Kendime ettiğim işkencelerimle açmazlardayım!
Hani, sevdikleri üzülmesin diye hastayken inlemekten utanır ya insan, erkekçe!
Hani, kendisi çölde susuz yanarken yutkunan yavrusuna son suyunu verir ya insan, anaca!
Hani, ateşin yakacağını bile bile çocuğunu kurtarmak için yangına dalar ya insan, babaca!
Hani, millet yaşasın, devlet ebed-müddet sürsün diye bile bile ölüme atlar ya insan, Türk'çe!
Hani, silaha göğsünü gererek, kahpenin gözlerine baka baka siper olur ya insan, ülküdaşça!
Hani, âlim maskeli zâlimlere kafa tutmak için insan bilmezliğe yatar ya bazen câhilce!
Hani, yüzme bilmeden suya atlar ya insan sevdiğini kurtarmak için cankurtaranca!
O hallerdeyim!
Açmazlardayım kendime firârımda!
Cânımı yine cânan bildiklerimin acıtmasına göz yumdum!
Nasırıma yine benim zannettiklerim bastılar pervâsızca, acımasızca!
İnlersem dostlar üzülecek! İnlemesem nasırıma basana bir tokat vurmalıyım! Vurursam "Hoca n'aptın?" sorusuna cevabım yok! Açmazlardayım!
Yine gönlüme firârdayım yalnızca ve yine kendimin sürek avımdayım acımasızca!
Aklı yendiğini zanneden kurnazlarla birlikteliktense aptallığı bilerek kabullenen -mağlûp- akıllı dostlarımı incinmekten koruma gayretindeyim!
Zordayım! Açmazlardayım!
Hani, insan küfretmeğe niyetlenir, günahkâr olmamak için yutkunur ya dervişçe!
Hani, insan yumruğunu sıkar tam vuracakken kıyamaz, duvara toslar ya sarhoşça!
Hani, dostlarını incitmektense belânın üstüne üstüne saldırır ya insan, belâca!
Hani, bildiğini söyleyip çoğunluğu hayal kırıklığına uğratmaktansa acı gerçeği kendine saklar ya insan, sırdaşça!
Hani, insan sahte kahramanlara kahraman iltifatı gösteren samîmilere kıyamaz, döner gider ya dişlerini gıcırdata gıcırdata korkakça!
Hani, bazen tek bir bakışla tarar ya dört yanını insan, mitralyözce!
Hani, insan gözbebeği pislik görüp lekelenmesin diye kapatır ya bazen gözlerini ürkekçe!
Ve hani insan bazen kafa tutar ya Azrail'e Deli Dumrulca!
O hallerdeyim!
Kendime firârımda açmazlardayım!
Nârâ atasım var; delice, velîce, dervişçe, alpçe, erence, şehîtçe!
Tekbîr getiresim var Türk'çe!
"Allahüekber!" deyip "Ya Allah! Bismillah!"larla kilise kurdelâsı kesenleri alkışlayanların suratlarına yapıştırasım var Türk silme sillesini!
Patlatasım var Osmanlı tokatını enselerine!
Erzurum'da yeniden emrine giresim var Kuva-yı Milliye'nin, Kâzım Karabekir'ce!
Dağlara çıkasım var yeniden Demirci Efe'ce!
Yeniden ölesim-öldüresim var "... vatanın müdafaâsı ve İslâmiyet’in muhafazası için Türkçe konuşan hamiyyetli ahâlimiz"ce!
Aynanın karşısına geçip aynadaki yüze tüküresim var!
Aynadakine kıyamam, aynadaki de tüküremez, tükürülesi yüz de bende!
Susulacak zamanda konuşan, konuşulacak zamanda susanlara zamanında itirâz etmeyen benim, çünkü!
Sahte kahramanların sahtekârlıklarını bile bile; "Bütüne zarâr gelmesin aman Kurt!" öğüdüne uyarak susan benim, çünkü!
Açmazlardayım! Çıkmazlardayım! Başım kendimle belâda! Belâlardayım!
