Kayıp Malezya uçağı için aramalar yeniden başlıyor

Havacılık tarihinin en büyük gizemlerinden biri olan Malaysia Airlines Flight 370'in (MH370) arama operasyonları yeniden başladı. 2014 yılında kaybolan uçak, 239 kişiyi taşıyordu ve bugüne kadar net bir iz bulunamadı. Malezya hükümetinin kararıyla 30 Aralık'ta derin deniz aramaları resumption, umutları canlandırırken, aynı zamanda teknolojik ve lojistik zorlukları gündeme getirdi.

Gizemli bir bir şekilde kayboldu

MH370, 8 Mart 2014'te Kuala Lumpur'dan Pekin'e giderken radarlardan kayboldu. Uçak, Güney Hint Okyanusu'na yöneldiği düşünülen bir rota izledi, ancak enkazın büyük kısmı hala bulunamadı.

İlk aramalar, Avustralya liderliğinde 120 bin kilometrekarelik bir alanı kapsadı ve 2017'de resmi olarak sona erdi. Ocean Infinity gibi özel firmalar, "no find, no fee" modeliyle 2018'de kısa bir arama yaptı, ancak sonuçsuz kaldı. Bu süreçte, Reunion Adası'nda bulunan kanat parçası gibi sınırlı deliller, uçağın okyanusa düştüğünü doğruladı. Yıllar boyu komplo teorileri, pilot intiharı iddiaları ve uydu verileri tartışıldı, ancak somut kanıt eksikliği aileleri umutsuz bıraktı.

Arama yeniden başlıyor

Malezya Ulaştırma Bakanlığı, 3 Aralık'ta yaptığı açıklamada, aramanın 30 Aralık 2025'te resumption edileceğini duyurdu. Bu karar, Ocean Infinity firmasıyla imzalanan sözleşmeye dayanıyor. Firma, gelişmiş otonom denizaltı araçları ve sonar teknolojileri kullanacak.

Arama alanı, önceki verilere göre Güney Hint Okyanusu'nun belirli bir bölgesinde yoğunlaşacak. Bakanlık, maliyetin büyük kısmının başarıya bağlı ödeneceğini belirtti, bu da "no find, no fee" (bulunamazsa ücret alınmaz) yaklaşımını sürdürüyor. Aileler, bu haberi memnuniyetle karşıladı; bazı temsilciler, teknolojideki ilerlemelerin (örneğin, AI destekli veri analizi) başarı şansını artıracağını ifade etti. Ancak, arama süresi ve kapsamı henüz netleşmedi.

Neden şimdi?

Aramanın yeniden başlamasının nedeni, kısmen siyasi baskılar. Malezya hükümeti, 11 yıllık belirsizliğin aileler üzerindeki etkisini kabul ediyor. Ayrıca, 2025'te küresel havacılık güvenliği standartlarının sıkılaşması, eski vakaların yeniden incelenmesini teşvik ediyor. Teknolojik ilerlemeler de önemli bir etken. Ocean Infinity'nin yeni nesil robotik araçları, daha derin ve geniş alanları tarayabiliyor.

Pandemi sonrası dönemde, uluslararası işbirliği artmış durumda; Avustralya ve Çin gibi ülkeler desteklerini yeniledi. Ekonomik olarak, arama maliyetleri düşmüş olsa da, başarısızlık halinde prestij kaybı riski var. Komplo teorileri ise sosyal medyada yeniden alevlendi, bazıları hükümetin gizli bilgileri sakladığını iddia ediyor.

Beklentiler ve zorluklar

Beklentiler yüksek. Bulunması halinde, uçuş güvenliği için önemli dersler çıkarılabilir, örneğin gerçek zamanlı takip sistemleri. Aileler için kapanış sağlayabilir. Ancak zorluklar da büyük. Okyanusun derinliği (4-6 km), akıntılar ve enkaz dağılımı aramayı karmaşıklaştırıyor. Hava koşullarının Aralık ayında zorlayıcı olması, operasyonları geciktirebilir.

Ayrıca, eğer enkaz bulunursa, adli inceleme ve uluslararası anlaşmazlıklar gündeme gelebilir. Uzmanlar, başarı oranını yüzde 30-50 olarak tahmin ediyor, ancak teknolojinin evrimi umut verici.