Başlıktaki cümle Prof. Dr. Mahir Kaynak'a ait. Ondan önce de BTP Genel Başkanı Prof.Dr.Haydar BAŞ'tan duymuştum.
Prof.Dr.Mahir Kaynak, Doç. Dr. Emin Gürses, Dr. Tamer Kumkale ve Dr.Ali Nazmi Çora 8 Mayıs'ta "Güven Hareketi"nin tertiplediği "Türkiye'nin Alternatif Stratejileri" konulu panelde konuştular.
Başkanlığını Samim Uygun'un yaptığı paneldeki bütün konuşmalara değinmem mümkün değil. Ancak altı çizilmesi gereken bazı noktalara işaret etmeliyim.
Mahir Kaynak'a göre "ABD öyle rahatlığından falan değil ciddi sıkıntısı yüzünden her tarafa saldırıyor.
500 milyar dolar dış ticaret açığı bulunan ABD, ekonomisini kurtarmak için askeri harekata sarılıyor.
Ve Türkiye ABD hesaplarının tam ortasında duruyor."
Mahir Bey bunu "kod adı Irak; hedef Türkiye" şeklinde sembolize ediyor.
Saddam ve ekibinin nerede olduğu tartışıla dursun Kaynak "ABD artık ülkelerin beynini ele geçiriyor. Ele geçirdiği yönetim savaşma derse asker savaşmıyor." Tezini savunuyor.
Kaynak'a göre maalesef Türkiye'nin de beyni Irak gibi.
Mesela Türkiye ABD,AB ya da Rusya eksenli üç kapı aralayabilir.Belki daha da fazla. Ancak beyin ele geçirilince bu mümkün değil."
ABD Türkiye'den vazgeçemez. Hatta, ABD Türkiye'yi kaybederse Atlantiğe turist olarak bile geçemez.
AB'nin son günlerde Türkiye'ye sıcak mesajlar verdiğine dikkat çeken Kaynak şöyle konuştu: "AB Türkiye'yi istiyor.Hatta vazgeçilmez görüyor. Çünkü savaşacak ordusu bile yok".
Kaynak son olarak 8. Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL'a söylediği bir sözü hatırlattı: "O kadar çok borçlandık ki artık (boyun eğmek için) beş vakit namaz kılmaya gerek yok".
"ABD Savunma Bakan Yardımcısı Poul Wolfowitz'e cevap verecek bir devlet adamı yok Türkiye'de" diyen Dr. Tamer Kumkale "50 yıldan beri savunmadayız.İran'ı ,Irak'ı, Suriye'yi bilmiyoruz, sadece korkuyoruz" düşüncesinde.
Esprili ve Karadeniz şivesiyle konuşan Doç. Dr. Emin Gürses'in verdiği şu bilgi ilginç: "ABD Afganistan'da Taliban'la temas halinde. Çünkü kontrolü hala sağlamış değil. Aynı şeyi Irak'ta yapıyor. Saddam'ın işkencecilerine yine görev veriyor."
CNN'de Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar'ın Poul Wolfowitz'le yaptığı mülakatı "planlanmış bir konuşma "olarak değerlendiren Gürses'e göre "hükümet Poul de kimdir" demeliydi.
Dr. Ali Nazmi Çora emekli kıdemli albay. Halen Genelkurmaya danışmanlık yapıyor.
Konuşması ilginçti.
Türkiyenin önemini anlatırken "ölüm korkusu yaşamayan asker asker olamaz. Biz harp eğitimi alan bir ülkeyiz. ABD askerlerine biraz direniş gösterildi. Sonucu hep beraber gördük." dedi.
Çora'nun kanına dokunan biri şey var: "Dünyaya hoşgörü dersi veren bir millete hoşgörü öğretmeye kalkıyorlar. Bu bana çok dokunuyor."
Dediğim gibi bütün konuşmaları buraya sığdırmam mümkün değil. Ancak bir Amerikalının Ali Nazmi Çora'ya söylediği şu cümleye biz inanmak zorundayız. "Siz Türkler kendinizi tanımıyor, kıymetinizi bilmiyorsunuz".
Kendini tanımayan komşularını hatta düşmanlarını nasıl tanıyacak.
Tabii bir de kuliste konuşulanlar var. Onları da başka bir yazıda ele alacağız.