NE HALDEYİM?
Havayım, toprağım, âteşim, suyum;
Bendedir güneş te, ay da bendedir!
Ben insan evlâdı, toprak oğluyum
Düğün de bendedir, vay da bendedir!...
Benim Ötüken'in yüce zirvesi,
Dağların dumanı, bulutu benim!
Bugünün susmayan kükreyen sesi,
Tarihin haykıran sükûtu benim!...
Sînemde dizilir baharlar, yazlar
Karanlığa, nûra var gönlümde yer;
Gece gökyüzünde kayan yıldızlar
Yerini gönlüme emânet eyler!
Bazan tûfan kopar, sert eser boran,
Tarihimde yatar bin-bir sır benim;
Çiçekler toprağa tohum atmadan
İlkbahar kalbimde kıvanır benim!...
Yaşıtım ben aksakalla ve gençle
Dünlü yarınlıyım devr-i âlemde.
Nefret muhabbetle keder sevinçle
Sarılır uyurlar benim sînemde!...
Soyuma bağlıyım ben ilk sözümle
Duyar son sözümü "Türk'üm" diyenler,
Ağlarlar dertliler benim gözümle
Benim kahkahamla güler gülenler!...
Türk'üm! Tarih gibi ezelîyim ben
Hem yerin hem gökün mağrûr sesiyim;
Her gece şafağın kemendiyim ben
Türk'üm! Kâinatın terâzisiyim!...
Ölürken ölümü ben öldürürüm,
Şehâdet sadece bende doğuştur;
Mazlûmu her zaman ben güldürürüm
Tanrım! Zâlimlerle beni boğuştur!...
İnlersem dostlar üzülecek! İnlemesem nasırıma basana bir tokat vurmam gerek! Vurursam "Hoca n'aptın?" sorusuna cevabım yok! Açmazlardayım vesselâm!
"TÜRK'ÜM! BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, duâ...
Hani, sevdikleri üzülmesin diye hastayken inlemekten utanır ya insan, erkekçe!
Hani, kendisi çölde susuz yanarken yutkunan yavrusuna son suyunu verir ya insan, anaca!
Hani, ateşin yakacağını bile bile çocuğunu kurtarmak için yangına dalar ya insan, babaca!
Hani, millet yaşasın, devlet ebed-müddet sürsün diye bile bile ölüme atlar ya insan, Türk'çe!
Hani, silaha göğsünü gererek, kahpenin gözlerine baka baka siper olur ya insan, ülküdaşça!
Hani, âlim maskeli zâlimlere kafa tutmak için insan bilmezliğe yatar ya bazen câhilce!
Hani, yüzme bilmeden suya atlar ya insan sevdiğini kurtarmak için cankurtaranca!
O hallerdeyim!
Açmazlardayım kendime firârımda!
Cânımı yine cânan bildiklerimin acıtmasına göz yumdum!
Nasırıma yine benim zannettiklerim bastılar pervâsızca, acımasızca!
İnlersem dostlar üzülecek! İnlemesem nasırıma basana bir tokat vurmalıyım! Vurursam "Hoca n'aptın?" sorusuna cevabım yok! Açmazlardayım!
Yine gönlüme firârdayım yalnızca ve yine kendimin sürek avımdayım acımasızca!
Aklı yendiğini zanneden kurnazlarla birlikteliktense aptallığı bilerek kabullenen -mağlûp- akıllı dostlarımı incinmekten koruma gayretindeyim!
Zordayım! Açmazlardayım!
Hani, insan küfretmeğe niyetlenir, günahkâr olmamak için yutkunur ya dervişçe!
Hani, insan yumruğunu sıkar tam vuracakken kıyamaz, duvara toslar ya sarhoşça!
Hani, dostlarını incitmektense belânın üstüne üstüne saldırır ya insan, belâca!
Hani, bildiğini söyleyip çoğunluğu hayal kırıklığına uğratmaktansa acı gerçeği kendine saklar ya insan, sırdaşça!
