Prof. Dr. Haydar Baş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Türkiye'de yaşıyor.Üst üste yığıldığı zaman ortalama bir adam boyunu geçen eserlerini çok sevdiği bu ülkede yazdı ve yazıyor.Bir ilim adamı ve aynı zamanda siyasi bir partinin, Bağımsız Türkiye Partisi'nin lideri olarak yaptığı meydan mitinglerinin sayısı belli değil, yaptığı salon toplantılarının, Ehl-i Beyt sempozyumlarının, Milli Kahramanlarımız programlarının sadece yapıldıkları yer ve tarihleri koca koca kitaplar oluşturur.Milli Ekonomi Modeli için organize edilen uluslararası kongreler ondan fazla, konu ile ilgili çıktığı ve saatlerce konuştuğu televizyon programları ise gerçekten sayılamayacak çoklukta.Bütün bu haykırışlara rağmen sayın Haydar Baş'ın sesi uzaklardan geliyor, uzaklarda yankılanıyor, uzak uzak diyarlardaki kayalar ses veriyor da içinde yaşadığı, dilini konuştuğu, eserlerini dili ile yazdığı Türk milletinden ne bir ses ne bir nefes ne de bir aksi seda?Milli Ekonomi Modeli'nin, Sosyal Devlet Milli Devlet ilkelerinin sesleri ve yankıları uzaklardan geliyor, etkileri, tatbik edildiği diyarlardaki olumlu sonuçları uzak uzak diyarlarda görülüyor.Muhitten merkeze doğru dalga dalga yayılıyor Haydar Hoca'nın sesi. Hâlbuki işin doğası gereği normal olan merkezden muhite doğru yayılmasıdır. Böyle giderse dünyanın dört bir yanından, yedi iklim dört kıtadan yükselen Milli Ekonomi sesleri bu güzel ve yalnız ülkemizi kuşatacak, sarıp sarmalayacak.Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçmesi ile musluğu kesilecek, ekmek kapısı kapanacak olan küresel ve yerli tefecilerin gürültü çıkarmasını, iftira ve dedikodular üretmesini bir yerde anlarız da bu tefecilerin tuzağında inleyen zavallı kitlelerin Haydar Hoca'nın bu müşfik sesine bigâne kalmalarını anlamakta gerçekten zorluk çekiyoruz.Bu oldukça hayati planın ve projenin, bu müşfik sesin çıktığı şehirde, bölgede ve ülkede duyulmaması ve yayılmaması için öteden beri şamata yapan, gürültü çıkaran ciddi şebekeler var.Şimdi aynı şebekeler, mesela Çin'den-Maçin'den, Rusya'dan, Şili'den, Venezuela'dan yükselmekte olan Milli Ekonomi Modeli'nin uygulama seslerini bastırmak için, olumlu sonuçları Türkiye'den duyulmaması için gürültü-şamata yapmaya devam ediyorlar.Söz konusu modeli ve sahibini binlerce, belki on binlerce kilometreden tanıyan, gelip dizinin dibine oturup ders alanların yanı sıra, yaşadığı şehirdeki, bölgedeki ve ülkedeki insanların kör ve sağırlığı bütün şiddetiyle devam ediyor.Hem zaman kaybına uğradık, koca on üç yılımız boşa gitti, hem kaynak kaybı yaşadık-yaşıyoruz yer altı ve yer üstü kaynaklarımız tefecilerin eline geçti.Ülkenin bölünme sürecine sokulmuş olması ise başlı başına bir felaket?Bu durumda; "Kimileri seni uzaktan tanır/Kimi yaklaşır da kör olur gider" demekten başka bir şey yapamıyoruz şimdilik.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025