Kayseri'deki Selçuklu imzası Sahabiye Medresesi
Kayseri Sahabiye Medresesi, sadece bir eğitim kurumu olmanın ötesinde, Kayseri'nin tarihsel dokusunun önemli bir parçasıdır. Hem mimari hem de tarihi açıdan zengin bir geçmişe sahip olan bu yapı, günümüzde Kayseri'nin kültürel ve turistik değerlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Hem eski hem de modern Kayseri’yi birleştiren bu medrese, şehrin geçmişini keşfetmek isteyenlere derin bir tarih yolculuğu sunmaktadır.
30.11.2024 12:35:00
Bülent Tapıcı
Bülent Tapıcı





Kayseri şehir merkezinde yer alan Sahabiye medresesi Selçuklu dönemine kadar uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Medrese, adını içinde yer alan ve halk arasında sıkça kullanılan "Sahabiye" kelimesinden alır, ancak bu ismin kökeni tam olarak netleşmemiştir.
Sahabiye Medresesi, Selçuklu döneminin sonlarına doğru inşa edilmiştir ve 1267 yılında Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus'un veziri olan Sahip Ata Fahreddin Ali'nin isteğiyle yapıldığı kabul edilmektedir. Bu dönemde, Kayseri şehir olarak önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmanın yanı sıra, bilimsel ve dini çalışmaların yapıldığı bir şehir olarak öne çıkıyordu. Kayseri, mimari açıdan da bu dönemin izlerini taşıyan yapılarla donatılmıştır ve Sahabiye Medresesi, bu yapılar arasında en dikkat çekici olanlardan biridir.
Medrese, dönemin tipik Selçuklu yapılarından izler taşır; klasik Selçuklu taş işçiliği ve zarif geometrik süslemeleriyle dikkat çeker. Yapının inşa malzemesi olarak genellikle taş ve tuğla kullanılmıştır. İç ve dış mekandaki işçilik, zamanının ötesinde bir zarafet sergileyerek, mimarinin estetik yönünü ön plana çıkarır.
Sahabiye Medresesi, tipik bir medrese planına sahip olup, açık avlu etrafında yer alan odalar ve dersliklerden oluşur. Avlu, öğrencilerin ders dışı vakitlerinde dinlenebileceği ve sosyal ilişkiler kurabileceği bir alan olarak tasarlanmıştır. Yapının merkezinde yer alan büyük bir derslik, medresenin ana işlevi olan eğitim faaliyetlerine hizmet etmekteydi. Çeşitli bilim dallarının okutulduğu bu mekânlar, özellikle dini ilimler üzerine yoğunlaşmıştı. Bunun yanı sıra, medreseye bağlı bir kütüphane de bulunuyordu.
Medresenin dikkat çeken özelliklerinden biri, sundurma şeklinde yapılmış olan cephesi ve bu cephedeki taş işçiliğidir. Binanın duvarları ve pencereleri, Selçuklu dönemi taş işçiliğinin zarif örneklerini sunar. Cephenin üzerindeki süslemeler, dini motifler ve geometrik şekillerle bezenmiştir.
Selçuklu döneminde medreseler, sadece dini eğitim kurumları değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel merkezlerdi. Sahabiye Medresesi de bu misyonu taşımakta, farklı bilim dallarında eğitim verilmekteydi. Osmanlı dönemine kadar varlığını sürdüren bu medrese, zaman içinde çeşitli eğitim ve dini faaliyetlere ev sahipliği yapmıştır. Sahabiye Medresesi'nde dini ilimler, felsefe, astronomi ve matematik gibi farklı alanlarda eğitimler verilmiştir.
Sahabiye Medresesi, yalnızca bir eğitim kurumu olarak değil, aynı zamanda sosyal hayatın da önemli bir parçasıydı. Öğrenciler burada hem dini hem de sosyal hayatta birbirleriyle etkileşime girerek toplumda önemli bir rol oynamaktaydılar.
Tarihi boyunca birçok kez restore edilen Sahabiye Medresesi, zaman içinde çeşitli zararlar görmüş ve günümüze kadar bazı kısımları tahrip olmuştur. Ancak, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan restorasyon çalışmaları ile medrese, hem tarihsel değerini korumuş hem de turizme kazandırılmıştır.
