1 Kasım 2015 seçimleri kaybedenlerin zaferi olarak tarihe geçti.
İşçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, dulu, yetimi, engellisi, ev hanımı, öğrencisi, esnafı, tüccarı, askeri, sivili, Alevi'si, Sünni'si, Türk'ü, Kürdü topyekun bir millet kaybetti.
Davul, zurna eşliğinde oynaya oynaya kayıplarını kutladılar.
Havaya havai fişekler atarak, zafer kanmış bir edayla kayıplarını kutladı koca bir millet.
Eh, ne diyelim hayırlı olsun o zaman...
İşçi kaybetti çünkü Milli Ekonomi Modeli'yle birlikte eline en az 5 bin lira maaş geçecekti. Ayrıca işsizlik diye bir sorun da kalmayacaktı. Adam gibi çalışacak, insan gibi yaşayacaktı. Evinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek, çocuklarının istekleri karşısında başını öne eğmeyecekti.
Çiftçi de kaybetti. Milli Ekonomi Modeli'yle çiftçi, ürününü daha toprağa ekmeden yarı parasını peşin alacaktı. Kalanını ürününü teslim ettiğinde alacaktı. Devlet, çiftçinin ürününe alım garantisi verecekti. Ürünlerin fiyatını çiftçi kendisi belirleyecekti. Tarımı desteklemek için ilk 5 yıl çiftçinin tüm masrafları devlet tarafından karşılanacaktı.
Yoksulluk sınırının 4 bin 500 lira olduğu Türkiye'de, yoksulluk sınırının altında maaşa talim eden memurlar da kaybetti.
Bir dokunduğumuzda bin ah işittiğimiz emekliler de güle oynaya kayıplarını kutladılar. Aldıkları komik emekli maaşlarıyla geçinmeye çalışan 10 milyonun üzerindeki emekli, Milli Ekonomi Modeli'yle birlikte eline geçecek 5 bin lira maaşı elinin tersiyle itti.
Dullara, yetimlere, engellilere Milli Ekonomi Modeli sayesinde insan gibi yaşayacakları bir maaş bağlanacaktı. Fakat siyasi çekişmelere kendilerini kaptırıp sürünmeyi tercih ettiler.
Ev hanımları bin 500 lira maaş alacaktı. Evinin işçisi olduğu için bu maaşı onun hakkı olarak görüyordu Milli Ekonomi Modeli. Aynı zamanda işçi statüsüne alınacak ve emekli olma hakkı tanınacaktı. Ev hanımları pazara gittiğinde tezgahlara bakıp bakıp geri dönmeyecekti. Tenceresini kaynatacak ve ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekti. Fakat ev hanımları da parasızlığı ve alış verişini yapamadan pazardan geri dönmeyi tercih etti.
Öğrenciler ise sınavsız üniversiteyi, parasız okumayı, eşit eğitim hakkını ellerinin tersiyle ittiler. Mezun olduktan sonra iş garantisini istemeyip, yıllarca işsiz kalmayı yeğlediler.
Asgari ücretin 5 bin lira olduğu, her Türk vatandaşının bin lira vatandaşlık maaşı aldığı, her ev hanımının bin 500 lira ev hanımı maaşı aldığı bir ortamda esnaf, malını rahatlıkla satacaktı. İş yapmaktan başını kaşıyacak vakti bile olmayacaktı. Esnaf, 100 bin liranın altındaki kazanca vergi vermeyecekti. Bankalara gidip kredi almak için yalvarmayacaktı. Fakat esnafımız sinek avlamayı ve icra tebligatlarını tercih etti.
Doğusundan batısına kadar her ailenin evine en az 7 bin 500 lira para girecekti. Herkesin çalıştığı, ürettiği bir Türkiye inşa edilecekti. Böyle bir ortamda kimse dağa çıkmayacak, eşkıyalık peşinde koşmayacaktı. Terör kendiliğinden son bulacaktı. Fakat askerimiz de bu fırsatı tepti ve hem kendisinin hem de milletin can güvenliğini tehlikeye attı.
Alevi vatandaşlarımız da kaybedenler kulübünde yerini aldı. Cemevleri ibadethane statüsüne alınacak, devlet tarafından kendilerine cemevi yapmaları için bedava arazi verilecekti. Alevi dedelerine maaş bağlanacaktı. Ehl-i Beyt üniversitesi, BTP iktidarında kurulacaktı. Hepsinden önemlisi Aleviler herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmayacak her türlü haklarını doya doya yaşayabileceklerdi.
Evet, Türk milleti bütün bu kayıplarını davul, zurna çalarak kutladı.
Başkanlık sisteminin ne olduğunu bile bilmeden başkanlık sistemini onayladı.
Madenlerimizin yabancılara peşkeş çekilmesine rıza gösterdi.
Ortadoğu'da Müslüman kanının akıtılmasının devam etmesini istedi.
Hacılarımız, hocalarımız faizsiz Milli Ekonomi Modeli yerine, faizli sistem olan kapitalizmin sürmesi için sandık başına gitti, oy verdi.
Yani, kaybeden topyekun millet oldu!
