Ebû Bekr Harezmî şöyle demiştir. "Bağdât'ta kitap yazan her zât, Bakıllânî'nin eserlerinden nakiller yapmıştır. Çünkü o herkesin kabûl ettiği, pek çok ilimde büyük bir âlim idi. Ali bin Muhammed Harbî de şöyle demiştir; "Kâdı Ebû Bekr Bâkıllânî, yazdığı eserlerini kısaltmak istedi. Fakat ilminin ve ezberlediği meselelerin çokluğu sebebiyle bunu yapması mümkün olmadı. Muhâliflerine karşı bir eser yazmak isteyen her âlim, bunu yazarken muhâliflerinin eserini okumuştur. Bâkıllânî ise, muhâliflerine reddiye yazarken, onların eserlerini gözden geçirmeğe ihtiyaç duymazdı. Çünkü muhâliflerinin fikirlerini gâyet iyi biliyordu."Ebû Abdullah Muhammed bin Abdullah Beydâvî şöyle anlatmıştır:"Bir rüyâ görmüştüm. Rüyâmda ders verdiğim mescidime girdim. Mihrâbda bir zât oturuyor, bir başka zât da ondan ders alıyordu. Ona karşı Kur'ân-ı kerîm okuyordu. Öylesine güzel okuyordu ki, bu okuyan ve okutan kimdir acabâ dedim. Bana denildi ki; mihrâbda oturan, Resûlullah efendimizdir. Huzûrunda okuyan da Bâkıllânî'dir. Resûlullah ona dînimizi öğretiyor..."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.