Günümüzde, Sahabiye Medresesi hem turistlerin ilgisini çeken bir mekan hem de şehrin kültürel yaşamında önemli bir yere sahiptir. Medrese, turistler ve araştırmacılar tarafından sıklıkla ziyaret edilmekte ve Selçuklu döneminin mimarisi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Medrese çevresinde düzenlenen çeşitli kültürel etkinlikler de, yapının tarihsel kimliğini modern zamanla birleştirerek yeni bir anlam kazanmasına olanak tanımaktadır.
Sahabiye Medresesi, Selçuklu döneminin sonlarına doğru inşa edilmiştir ve 1267 yılında Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus'un veziri olan Sahip Ata Fahreddin Ali'nin isteğiyle yapıldığı kabul edilmektedir. Bu dönemde, Kayseri şehir olarak önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmanın yanı sıra, bilimsel ve dini çalışmaların yapıldığı bir şehir olarak öne çıkıyordu. Kayseri, mimari açıdan da bu dönemin izlerini taşıyan yapılarla donatılmıştır ve Sahabiye Medresesi, bu yapılar arasında en dikkat çekici olanlardan biridir.
Medrese, dönemin tipik Selçuklu yapılarından izler taşır; klasik Selçuklu taş işçiliği ve zarif geometrik süslemeleriyle dikkat çeker. Yapının inşa malzemesi olarak genellikle taş ve tuğla kullanılmıştır. İç ve dış mekandaki işçilik, zamanının ötesinde bir zarafet sergileyerek, mimarinin estetik yönünü ön plana çıkarır.
Sahabiye Medresesi, tipik bir medrese planına sahip olup, açık avlu etrafında yer alan odalar ve dersliklerden oluşur. Avlu, öğrencilerin ders dışı vakitlerinde dinlenebileceği ve sosyal ilişkiler kurabileceği bir alan olarak tasarlanmıştır. Yapının merkezinde yer alan büyük bir derslik, medresenin ana işlevi olan eğitim faaliyetlerine hizmet etmekteydi. Çeşitli bilim dallarının okutulduğu bu mekânlar, özellikle dini ilimler üzerine yoğunlaşmıştı. Bunun yanı sıra, medreseye bağlı bir kütüphane de bulunuyordu.
Medresenin dikkat çeken özelliklerinden biri, sundurma şeklinde yapılmış olan cephesi ve bu cephedeki taş işçiliğidir. Binanın duvarları ve pencereleri, Selçuklu dönemi taş işçiliğinin zarif örneklerini sunar. Cephenin üzerindeki süslemeler, dini motifler ve geometrik şekillerle bezenmiştir.
Selçuklu döneminde medreseler, sadece dini eğitim kurumları değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel merkezlerdi. Sahabiye Medresesi de bu misyonu taşımakta, farklı bilim dallarında eğitim verilmekteydi. Osmanlı dönemine kadar varlığını sürdüren bu medrese, zaman içinde çeşitli eğitim ve dini faaliyetlere ev sahipliği yapmıştır. Sahabiye Medresesi'nde dini ilimler, felsefe, astronomi ve matematik gibi farklı alanlarda eğitimler verilmiştir.
Sahabiye Medresesi, yalnızca bir eğitim kurumu olarak değil, aynı zamanda sosyal hayatın da önemli bir parçasıydı. Öğrenciler burada hem dini hem de sosyal hayatta birbirleriyle etkileşime girerek toplumda önemli bir rol oynamaktaydılar.
Tarihi boyunca birçok kez restore edilen Sahabiye Medresesi, zaman içinde çeşitli zararlar görmüş ve günümüze kadar bazı kısımları tahrip olmuştur. Ancak, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan restorasyon çalışmaları ile medrese, hem tarihsel değerini korumuş hem de turizme kazandırılmıştır.
Günümüzde, Sahabiye Medresesi hem turistlerin ilgisini çeken bir mekan hem de şehrin kültürel yaşamında önemli bir yere sahiptir. Medrese, turistler ve araştırmacılar tarafından sıklıkla ziyaret edilmekte ve Selçuklu döneminin mimarisi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Medrese çevresinde düzenlenen çeşitli kültürel etkinlikler de, yapının tarihsel kimliğini modern zamanla birleştirerek yeni bir anlam kazanmasına olanak tanımaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.