Bu seçim, kaybedenlerin zaferi olarak tarihe geçti.
İşçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, dulu, yetimi, engellisi, ev hanımı, öğrencisi, esnafı, tüccarı, askeri, sivili, Alevi'si, Sünni'si, Türk'ü, Kürdü topyekun bir millet kaybetti.
Davul, zurna eşliğinde oynaya oynaya kayıplarını kutladılar.
Havaya havai fişekler atarak, zafer kanmış bir edayla kayıplarını kutladı koca bir millet.
Eh, ne diyelim hayırlı olsun o zaman...
İşçi kaybetti çünkü Milli Ekonomi Modeli'yle birlikte eline en az 5 bin lira maaş geçecekti. Ayrıca işsizlik diye bir sorun da kalmayacaktı. Adam gibi çalışacak, insan gibi yaşayacaktı. Evinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek, çocuklarının istekleri karşısında başını öne eğmeyecekti.
Çiftçi de kaybetti. Milli Ekonomi Modeli'yle çiftçi, ürününü daha toprağa ekmeden yarı parasını peşin alacaktı. Kalanını ürününü teslim ettiğinde alacaktı. Devlet, çiftçinin ürününe alım garantisi verecekti. Ürünlerin fiyatını çiftçi kendisi belirleyecekti. Tarımı desteklemek için ilk 5 yıl çiftçinin tüm masrafları devlet tarafından karşılanacaktı.
Yoksulluk sınırının 4 bin 500 lira olduğu Türkiye'de, yoksulluk sınırının altında maaşa talim eden memurlar da kaybetti.
Bir dokunduğumuzda bin ah işittiğimiz emekliler de güle oynaya kayıplarını kutladılar. Aldıkları komik emekli maaşlarıyla geçinmeye çalışan 10 milyonun üzerindeki emekli, Milli Ekonomi Modeli'yle birlikte eline geçecek 5 bin lira maaşı elinin tersiyle itti.
Dullara, yetimlere, engellilere Milli Ekonomi Modeli sayesinde insan gibi yaşayacakları bir maaş bağlanacaktı. Fakat siyasi çekişmelere kendilerini kaptırıp sürünmeyi tercih ettiler.
Ev hanımları bin 500 lira maaş alacaktı. Evinin işçisi olduğu için bu maaşı onun hakkı olarak görüyordu Milli Ekonomi Modeli. Aynı zamanda işçi statüsüne alınacak ve emekli olma hakkı tanınacaktı. Ev hanımları pazara gittiğinde tezgahlara bakıp bakıp geri dönmeyecekti. Tenceresini kaynatacak ve ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekti. Fakat ev hanımları da parasızlığı ve alış verişini yapamadan pazardan geri dönmeyi tercih etti.
Öğrenciler ise sınavsız üniversiteyi, parasız okumayı, eşit eğitim hakkını ellerinin tersiyle ittiler. Mezun olduktan sonra iş garantisini istemeyip, yıllarca işsiz kalmayı yeğlediler.
Asgari ücretin 5 bin lira olduğu, her Türk vatandaşının bin lira vatandaşlık maaşı aldığı, her ev hanımının bin 500 lira ev hanımı maaşı aldığı bir ortamda esnaf, malını rahatlıkla satacaktı. İş yapmaktan başını kaşıyacak vakti bile olmayacaktı. Esnaf, 100 bin liranın altındaki kazanca vergi vermeyecekti. Bankalara gidip kredi almak için yalvarmayacaktı. Fakat esnafımız sinek avlamayı ve icra tebligatlarını tercih etti.
Doğusundan batısına kadar her ailenin evine en az 7 bin 500 lira para girecekti. Herkesin çalıştığı, ürettiği bir Türkiye inşa edilecekti. Böyle bir ortamda kimse dağa çıkmayacak, eşkıyalık peşinde koşmayacaktı. Terör kendiliğinden son bulacaktı. Fakat askerimiz de bu fırsatı tepti ve hem kendisinin hem de milletin can güvenliğini tehlikeye attı.
Alevi vatandaşlarımız da kaybedenler kulübünde yerini aldı. Cemevleri ibadethane statüsüne alınacak, devlet tarafından kendilerine cemevi yapmaları için bedava arazi verilecekti. Alevi dedelerine maaş bağlanacaktı. Ehl-i Beyt üniversitesi, BTP iktidarında kurulacaktı. Hepsinden önemlisi Aleviler herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmayacak her türlü haklarını doya doya yaşayabileceklerdi.
Evet, Türk milleti bütün bu kayıplarını davul, zurna çalarak kutladı.
Başkanlık sisteminin ne olduğunu bile bilmeden başkanlık sistemini onayladı.
Madenlerimizin yabancılara peşkeş çekilmesine rıza gösterdi.
Ortadoğu'da Müslüman kanının akıtılmasının devam etmesini istedi.
Hacılarımız, hocalarımız faizsiz Milli Ekonomi Modeli yerine, faizli sistem olan kapitalizmin sürmesi için sandık başına gitti, oy verdi.
Yani, kaybeden topyekun millet oldu!
Bu seçim, kaybedenlerin zaferi olarak tarihe geçti.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022