Hani, insan sahte kahramanlara kahraman iltifatı gösteren samîmilere kıyamaz, döner gider ya dişlerini gıcırdata gıcırdata korkakça!
Hani, bazen tek bir bakışla tarar ya dört yanını insan, mitralyözce!
Hani, insan gözbebeği pislik görüp lekelenmesin diye kapatır ya bazen gözlerini ürkekçe!
Ve hani insan bazen kafa tutar ya Azrail'e Deli Dumrulca!
O hallerdeyim!
Kendime firârımda açmazlardayım!
Nârâ atasım var; delice, velîce, dervişçe, alpçe, erence, şehîtçe!
Tekbîr getiresim var Türk'çe!
"Allahüekber!" deyip "Ya Allah! Bismillah!"larla kilise kurdelâsı kesenleri alkışlayanların suratlarına yapıştırasım var Türk silme sillesini!
Patlatasım var Osmanlı tokatını enselerine!
Erzurum'da yeniden emrine giresim var Kuva-yı Milliye'nin, Kâzım Karabekir'ce!
Dağlara çıkasım var yeniden Demirci Efe'ce!
Yeniden ölesim-öldüresim var "... vatanın müdafaâsı ve İslâmiyet’in muhafazası için Türkçe konuşan hamiyyetli ahâlimiz"ce!
Aynanın karşısına geçip aynadaki yüze tüküresim var!
Aynadakine kıyamam, aynadaki de tüküremez, tükürülesi yüz de bende!
Susulacak zamanda konuşan, konuşulacak zamanda susanlara zamanında itirâz etmeyen benim, çünkü!
Sahte kahramanların sahtekârlıklarını bile bile; "Bütüne zarâr gelmesin aman Kurt!" öğüdüne uyarak susan benim, çünkü!
Açmazlardayım! Çıkmazlardayım! Başım kendimle belâda! Belâlardayım!
NE HALDEYİM?
Havayım, toprağım, âteşim, suyum;
Bendedir güneş te, ay da bendedir!
Ben insan evlâdı, toprak oğluyum
Düğün de bendedir, vay da bendedir!...
Benim Ötüken'in yüce zirvesi,
Dağların dumanı, bulutu benim!
Bugünün susmayan kükreyen sesi,
Tarihin haykıran sükûtu benim!...
Sînemde dizilir baharlar, yazlar
Karanlığa, nûra var gönlümde yer;
Gece gökyüzünde kayan yıldızlar
Yerini gönlüme emânet eyler!
Bazan tûfan kopar, sert eser boran,
Tarihimde yatar bin-bir sır benim;
Çiçekler toprağa tohum atmadan
İlkbahar kalbimde kıvanır benim!...
Yaşıtım ben aksakalla ve gençle
Dünlü yarınlıyım devr-i âlemde.
Nefret muhabbetle keder sevinçle
Sarılır uyurlar benim sînemde!...
Soyuma bağlıyım ben ilk sözümle
Duyar son sözümü "Türk'üm" diyenler,
Ağlarlar dertliler benim gözümle
Benim kahkahamla güler gülenler!...
Türk'üm! Tarih gibi ezelîyim ben
Hem yerin hem gökün mağrûr sesiyim;
Her gece şafağın kemendiyim ben
Türk'üm! Kâinatın terâzisiyim!...
Ölürken ölümü ben öldürürüm,
Şehâdet sadece bende doğuştur;
Mazlûmu her zaman ben güldürürüm
Tanrım! Zâlimlerle beni boğuştur!...
İnlersem dostlar üzülecek! İnlemesem nasırıma basana bir tokat vurmam gerek! Vurursam "Hoca n'aptın?" sorusuna cevabım yok! Açmazlardayım vesselâm!
"TÜRK'ÜM! BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
































































































