İnsan, sahip olduğu güzelliklerin gerçek değerini, ancak onları kaybettikten sonra anlayabiliyor..! Tabii, ne kadar iyi anlamış olursak olalım, ne kadar iyi idrak etmiş olursak olalım, hatta ne kadar pişman olursak olalım, kaybedilenler maalesef geri gelmemektedir; "Kazanmak zor, kaybetmek kolaydır". Kaybettiklerimiz ne kadar zor kazanılmış kıymetlerse, yokluğunun acısı da o kadar büyük olmaktadır...Vatan, bayrak, din, devlet, namus, onur? işte bu bahsettiğimiz "kazanılması çok zor değerler" cümlesindendir. Bu değerler; uğruna sadece canlar verilerek kazanılmış değerler değildir. Bu değerler, yalnızca kanların oluk oluk akıtılmasıyla ve düşmana karşı olağanüstü mücadele verilmesiyle de elde edilmiş değerler değildir. Evet, geçmişte atalarımız, kahraman ordularımız bu değerleri kazanmak için savaşmışlar, kanlarını dökmüşler, canlarını feda etmişlerdir ancak; onları muzafferiyete götüren asıl etken, taşıdıkları "yüksek medeniyet kaynakları ve maneviyatları" olmuştur.Ceddimizin damarlarında dolaşan kan asildi, şerefliydi, çünkü sonsuz bir imanla besleniyordu. O feda ettikleri canları bizimkinden farklıydı, azizdi, yüceydi; çünkü onlar Allah korkusuyla ve Peygamber sevgisiyle canlarına can katmışlardı. Bizim atalarımız onurlu insanlardı. Tarihlerine ve millî hâtıralarına son derece bağlıydılar. İzzet-i nefis sahibiydiler. Düşmanın önünde asla el pençe durmaz, ecnebiye boyun bükmezlerdi. Namus için yaşarlardı. Milli hisleri kuvvetliydi. Allah'ın adaletini hakim kılmak için savaşır, din-i İslam'a hizmet için çalışırlardı. Türk Milleti olarak geçmişte, "kazanan millet" olma bahtiyarlığına işte bu kimliğimizden ötürü erişmişizdir.Bugün, o şanlı ecdadın torunları olarak bizler, kendi öz kimliğimizden her geçen gün biraz daha uzaklaştıkça, farkında mıyız bilemiyorum ama, o "kazanılması zor, telafi edilmesi mümkün olmayan değerlerimizden de bir şeyleri yitirmekteyiz.".Geriye dönüp baksak ve sadece yakın tarihimizde kaybettiklerimizi bir düşünsek, belki bir nebze gaflet uykusundan uyanacağız ama; o fikir, o şuur, o hassasiyet, o benlik, o samimiyet, o ruh, o yürek kalmamış toplumda..!Vatan toprakları karış karış ecnebiye satılıyor, yüreklerimiz sızlamıyor. Devletin en önemli kurumları özelleştirme adı altında yabancılara devrediliyor, ciğerimiz yanmıyor. Türk ekonomisi yabancı sermayeye teslim edilmiş, umursamıyoruz. Kültür ve medeniyet dinamiklerimiz baltalanıyor, sesimiz soluğumuz çıkmıyor.Adaletimiz, siyasetimiz, cumhuriyetimiz ecnebi boyunduruğu altında ama; görecek göz, duyacak kulak, anlayacak akıl, hissedecek gönül gerek? Tarih gerek, şuur gerek, vefa gerek?Evet vefa gerek. Millet olarak, "zararın neresinden dönülürse kârdır" diye düşünüp maddi ve manevi zenginliklerimize sahip çıkmak, en azından atalarımızdan bizlere miras olan bu memleket için bir vefa borcumuzdur?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Oğuz Köroğlu / diğer yazıları
- Nereden geldiğini unutma ki Nereye gideceğini unutmayasın / 22.01.2012
- İmam Hüseyin'in şehadetine ağlamak / 06.12.2011
- "Ben Kerbelâ şehidiyim" / 05.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 04.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 02.12.2011
- Türk Milleti'ne açık mektup / 11.06.2011
- Milli Ekonomi Modeli mutlaka meclise girmeli / 10.06.2011
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri iktidar olmalıdır / 09.06.2011
- Baba devlete giden yol: Milli Ekonomi Modeli / 08.06.2011
- Küresel oyunları bozacak tek lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 04.06.2011
- İmam Hüseyin'in şehadetine ağlamak / 06.12.2011
- "Ben Kerbelâ şehidiyim" / 05.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 04.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 02.12.2011
- Türk Milleti'ne açık mektup / 11.06.2011
- Milli Ekonomi Modeli mutlaka meclise girmeli / 10.06.2011
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri iktidar olmalıdır / 09.06.2011
- Baba devlete giden yol: Milli Ekonomi Modeli / 08.06.2011
- Küresel oyunları bozacak tek lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 04.06.2011