Konuşulan sözlerin güvenliği
Başka bir husus daha vardır. Bu da "güvenirlilik" meselesidir. Mesela bizim:
1 - Irak'ta kırmızı çizgilerimiz vardı, onlara ne oldu?
2 - Kuzey Irak'ta Kürt Devleti oluşumu ve Musul Kerkük çizgileri vardı, onlara ne oldu?
3 - PKK konusunda ABD ile ilgili durumlarımız vardı, onlara da ne olacak acaba?
4 - Sonunda da Kıbrıs ve AB ile birlikte olmazsa olamazlarımız var acaba onlara ne olacak, endişeleri devam etmektedir.
5 - Acaba Kıbrıs meselesi Davos'ta VE ABD'de halloldu da bizim haberimiz mi yok, düşünceleri aklımıza gelmektedir!
6 - Sonunda bu kadar önemli ve milli konularımızı nasıl olur da bize karşı, önceki fikirleri ve nispeten ters düşünceleri belli olan bir BM Genel Sekreterine, Kıbrıs'ın tüm geleceğini eline bırakabiliriz.
Ona nasıl inanabiliriz? Bütün bu vurdumduymazlıkların sonucunun - büyük bir hüsran şekline dönüşmesi kolayca mümkün olamaz mı? Tüm Türkleri ve Rauf Denktaş'ı perişan eden işte bu konular olmaktadır!
Kıbrıs bayrağını dağlardan kaldırın
Rumlar Beşparmak Dağları'ndaki KKTC bayrağını kaldırın diyorlar.
Denktaş: "İşte geldiğimiz nokta budur!" dedi. Ne Bayrağımızı, ne halkımızı ne de devletimizi kabul ediyorlar! Bu bayrağın bedeli kanla ödenmiştir. 1974'ten beri Türk'ün egemenliğinin belirtisidir. Ama şimdi daha anlaşma imzalanmadan bayrağı silin diyorlar! Rumların "anlaşma"dan anladıkları işte bu kadardır!!
Siyasilerimizin telefonları
Abdullah Gül Denktaş'a telefon ederek İsviçre'ye gelmesini rica etti. Daha güçlü oluruz dedi. Denktaş teşekkür etti ve: "Rumlar hiçbir teklifimizi kabul etmedi. Sadece gelin bize katılın dediler. AB'nin yaklaşımı da budur. Benim ümidim kalmadı. Türkiye ve Kıbrıs Türkü harcanmamalıdır! Ama KKTC hükümeti tam yetkili olarak katılacak. Eğer siz Türk tarafının olmazsa olmazlarını kabul ettirirseniz, bundan çok memnun olacak ve sizi alkışlayacağım" dedi.
Denktaş ayrıca başbakan Erdoğan'a da bir mektup gönderdi. AB'nin Rum tarafını desteklediğini ve Türklerin hiçbir taleplerini ve Anayasa teklifini dahi kabul etmediklerini güzelce izah etmiş bulundu.
Not : Karamanlis Yunanistan'ın yeni Başbakanı İsviçre'ye dörtlü toplantıya katılıyor.
Denktaş'ın endişeleri - çözüm mü, çözülme mi?
1 - Annan Planı Adadaki Türkleri yok edecektir.
2 - Anlaşma olmadan referanduma gidilirse, Türk tarafı da Annan planına "evet" derse o zaman "istifa ederim" dedi. Şu anda halkımız büyük tehlikededir. Ben sadece halkıma gereken mesajı vermek istiyorum.
3 - Ben asla oyunlara gelmem! Çekilmek zorundaydım. Bunu yapmasaydım: Denktaş da gitti, konuşmalarda o da vardı, Denktaş da bunu yaptı, o da bunu kabul etti, diyeceklerdi.
4 - Denktaş'tan Türkiye'deki partililere: Kıbrıs konusunda birlik olun, bölünmeyin, dedi. Kıbrıs bir milli davadır - "partiler üstü kalması gerekir" dedi.
5 - Kıbrıs Rum Kesimi'nde de Annan Planı'nı kabul etmeyenlerin sayısı yaklaşık olarak % 75.8 civarındadır.
6 - Denktaş: Birleşmiş Milletler'e KKTC'nin şu andaki "mevcut anayasasını" verecektir. Böylelikle devletimizi ortadan kaldıran bir yeni anayasa yapamıyoruz!
7 - Stratejik "GİK"e, Amerikan yatırım kuruluşu Raymond James yaptırdığı ankete göre KKTC'deki durum şunu göstermektedir. KKTC halkı da Annan planını kabul etmemektedir. Şu andaki Annan Planı'na hayır diyenlerin sayısı yaklaşık % 46, evet diyenlerin sayısı ise % 42 civarındadır. Yaklaşık % 10 kadarı da karasız kalmaktadır.
