Busu ve Şaron çifte kasabı İslam dünyasını kalbinden doğruyor.
Her gün ya Irak'tan ya da Filistin'den yüzlerce Müslümanın hunharca öldürülmelerine tanık oluyoruz.
Meydanı boş bulan caniler sahipsiz mazlum insanları katletmek, hayatta kalanlara işkence etmek için yarışıyor.
Bu pornografik savaşı insanlık kanıksadıkça, zulmün, işkencenin ve vahşetin yeni yöntemleri deneniyor.
Yanıbaşımızda yaşanan bu dramın birinci derecede sorumluları bizatihi bu vahşeti işleyen İsrail-İngiliz-ABD şeytan üçgenidir, hiç şüphesiz.
Ancak ikinci dereceden sorumlu olanlar belki Avrupa ve diğer dünya ükelerinden önce Türkiye ve Arap ülkeleridir.
Arap ülkeleridir çünkü aynı ırktan ve dinden olan kardeşlerini katleden güçlerle içli dışlı devletlerden ve onları eblehce seyreden yığınlar sustukça zulmün dozu artırılıyor.
Türkiye suçludur çünkü komşumuz Irak ve Filistin'i, aynı inançtan olan insanlarımızı katleden bu güçlerle "stratejik müttifik" olmak için yalvar yakar olyuyor.
İsrail'le istihbarat, güvenlik ve savunma işlerliğine devam ettirdikçe onları azgınlaştırıyoruz.
Türkiye İsrail'in arkasından çekilsin bakalım. Atlantik ötesinden ABD imdadına yetişebilecek mi?
Türkiye, İsrail'in vahşetini görmezlikten gelerek ilişkilerini derinleştirdikçe İsrail'in sadece zulüm ve vahşetine değil vatanımızı da içinde alan azgın iştahlarına meşruiyet kazandırıyor.
Onun için BM, AB gibi güçler kınadıktan sonra kınama kuyruğuna girmekle bu vahşete dur denemez.
AKP iktidarı kuru kınama demeçleri ile değil ciddi İsrail'i caydıracak politikalar geliştirerek vahşete dur diyebilir.
Ama maalesef bu içtenlik, bu cesaret, bu duruş henüz ufukta yok.
Olsaydı sadece İsrail'i kınamakla geçiştirmez, İsrail'e cesaret veren ve adeta onun yöntemlerini küreselleştiren ABD'ye karşı duran duruş oraya koyardı.
İsrail'in kanlı Refah saldırısını gerçekleştirdiği günlerde ABD de camileri, düğün evlerini vurarak binlerce sivili katletmedi mi?
İşgale hava sahasını açan, ikmal yollarını açan, ABD askerlerinin sağ salim dönmesi için dua eden Başbakan Erdoğan'ın sorumluluğu unutulabilir mi?
İktidar, Bush-Şaron kasabı ile aynı fotoğraf karesinden çıkmadıkça bu sorumluluklarından kurtulamazlar.
Her gün ya Irak'tan ya da Filistin'den yüzlerce Müslümanın hunharca öldürülmelerine tanık oluyoruz.
Meydanı boş bulan caniler sahipsiz mazlum insanları katletmek, hayatta kalanlara işkence etmek için yarışıyor.
Bu pornografik savaşı insanlık kanıksadıkça, zulmün, işkencenin ve vahşetin yeni yöntemleri deneniyor.
Yanıbaşımızda yaşanan bu dramın birinci derecede sorumluları bizatihi bu vahşeti işleyen İsrail-İngiliz-ABD şeytan üçgenidir, hiç şüphesiz.
Ancak ikinci dereceden sorumlu olanlar belki Avrupa ve diğer dünya ükelerinden önce Türkiye ve Arap ülkeleridir.
Arap ülkeleridir çünkü aynı ırktan ve dinden olan kardeşlerini katleden güçlerle içli dışlı devletlerden ve onları eblehce seyreden yığınlar sustukça zulmün dozu artırılıyor.
Türkiye suçludur çünkü komşumuz Irak ve Filistin'i, aynı inançtan olan insanlarımızı katleden bu güçlerle "stratejik müttifik" olmak için yalvar yakar olyuyor.
İsrail'le istihbarat, güvenlik ve savunma işlerliğine devam ettirdikçe onları azgınlaştırıyoruz.
Türkiye İsrail'in arkasından çekilsin bakalım. Atlantik ötesinden ABD imdadına yetişebilecek mi?
Türkiye, İsrail'in vahşetini görmezlikten gelerek ilişkilerini derinleştirdikçe İsrail'in sadece zulüm ve vahşetine değil vatanımızı da içinde alan azgın iştahlarına meşruiyet kazandırıyor.
Onun için BM, AB gibi güçler kınadıktan sonra kınama kuyruğuna girmekle bu vahşete dur denemez.
AKP iktidarı kuru kınama demeçleri ile değil ciddi İsrail'i caydıracak politikalar geliştirerek vahşete dur diyebilir.
Ama maalesef bu içtenlik, bu cesaret, bu duruş henüz ufukta yok.
Olsaydı sadece İsrail'i kınamakla geçiştirmez, İsrail'e cesaret veren ve adeta onun yöntemlerini küreselleştiren ABD'ye karşı duran duruş oraya koyardı.
İsrail'in kanlı Refah saldırısını gerçekleştirdiği günlerde ABD de camileri, düğün evlerini vurarak binlerce sivili katletmedi mi?
İşgale hava sahasını açan, ikmal yollarını açan, ABD askerlerinin sağ salim dönmesi için dua eden Başbakan Erdoğan'ın sorumluluğu unutulabilir mi?
İktidar, Bush-Şaron kasabı ile aynı fotoğraf karesinden çıkmadıkça bu sorumluluklarından kurtulamazlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014