Kim bu Arhonlar?

Türkiye'ye yönelik ekümeniklik komplosu içinde yer alan Arhonluk teşkilatı, Yunan'ın Megalo İdea emelleri doğrultusunda canını ve malını çekinmeden ortaya koyacak kişilerden oluşan bir teşkilat olarak tanımlanıyor

-Patriğe Yunan Arhon desteği

Patrik Bartholomeos'un çevrecilik kamuflajı ile 20-28 Eylül 1997'de Karadeniz'e kıyısı bulunan

6 ülkenin 9 limanında gerçekleştirdiği bir nevi ekümenikliğini tescil programında emrine sunulan ve Trabzon limanında iken içinde Yunan gizli servis elemanları tarafından Karadeniz'in Pontus Denizi olduğuna dair haritalar dağıtılan Venizelos gemisi bir Arhon olan ünlü armatör Kosta Karras'a aitti.

-Paramasonik yapılanma

1 ve 2 Aralık'ta Patrik Bartholomeos'un ekümenikliğini tescil ve pekiştirme yemeği ile resepsiyonunu düzenleyen Arhonlar tarikatının kimliği hakkındaki ayrıntılar ekümeniklik meselesinin vahim boyutunu daha bir ortaya koyuyor.

-Arhonların hedefleri

"www.Archons.org" web sitesinde yer alan 2003 yılı raporuna göre ABD'deki Arhonların faaliyetlerinden bazıları şöyle özetleniyor:

-Türkiye ve ABD nezdinde Heybeliada Ruhban Okulu konusunda lobi çalışmaları yapılması.

-Patrikhane'nin mülk edinme konusu ve bazı Rum vakıflarının mal varlıklarının iadesinin istenmesi.

-Türk hükümetinin Patrik seçimine ve Sen Sinod'un oluşumuna müdahale etmemesinin sağlanması.

-Patrikhane'nin ekümenikliğinin Türkiye tarafından tanınması.

1 ve 2 Aralık'ta Patrik Bartholomeos'un ekümenikliğini tescil ve pekiştirme yemeği ile resepsiyonunu düzenleyen "The National Council of the Order of. St. Andrew the Apostle Archons of the Ecumenical Patriarchate in America"nın (Amerika Ekümenik Patrikhanesi Aziz Andrew Havarisi Arhonlar Tarikatı Ulusal Konseyi) kimliği hakkında bilgiler ekümeniklik meselesinin vahim boyutunu daha bir ortaya koyuyor.

Paramasonik bir teşkilat

Edindiğimiz bilgilere göre "Arhonluk", Yunanın "Megalo İdea" emelleri için canını ve malını çekinmeden ortaya koyacak kişilerden oluşan bir topluluk anlamına geliyor. Bu topluluğun çalışma biçimi "paramasonik" olarak tanımlanıyor. Roma ve Bizans'ta, kilise ve imparatorun onayıyla toplumun seçkin kişilerine bu ünvan verilmekteydi. 1453'te İstanbul'un fethi ve Hıristiyan Bizans'ın sona ermesiyle birlikte Patrikhane, İslam'a karşı tek başına Ortodoks tebayı koruma ve kollama görevini üstlendi. Aristidis Panotis imzasıyla "www.ec-patr.gr" web sitesinde Rumca yayınlanan bir araştırma yazısında belirtildiğine göre Patrikhane, Ortodoks cemaatin İslamlaştırılmasını engellemek için "devlet içinde devlet" sayılabilecek bir yeni yapılanmaya gitti. Bu yapılanma kilise mensubu din adamları dışında "sivil" şahıslardan yararlanmayı amaçlıyordu. Bu çerçevede Patrikler, toplum içerisinde saygınlığı olan, Kilise'ye de gönül vermiş bazı sivillere, Bizans döneminde de kullanılan ünvanlar (Yunanca 'offikia') verdi. Mesela bunlardan "Logotheis" başbakan ya da dışişleri bakanı, "Rhetor" eğitim bakanı, "Referandarios" Bizans'ta Patriğin İmparator nezdindeki temsilcisi anlamına geliyordu. Menderes döneminde ABD'den getirtilip Türk vatandaşı yapılarak Patriklik makamına oturtulan Athenagoras'ın özellikle ABD'de çok sayıda kişiyi "Arhon" ünvanıyla donattığı görüldü. Bu durum "Arhon"ların bir dernek çatısı altında örgütlenme zaruretini gündeme getirdi. Örgütlenme işini ise bir zamanlar Türk düşmanlığı yaptığından dolayı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılan Tarabya Metropoliti Yakovas, 1966 yılında, "Order of Saint Andrew the Apostle Archons of the Ecumenical Patriarchate" adıyla gerçekleştirdi.

Bartholomeos'tan Arhon icraatı

1991'de Patrik seçilen Bartholomeos'un ilk icraatlarından biri, Sen Sinod Meclisi kararıyla, Atina merkezli Panagia Pammakaristos adlı ikinci bir Arhon derneği kurulmasını sağlamak oldu. Ve bu derneğe İngilizcesi "The Brodeherhood of Archons of the Ecumenical Patriarchate" olan "Arhonlar Biraderliği" şeklinde Masonik bir sıfat eklendi. Derneğe ABD dışındaki tüm Arhon ünvanı verilenler üye olacaktı.

Arhonların hedefleri

"www. Archons.org" web sitesinde yer alan 2003 yılı raporuna göre ABD'deki Arhonların faaliyetlerinden bazıları şöyle özetleniyor:

1- Türkiye ve ABD nezdinde Heybeliada Ruhban Okulu konusunda lobi çalışmaları yapılması.

2- Patrikhane'nin mülk edinme konusu ve bazı Rum vakıflarının mal varlıklarının iadesinin istenmesi.

3- Türk hükümetinin Patrik seçimine ve Sen Sinod'un oluşumuna müdahale etmemesinin sağlanması. (Bu yıl, Cumhuriyet tarihinde ilk defa olmak üzere Fener Rum Patrikhanesi Sen Sinod Meclisine, kanunların hilafına, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan 6 metropolit atandı. Türkiye'nin tepkisini ölçmeyi amaçlayan bu atama konusunda Patrikhane'ye resmi kanallardan herhangi bir tepki verilmedi.)

4- Patrikhane'nin ekümenikliğinin Türkiye tarafından tanınması.