(Cumhuriyet 21.3.2004)
Başka bir husus daha vardır. Bu da "güvenirlilik" meselesidir. Mesela bizim:
1 - Irak'ta kırmızı çizgilerimiz vardı, onlara ne oldu?
2 - Kuzey Irak'ta Kürt Devleti oluşumu ve Musul Kerkük çizgileri vardı, onlara ne oldu?
3 - PKK konusunda ABD ile ilgili durumlarımız vardı, onlara da ne olacak acaba?
4 - Sonunda da Kıbrıs ve AB ile birlikte olmazsa olamazlarımız var acaba onlara ne olacak, endişeleri devam etmektedir.
5 - Acaba Kıbrıs meselesi Davos'ta VE ABD'de halloldu da bizim haberimiz mi yok, düşünceleri aklımıza gelmektedir!
6 - Sonunda bu kadar önemli ve milli konularımızı nasıl olur da bize karşı, önceki fikirleri ve nispeten ters düşünceleri belli olan bir BM Genel Sekreterine, Kıbrıs'ın tüm geleceğini eline bırakabiliriz.
Ona nasıl inanabiliriz? Bütün bu vurdumduymazlıkların sonucunun - büyük bir hüsran şekline dönüşmesi kolayca mümkün olamaz mı? Tüm Türkleri ve Rauf Denktaş'ı perişan eden işte bu konular olmaktadır!
Kıbrıs bayrağını dağlardan kaldırın
Rumlar Beşparmak Dağları'ndaki KKTC bayrağını kaldırın diyorlar.
Denktaş: "İşte geldiğimiz nokta budur!" dedi. Ne Bayrağımızı, ne halkımızı ne de devletimizi kabul ediyorlar! Bu bayrağın bedeli kanla ödenmiştir. 1974'ten beri Türk'ün egemenliğinin belirtisidir. Ama şimdi daha anlaşma imzalanmadan bayrağı silin diyorlar! Rumların "anlaşma"dan anladıkları işte bu kadardır!!
Siyasilerimizin telefonları
Abdullah Gül Denktaş'a telefon ederek İsviçre'ye gelmesini rica etti. Daha güçlü oluruz dedi. Denktaş teşekkür etti ve: "Rumlar hiçbir teklifimizi kabul etmedi. Sadece gelin bize katılın dediler. AB'nin yaklaşımı da budur. Benim ümidim kalmadı. Türkiye ve Kıbrıs Türkü harcanmamalıdır! Ama KKTC hükümeti tam yetkili olarak katılacak. Eğer siz Türk tarafının olmazsa olmazlarını kabul ettirirseniz, bundan çok memnun olacak ve sizi alkışlayacağım" dedi.
Denktaş ayrıca başbakan Erdoğan'a da bir mektup gönderdi. AB'nin Rum tarafını desteklediğini ve Türklerin hiçbir taleplerini ve Anayasa teklifini dahi kabul etmediklerini güzelce izah etmiş bulundu.
Not : Karamanlis Yunanistan'ın yeni Başbakanı İsviçre'ye dörtlü toplantıya katılıyor.
Denktaş'ın endişeleri - çözüm mü, çözülme mi?
1 - Annan Planı Adadaki Türkleri yok edecektir.
2 - Anlaşma olmadan referanduma gidilirse, Türk tarafı da Annan planına "evet" derse o zaman "istifa ederim" dedi. Şu anda halkımız büyük tehlikededir. Ben sadece halkıma gereken mesajı vermek istiyorum.
3 - Ben asla oyunlara gelmem! Çekilmek zorundaydım. Bunu yapmasaydım: Denktaş da gitti, konuşmalarda o da vardı, Denktaş da bunu yaptı, o da bunu kabul etti, diyeceklerdi.
4 - Denktaş'tan Türkiye'deki partililere: Kıbrıs konusunda birlik olun, bölünmeyin, dedi. Kıbrıs bir milli davadır - "partiler üstü kalması gerekir" dedi.
5 - Kıbrıs Rum Kesimi'nde de Annan Planı'nı kabul etmeyenlerin sayısı yaklaşık olarak % 75.8 civarındadır.
6 - Denktaş: Birleşmiş Milletler'e KKTC'nin şu andaki "mevcut anayasasını" verecektir. Böylelikle devletimizi ortadan kaldıran bir yeni anayasa yapamıyoruz!
7 - Stratejik "GİK"e, Amerikan yatırım kuruluşu Raymond James yaptırdığı ankete göre KKTC'deki durum şunu göstermektedir. KKTC halkı da Annan planını kabul etmemektedir. Şu andaki Annan Planı'na hayır diyenlerin sayısı yaklaşık % 46, evet diyenlerin sayısı ise % 42 civarındadır. Yaklaşık % 10 kadarı da karasız kalmaktadır.
(Cumhuriyet 21.3.2004)
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006