"Kültürümüzde önemli bir kavramdır "kıymet bilmek" tabiri. Zamanın kıymetini bilmek, sıhhatin kıymetini bilmek, dostun kıymetini bilmek, vatanın kıymetini bilmek, imanın kıymetini bilmek gibi. Ayetler, hadisler, gönül dostları değerlerimize sahip çıkmayı emir ve tavsiye etmişler, anımsatmışlardır. Çünkü insan, elindekinin kıymetini bilmezse hedefine ulaşamaz. Hele hele iman nimetinin kıymetini bilmez ve anlamazsa sonunun hüsran olacağı muhakkaktır. Bir Müslüman için en büyük nimet imandır.Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in enteresan bir tarifi vardır müslümanlar için. Diyor ki Sayın Baş; "Bir Müslüman kuyumcu gibi olmalıdır. Hiç palas pandıras, giyimine, kuşamına dikkat etmeyen bir kuyumcu gördünüz mü? Hepsi gayet şık, iyi giyimlidir. Neden? Çünkü sattığı mal kıymetlidir de ondan?"İşte bir Müslüman da aynen kuyumcu misali sahip olduğu nimetin kıymetini bilip söz, fiil, fikir ve davranışlarına ona göre düzenlemelidir. Sahip olduğu iman cevherini bütün benliğine yaymalıdır. Muhatabı ondan etkilenmeli, ona imrenmeli, onun bu duruşundan yerine göre ürkmeli ve de çekinmelidir. Şimdi bir kuyumcu düşünün ki, elindekinin kıymetini bilmiyor ve piyasada malumunuz çakal dolu. Bu çakallar sarıya boyanmış teneke parçalarını dükkânına getirirler, onları raflarındaki altınlarla değiştirirler, sende kendini altın satıyor sanırsın. Hâlbuki sen bir tenekeci olmuşsun. Sahip olduğunun bir kıymeti yok farkında değilsin. Yarın onları satmaya kalkınca peş para etmediğini görürsün.Manevi hayatımızda da durum pek farklı değil. Bu teneke satıcıları diyalog adı altında, medeniyetler ittifakı, dünya vatandaşlığı, sevgi, hoşgörü vs. isimleri kullanarak gönül hazinelerimizin içine kadar girdiler. Gönüllerimizi boşalttılar. Gönül hazinelerimizin yerine hak katında hiçbir değeri olmayan batıl inanışları doldurdular. Benim saf kardeşim de kendini hala kuyumcu zannediyor. Her şeyini kaybetmiş farkında değil. Peki, bu gönül çakalları böyle bir yönteme neden ihtiyaç duydular? Bu rüzgârlar nereden estiriliyor? Kim estiriyor? "Bu rüzgâr bu topraklardan gelmedi. Bu rüzgâr çok ötelerden geldi. Onlar şunun hesabını yaptılar. Biz bütün orduları bir araya getirdik, Türk milletinin sırtını yere getiremedik. O halde bunlarda biz öz var, onu almalıyız ki bunların da bizden farkı olmasın, geriye sadece posaları kalsın. İşte bu dinler arası diyalog, medeniyetler arası diyalog safsatası bundan sonra icat edildi. Bizim Müslüman olan kimliğimizi Türklüğümüzü elimizden almak için başlatılan bir Haçlı seferberliğidir. Haçlı bizi meydanlarda mağlup edemedi. Şimdi kültür yoluyla, siyaset ve medeniyet yoluyla mağlup etmeye çalışıyor. Sandıkta kendi verdiğimiz oylarla şimdi bunlara ders vermeye var mıyız Anadolulum? Ey yüce milletim buna var mısın?" (Prof. Dr. Haydar Baş)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024