiyle birlikte zam furyası da peş peşe geldi. İlk zam elektriğe yapıldı. Ardından cep telefonlarından motorlu taşıt vergisine, sigaradan alkollü içeceklere, emlak vergisinden trafik cezalarına kadar pek çok şey ardı ardına zamlandı.
Çarşı pazardaki fiyatlar sürekli yükseliyor. Et fiyatları ateş pahası. Hanımlar tencere kaynatmak için kırk takla atıyorlar.
Asgari ücrete zam yapıldı diye sevinenlerin sevinçleri kursaklarında kalmış oldu. Zamlı ücretler daha çalışanın eline geçmeden verilen zammı kepçeyle geri almaya başladılar bile. Ne anladım ben bu işten!
Sayın Haydar Baş'ın "Bunlar asgari ücreti artıramazlar, artırsalar bile vergilerle, cezalarla, zamlarla verdiklerini milletten fazlasıyla geri alırlar" sözleri hala kulaklarımda çınlıyor.
Bunların "İşte verdiğimiz sözü biz böyle tutarız" diye hava atmalarına aldanmayın. Asgari ücret zammını işverene yaptırdılar. Şimdi de milletin cebine ellerini sokuyorlar. Sanki milletin cebinde para varmış gibi!
Türk-İş'in Aralık 2015 raporuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.385,26 TL. Yani bu rakamın altında maaş alan birinin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi imkânsız?
Ocak ayında yapılan zamlardan sonra açlık sınırı daha da yükselecek. Bu da demek oluyor ki; 1.300 TL asgari ücret alan bir aile reisi, asgari ücrete yapılan sözüm ona iyileştirmeden sonra bile hala karnını doyuramayacak, çocuklarına bakamayacak, insan gibi yaşayamayacak...
Aynı rapora göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı da 4.512 TL. Beyler asgari ücret konusunda sözlerini tutmuşmuş, çok işti! Tekrar ediyorum, ne anladım ben bu işten!
Oysa Sayın Haydar Baş asgari ücreti 5.000 TL yapacak ve bunu işverene ödetmeyecekti. Milletin sırtına zamlar, cezalar, vergiler de yüklemeyecekti. Bu ücreti devletin kaynaklarından karşılayacaktı. Milli Ekonomi Modeli'yle birlikte Sayın Haydar Baş yıllık, 8 trilyon 725 milyar TL gelir kalemi oluşturmuştu. Bu parayla rahat rahat asgari ücret 5.000 TL'ye çıkartılabiliyordu. Fakat maalesef milletimiz 1.300 TL asgari ücreti tercih etti!..
Milletimizin yanlış tercihi neticesinde Rusya pazarını da kaybettik. Daha önce de Libya, Suriye, Irak, Mısır pazarlarını kaybetmiştik. Sürekli olarak ülkemiz gelir kaybına uğruyor. Yok pahasına yapılan özelleştirmeler, yabancılara peşkeş çekilen madenlerimiz sebebiyle gelir kalemi oluşturamayan hükümet, üç kuruş para için devamlı İsrail'e, ABD'ye ve AB'ye taviz vermek zorunda kalıyor. Yaşanan gelişmeler, bunun AKP tarafından bilerek ve isteyerek yapıldığı kanaati oluşmasına neden oluyor.
Ne kadar enteresan ki, bugünlere nasıl geldiğimizi okuyamayan milletimizin siyasi tercihi, her zaman İsrail'in, ABD'nin ve AB'nin işine yarıyor. Kaybeden hep Türkiye ve milletimiz oluyor!
Milletimizin basiretten yoksun özgür iradesi sayesinde Türkiye bugün bölünmeyle karşı karşıya kaldı. Çözüm sürecinin rafa kaldırılmasından buyana 200'ün üzerinde vatan evladımızı kaybettik. On binlerce insanımız yerinden yurdundan göç etti ve göç etmeye hala devam ediyor. Bölge esnafı kepenk açamıyor, iş yapamıyor, iflas ediyor. Çocuklar okullara gidemiyor, sağlık hizmetleri çok zor şartlar altında yürütülüyor?
Türkiye olarak elimizde avucumuzda hiçbir şey kalmadı. Devletin kurumları satıldı, madenlerimiz yabancıların işletmesine sunuldu, topraklarımız para karşılığı el değiştirdi. Bütün bunlara rağmen borçlarımız arttı, iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz çevremizde hiçbir komşumuz kalmadı, itibarımızı da kaybettik?
Ekonomik özgürlüğümüze kavuşmadan, siyasi özgürlüğümüze kavuşmanın yolu yok. Milli Ekonomi Modeli ile Sayın Haydar Baş Türk milletine bunu sağlayacaktı. Fakat her seferinde milletimiz, Türk ekonomisini faiz lobilerine teslim eden AKP'yi tercih etti. Bu yanlış tercihler sayesinde de Türkiye bugün "İsrail'e muhtaç" hale geldi.
