her insan mutlaka hata yapar, günah işler. Bunu bir defa unutmayalım. Allah "Gafuru'r-Rahîm'dir." Biz yaptıklarımıza güvenmeyeceğiz. Allah'ın rahmetine, merhametine güveneceğiz. Onun için kardeşlerimizin ne yaparlarsa yapsınlar, şunu unutmamaları gerekir: Allah'ın rahmeti bizim günahlarımızı yok eder. Güvencemiz bu olacak. İnancımız bu olacak;"De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyiniz..." (Zümer; 39/53) ayeti nazil olduğu zaman, Resululah'ın amcası Hz. Hamza'yı şehit eden Vahşi,"Ben de mi ümidimi kesmeyeyim?" diyor. Çünkü o, İslam'ın yayılmasını ve Müslümanların o güzel halini görünce ciddi bir nefis muhasebesi yapıyor. Müslüman olmak gerektiğine inanıyor. Ama, öyle bir iş yapmış ki Hz. Vahşi, Resulullah'ın mübarek amcasını şehit etmiş. O da yetmiyor, ciğerini çıkarıp, Ebu Süfyan'ın karısı Hind'e vermiş. O sahneyi hatırlıyor. Tüyleri ürperiyor. Resulullah haber gönderiyor. O yüce Peygamber, ona, "uzakta durmasın, iman etsin, gelsin" diye haber yolluyor. Şimdi, hiçbir kulun günahları Allah'ın rahmetini aşamaz. Fazilet, insanın dönüşüdür. Hangi yaşta olursa olsun dönüş yapıp Allah'a yürümenin yollarını aramamız lazım.Gençlik manevi bir oluşturCesedin bir ömrü vardır. Eğer aklımızı onun ölçülerine mahkum edersek, pörsürüz. 30 yaşında da pörsürsün, 40 yaşında da pörsürsün, 20 yaşında da pörsürsün. İhtiyarlık budur. İnsanın âtıl kalması, kendi kendini birtakım duyguların mahkumu yapmasıdır. Gençlik ise, insanın Allah'la kendi hukukunu sağlam bir zemine oturtması, "hep O'ndandır," diyerek hayatını yaşaması ve diri kalmasıdır. Yani gençlik manevî bir olaydır. Her zaman genç kalmak manevi bir diriliktir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.