Sepetçiler Kasrı'nda 15 Mayısta da Dış Politika Uzmanları konuşacak.
Prof.Dr.Mahir Kaynak, Doç. Dr. Emin Gürses, Dr. Tamer Kumkale ve Dr.Ali Nazmi Çora 8 Mayıs'ta "Güven Hareketi"nin tertiplediği "Türkiye'nin Alternatif Stratejileri" konulu panelde konuştular.
Başkanlığını Samim Uygun'un yaptığı paneldeki bütün konuşmalara değinmem mümkün değil. Ancak altı çizilmesi gereken bazı noktalara işaret etmeliyim.
Mahir Kaynak'a göre "ABD öyle rahatlığından falan değil ciddi sıkıntısı yüzünden her tarafa saldırıyor.
500 milyar dolar dış ticaret açığı bulunan ABD, ekonomisini kurtarmak için askeri harekata sarılıyor.
Ve Türkiye ABD hesaplarının tam ortasında duruyor."
Mahir Bey bunu "kod adı Irak; hedef Türkiye" şeklinde sembolize ediyor.
Saddam ve ekibinin nerede olduğu tartışıla dursun Kaynak "ABD artık ülkelerin beynini ele geçiriyor. Ele geçirdiği yönetim savaşma derse asker savaşmıyor." Tezini savunuyor.
Kaynak'a göre maalesef Türkiye'nin de beyni Irak gibi.
Mesela Türkiye ABD,AB ya da Rusya eksenli üç kapı aralayabilir.Belki daha da fazla. Ancak beyin ele geçirilince bu mümkün değil."
ABD Türkiye'den vazgeçemez. Hatta, ABD Türkiye'yi kaybederse Atlantiğe turist olarak bile geçemez.
AB'nin son günlerde Türkiye'ye sıcak mesajlar verdiğine dikkat çeken Kaynak şöyle konuştu: "AB Türkiye'yi istiyor.Hatta vazgeçilmez görüyor. Çünkü savaşacak ordusu bile yok".
Kaynak son olarak 8. Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL'a söylediği bir sözü hatırlattı: "O kadar çok borçlandık ki artık (boyun eğmek için) beş vakit namaz kılmaya gerek yok".
"ABD Savunma Bakan Yardımcısı Poul Wolfowitz'e cevap verecek bir devlet adamı yok Türkiye'de" diyen Dr. Tamer Kumkale "50 yıldan beri savunmadayız.İran'ı ,Irak'ı, Suriye'yi bilmiyoruz, sadece korkuyoruz" düşüncesinde.
Esprili ve Karadeniz şivesiyle konuşan Doç. Dr. Emin Gürses'in verdiği şu bilgi ilginç: "ABD Afganistan'da Taliban'la temas halinde. Çünkü kontrolü hala sağlamış değil. Aynı şeyi Irak'ta yapıyor. Saddam'ın işkencecilerine yine görev veriyor."
CNN'de Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar'ın Poul Wolfowitz'le yaptığı mülakatı "planlanmış bir konuşma "olarak değerlendiren Gürses'e göre "hükümet Poul de kimdir" demeliydi.
Dr. Ali Nazmi Çora emekli kıdemli albay. Halen Genelkurmaya danışmanlık yapıyor.
Konuşması ilginçti.
Türkiyenin önemini anlatırken "ölüm korkusu yaşamayan asker asker olamaz. Biz harp eğitimi alan bir ülkeyiz. ABD askerlerine biraz direniş gösterildi. Sonucu hep beraber gördük." dedi.
Çora'nun kanına dokunan biri şey var: "Dünyaya hoşgörü dersi veren bir millete hoşgörü öğretmeye kalkıyorlar. Bu bana çok dokunuyor."
Dediğim gibi bütün konuşmaları buraya sığdırmam mümkün değil. Ancak bir Amerikalının Ali Nazmi Çora'ya söylediği şu cümleye biz inanmak zorundayız. "Siz Türkler kendinizi tanımıyor, kıymetinizi bilmiyorsunuz".
Kendini tanımayan komşularını hatta düşmanlarını nasıl tanıyacak.
Tabii bir de kuliste konuşulanlar var. Onları da başka bir yazıda ele alacağız.
Sepetçiler Kasrı'nda 15 Mayısta da Dış Politika Uzmanları konuşacak.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005