Ne diyelim artık! Hadi çocuklar, "Durmak Yok Yola Devam".
Çarşı pazardaki fiyatlar sürekli yükseliyor. Et fiyatları ateş pahası. Hanımlar tencere kaynatmak için kırk takla atıyorlar.
Asgari ücrete zam yapıldı diye sevinenlerin sevinçleri kursaklarında kalmış oldu. Zamlı ücretler daha çalışanın eline geçmeden verilen zammı kepçeyle geri almaya başladılar bile. Ne anladım ben bu işten!
Sayın Haydar Baş'ın "Bunlar asgari ücreti artıramazlar, artırsalar bile vergilerle, cezalarla, zamlarla verdiklerini milletten fazlasıyla geri alırlar" sözleri hala kulaklarımda çınlıyor.
Bunların "İşte verdiğimiz sözü biz böyle tutarız" diye hava atmalarına aldanmayın. Asgari ücret zammını işverene yaptırdılar. Şimdi de milletin cebine ellerini sokuyorlar. Sanki milletin cebinde para varmış gibi!
Türk-İş'in Aralık 2015 raporuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.385,26 TL. Yani bu rakamın altında maaş alan birinin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi imkânsız?
Ocak ayında yapılan zamlardan sonra açlık sınırı daha da yükselecek. Bu da demek oluyor ki; 1.300 TL asgari ücret alan bir aile reisi, asgari ücrete yapılan sözüm ona iyileştirmeden sonra bile hala karnını doyuramayacak, çocuklarına bakamayacak, insan gibi yaşayamayacak...
Aynı rapora göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı da 4.512 TL. Beyler asgari ücret konusunda sözlerini tutmuşmuş, çok işti! Tekrar ediyorum, ne anladım ben bu işten!
Oysa Sayın Haydar Baş asgari ücreti 5.000 TL yapacak ve bunu işverene ödetmeyecekti. Milletin sırtına zamlar, cezalar, vergiler de yüklemeyecekti. Bu ücreti devletin kaynaklarından karşılayacaktı. Milli Ekonomi Modeli'yle birlikte Sayın Haydar Baş yıllık, 8 trilyon 725 milyar TL gelir kalemi oluşturmuştu. Bu parayla rahat rahat asgari ücret 5.000 TL'ye çıkartılabiliyordu. Fakat maalesef milletimiz 1.300 TL asgari ücreti tercih etti!..
Milletimizin yanlış tercihi neticesinde Rusya pazarını da kaybettik. Daha önce de Libya, Suriye, Irak, Mısır pazarlarını kaybetmiştik. Sürekli olarak ülkemiz gelir kaybına uğruyor. Yok pahasına yapılan özelleştirmeler, yabancılara peşkeş çekilen madenlerimiz sebebiyle gelir kalemi oluşturamayan hükümet, üç kuruş para için devamlı İsrail'e, ABD'ye ve AB'ye taviz vermek zorunda kalıyor. Yaşanan gelişmeler, bunun AKP tarafından bilerek ve isteyerek yapıldığı kanaati oluşmasına neden oluyor.
Ne kadar enteresan ki, bugünlere nasıl geldiğimizi okuyamayan milletimizin siyasi tercihi, her zaman İsrail'in, ABD'nin ve AB'nin işine yarıyor. Kaybeden hep Türkiye ve milletimiz oluyor!
Milletimizin basiretten yoksun özgür iradesi sayesinde Türkiye bugün bölünmeyle karşı karşıya kaldı. Çözüm sürecinin rafa kaldırılmasından buyana 200'ün üzerinde vatan evladımızı kaybettik. On binlerce insanımız yerinden yurdundan göç etti ve göç etmeye hala devam ediyor. Bölge esnafı kepenk açamıyor, iş yapamıyor, iflas ediyor. Çocuklar okullara gidemiyor, sağlık hizmetleri çok zor şartlar altında yürütülüyor?
Türkiye olarak elimizde avucumuzda hiçbir şey kalmadı. Devletin kurumları satıldı, madenlerimiz yabancıların işletmesine sunuldu, topraklarımız para karşılığı el değiştirdi. Bütün bunlara rağmen borçlarımız arttı, iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz çevremizde hiçbir komşumuz kalmadı, itibarımızı da kaybettik?
Ekonomik özgürlüğümüze kavuşmadan, siyasi özgürlüğümüze kavuşmanın yolu yok. Milli Ekonomi Modeli ile Sayın Haydar Baş Türk milletine bunu sağlayacaktı. Fakat her seferinde milletimiz, Türk ekonomisini faiz lobilerine teslim eden AKP'yi tercih etti. Bu yanlış tercihler sayesinde de Türkiye bugün "İsrail'e muhtaç" hale geldi.
Ne diyelim artık! Hadi çocuklar, "Durmak Yok Yola Devam".
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022