Amerika'nın bölgeye fiili olarak gelmesi Irak savaşı ile başladı. Irak'ta karşılaştığı manzara, Amerika'ya bir hezimet olan Vietnam'ı hatırlatıyordu. Neredeyse Irak da bataklık olmuştu. AKP hükümetinin, ABD ile stratejik ortaklığı ve verilen destekle ABD, Irak'ta batmaktan kurtuldu. Bu ABD için ciddi bir tecrübe oldu. Artık olayların içine doğrudan girmeyecek ve maşalar kullanacaktı. İşte Arap Baharı bu düşüncenin hayata geçirildiği bir eylem planıdır. Pentagon'un (ABD Savunma Bakanlığı) temel hedefi olan "Küresel Dünya Hakimiyeti" için adımları sıklaştırmanın zamanı gelmişti. Bunun için sıra Ortadoğu'daki iki devletin devre dışı bırakılmasına gelmişti. Birisi, kadim bir devlet geleneğine sahip olan İran, diğeri ise Osmanlının devamı olan Türkiye. Oysa bu iki devletin savaşmasının hiçbir akli sebebi yoktu. Hatta taraflar bile ihtimal vermiyorlardı. (Türkiye ve İran'ın savaştırılmak istendiği tespitini yıllar önce Prof. Dr. Haydar Baş yapmıştı) Türkiye'nin NATO füze savunma sistemini Malatya'ya yerleştirmesi, İran'ın da füzelerini Türkiye'ye çevirmesi neticesini doğurdu. Sadece İran değil Rusya da füzelerinin yönünü Türkiye'ye çevirdi. ABD İslam coğrafyasında geniş çaplı bir Sünni - Şii çatışması çıkartmak istiyor. Bu konuda güya Sünni Türkiye ile Şii Suriye'nin savaşmasını istiyor. Geçtiğimiz günlerde ülkemize ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden geldi. Gezinin detaylarına bakıldığı zaman iç ve dış politikaya dönük mesajlar verdiğini görüyoruz. Bugün yumuşak yüzünü gösteren ABD, talimatlarını yapmada gecikme hissederse ne yapar? Libya'ya, Mısır'a, Suriye'ye takındığı tavrı takınmaz mı? Elbette takınır. İç ve dış politikaya dönük verilen mesajlarda, Ruhban okulunun açılması, Afganistan ve Irak'taki ABD menfaatlerine hizmetin devam etmesi, Suriye ile yaşanan gerilimde Türkiye'ye destek verme adı altında cepheye sürülmemiz, gündemdeki anayasal düzenlemenin bir reform karakteri taşıması yani devlet yapımızın yeniden şekillenmesi, İsrail ile iyi ilişkileri tesis etmemiz istendi. Biden'ın bilinen özelliği 'Türkiye'yi sevmeyen adam' olması. Başbakanla görüşmeye giderken dublör kullanan Biden, asıl maksadını da gizlemek için fikri dublörler kullanıyor. Terörün ülkemiz gündemine girdiği onlarca yıldan beri işin sadece arkasında değil, her noktasında olan ABD'nin durduk yere PKK'ya karşı iş birliği mesajı vermesi mide bulandırır cinstendir. İngiltere'den açıklama yapan Cumhurbaşkanı Gül, Suriye'den gelecek bir PKK saldırısına karşı cevap vereceğimizi söylemişti. Bu iki yaklaşım yan yana getirildiği zaman tasarlanan proje de ortaya çıkmaya başlıyor. İş, kuzu ile kurdun haline dönmemeli. Kurdun derenin üst kısmında olmasına rağmen alt kısmında olan kuzuya 'suyumu bulandırıyorsun' bahanesiyle kuzuyu yemeyi kafaya koyması gibi, ABD de Suriye'yi yemeyi kafaya koymuştur. Biz ne milletimizi tehlikeye atmalıyız ne de diğer Müslüman kardeşlerimizi. Ne topraklarımızı ne de coğrafyamızı çiğnetmeliyiz. Aksi halde dünyada da ahirette de bunun hesabını vermek mümkün değildir.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024