Annan Planı sanki çözümmüş gibi çözümün önünde engel görülerek "Denktaş istifa" kabilinden hakkında ayağı yere basmayan köksüz sözler sarfedilen... Belki de 1974 öncesinden daha kritik bir dönemece giren Kıbrıs davasını, bu dönemeçten kazasız geçirecek, azgın Enosis dalgaları arasında Kıbrıs Türkünün içinde bulunduğu gemiyi hayat sahiline salimen ulaştıracak "usta kaptan"la, destek olunacak yerde köstek olarak elinin zayıflatılmak istendiği bir ortamda arkadaşımız Nevzat Yıldırım, bizzat KKTC'ye giderek görüştü. Annan Planı hakkındaki görüşlerini aldı. Denktaş, bu plan imzalanırsa Kıbrıs Türk'ünün başına gelecekleri şu çarpıcı cümlelerle ifade etti: Peki bunu imzayı atar da kabul edersek ne olur? 50-60 bin insanımız yerinden olur. İçimize, zaman içerisinde 50-60 bin Rum gelir, yerleşir. Bütün Rumlara,Kuzey'de bıraktıkları malları talep etme hakkı tanınmıştır. Güneyde bırakılan Türk malları ne olacak? Bunların aynı BM'nin daha evvelki planında takas yoluyla halledilmesi vardı. Şimdi ne olacak? Belli değil. Toprak konusunda bize % 28-27 toprak öngörülüyor. Bizim ekilen topraktaki hakkımız % 33. Ama şimdi bize "genelde % 27-28 alınız" diyorlar. Bunun yarısı Beşparmak Dağlarıdır. Etrafı ekilmeyen-dikilmeyen topraklardır. Yani bize ne kalıyor? Bize geriye % 14 filan kalıyor. Bunun içerisine Rumlar döndüğünde aşağı-yukarı % 9-10'unu alıp götürüyor. Bize ne kaldı? % 4-5 kaldı. Bu % 4-5'in içerisinde de yerleşmiş Rumlar var. Peki biz bu 50-60 bin nüfusu nereye nakledeceğiz? Apartmanlar yapıp, bunlar apartmanlarda oturmak suretiyle hayatlarını idame ettiremezler ki. Dolayısıyla sırf bu açıdan planı büyük ölçüde yeniden tartışmak lazımdır. Aksi takdirde halkımız perişan olur."